hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Dünyadaki 645 tutuklu yazarın 70'i Türkiye'de

    Dünyadaki 645 tutuklu yazarın 70i Türkiyede
    expand

    Uluslararası yazarlar kulübü PEN'in bir barış ve özgürlük çağrısı günü olarak belirlediği "15 Kasım Dünya Hapisteki Yazarlar Günü" nedeniyle 70 civarında yazarın tutuklu bulunduğu Türkiye de gündeme geldi. PEN'den yapılan açıklamada bütün yazar ve gazetecilerin serbest bırakılması istendi.

    Dünyada tutuklu veya hükümlü 645 yazarla ilgilenen ve yardımcı olmaya çalışan PEN'in Türkiye'de takip ettiği yazarların sayısı ise 70 civarında. Her yıl geleneksel olarak hapisteki yazarlara ya da ailelerine kart atarak destek olma çağrısında bulunan PEN, bu yıl Türkiye'den 5 yazarı daha bu listeye ilave etmişti. PEN'in isimlerini çağrısına eklediği yazarlar arasında Muharrem Erbey, Nedim Şener, Ahmet Şık, Ragıp Zarakolu ve oğlu Deniz Zarakolu ile 3 yıldır tutuklu bulunan Mustafa Balbay yer alıyor.

    PEN Türkiye şubesinden, "Dünya Hapis'teki Yazarlar Günü" nedeniyle yapılan açıklamada, "Türkiye'de muhalif görüşleri bilinen ama bazı antidemokratik ülkelerde yapıldığı gibi 'terörle bağlantılı' sayılarak tutuklanan bütün yazar ve gazetecilerin derhal tahliye edilmesini talep ediyoruz. Bu sayı 70 olarak ifade ediliyor. Ama binlerce dava açılmış durumda ve ülkemizde yaygınlaşan ve derinleşen bir korku ve baskı ortamı var. Bu durumu şiddetle değil, kuvvetle protesto ediyoruz" denildi.

    PEN'in aynı listesinde Bahreyn'den 2 yazar, Çin'den 19 yazar, İran'dan 3 yazar, İspanya'dan 1 yazar, Kazakistan'dan 1 yazar, Özbekistan'dan 2 yazar ve Vietnam'dan 20 yazar yer alıyor. Çin'den seçilen yazarlar arasında Türkiye PEN Onur Üyesi Şi Tao ile Bağımsız Çin PEN Merkezi önceki Başkanı ve 2010 Nobel Barış Ödülü sahibi Liu Şiabo da bulunuyor.

    Öte yandan "Hapisteki Yazarlar Günü" nedeniyle PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Türkiye Yayıncılar Birliği de basın toplantısı düzenledi.

    Toplantıda, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal, Türkiye'de tutuklu bulunan ve sayısı 70'e ulaşan gazeteci ve yazarların listesini okudu.  Celal, gazeteci ve yazarların çoğunlukla Terörle Mücadele Kanunu (TMK) maddelerine dayanılarak tutuklandığını, terörist sayılarak tutuklanma ve yargılanma süreçlerinde hak ihlallerine uğramalarının özellikle kanunda 2006 yılında yapılan değişikliklerden kaynaklandığını ifade etti. Kanunun 6. ve 7. maddelerindeki belirsiz ve yoruma açık suç tanımları ve ifadeler nedeniyle gazeteci ve yazarların haksız yere tutuklu yargılandıklarını ve uluslararası "adil yargılanma" ilkelerine aykırı muamele gördüklerini belirten Metin Celal, "soruşturmanın gizliliği" gerekçesiyle tutuklu ve avukatlara bilgi verilmemesi, iddianamelerin çok geç açıklanması ve yargılama sürecine çok geç geçilmesinin savunma hakkını ciddi şekilde kısıtladığını hatırlattı.

    TMK ile ilgili sorunların Avrupa Birliği raporlarında yıllardır hükümetin dikkatine sunulduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalamış olan Türkiye'nin sözleşmenin gereklerine uyması gerektiğini belirten Metin Celal, bu kanunla ilgili değişikliklerin hükümetin de gündeminde olduğunu ancak Adalet Bakanlığı'nın tutukluluk sürelerini kısaltma ile ilgili başlattığı çalışmayı yetersiz bulduklarını, gelişmelerin takipçisi olacaklarını ve hükümete bu konuda öneriler sunacaklarını belirtti.

    Metin Celal, "yayıncı ve yazar örgütleri olarak' olarak acil talebimiz, Terörle Mücadele Yasası'nın ilgili maddelerinin yürürlükten kaldırılması / acilen değiştirilmesi; TCK ve Basın kanunlarında yazarların, yayıncıların, gazetecilerin, akademisyenlerin hapis edilmeyeceği, adil bir şekilde yargılanabilecekleri, altında imzamız bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyumlu düzenlemelerin yapılmasıdır." dedi.

    PEN Türkiye Merkezi İkinci Başkanı Halil İbrahim Özcan, binlerce davanın açıldığı Türkiye'de, derinleşen bir korku ve baskı ortamı oluşturulduğunu söyledi.

    Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz ise yazar ve aydınların tutuklanmalarına karşı dayanışma için geç kalınmadan herkesin sesini çıkarması gerektiğini ifade etti.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow