"Belki onlarla ilgili bildiği ciddi bir şey olabilir"
Kızının 30 bin liralık bir borcunun olduğunu ve bunu mafyadan almış olabileceğini söyleyen Özdemir, şunları kaydetti:"30 bin liralık bir borçtan söz etmişti. 'Baba benim bir 30 bin liralık borcum var' dedi. 'Kızım bu nasıl oluştu' dedim. 'Zürih'teyken sıkıntı içerisindeydim' dedi. O zaman da biraz uzaktık. 'Birinden borç aldım, o borcu kapatmak için de Türkiye'den birinden borç aldım' dedi. 'Kızım bu işler çok tehlikeli, mafyadan almış olabilirsin. Başımıza iş açar. Ben gideyim konuşayım, kapatayım bunları' dedim. 'Yok baba ben kapatırım. Bu işi de bitirmek istiyorum' dedi. 'Tamam o zaman 3'e bölüp ödesek olur mu?' dedim. 'Tamam' dedi. O vesileyle Temmuz'da bir ödedik, Ağustos'ta bir ödedik. Eylül ayında ödeyeceğimiz parayı da gittiğimde kendisine vermiştim. Benim şüphem, borçta sonradan yaratılmış, belki de ufak bir para aldı. Biliyorsunuz bu işlerde büyük faizler çalıştırılır. Onu ödemeye zorlandı. Dolayısıyla o bunun farkına varmış olabilir. Kendisine oyun oynandığının farkına varmış olabilir. Hatta bana mesajında diyor ki, 'Sen Atilla'ya, ben eroinmanmışım diye söylemişsin. Öyle bir konuşmanız geçti mi?' dedi. 'Yok kızım ben Atilla'yı zaten tanımam. Bir defa dışarıdan gördüm. Dolayısıyla o yakıştırma' dedim. Dolayısıyla onların hep beni çocuktan uzaklaştırma çabaları vardı. Bildiğim kadarıyla bunu tuzağa düşürüp bir şeyler yapmak istediler. Belki onlarla ilgili bildiği ciddi bir şey olabilir" ifadelerini kullandı.
"8 Ekim'de yazılmış bir notta, 15 Ekim'e, 'Bugün Atilla, Önder ve patrona hesaplaşma günü' diye bir not düşmüştü"
Kızının günlük tuttuğunu belirten Özdemir, günlükte 8 Ekim tarihine 15 Ekim tarihi için yazılmış olan notla ilgili olarak, "2016 günlüğü de zaten savcılık tarafından teslim alındı. Maalesef hepsini göremedim ama okuduğum bir notta şöyle diyordu, 8 Ekim'de yazılmış bir notta, 15 Ekim'e, 'Bugün Atilla, Önder ve patrona hesaplaşma günü' diye bir not düşmüştü. Zaten hadisede 15'inde oldu" dedi. Notta yazan diğer isimleri tanımadığını belirten baba Özdemir, şöyle devam etti:"Önder'i tanımıyorum, ben hiç görmedim. Savcıya söyledim. 'Bakın bu 3 isim geçiyor, niçin bu isimlere gidilmiyor' dedim. Savcı Bey, 'Zaten Önder burada yok. Yurt dışına çıkmış' dedi. 'Öyle bile olsa patron diye söz ettiği herhalde buradaki otellerin sahibidir. Sıradan bir insan için patron denmez' dedim. 'Çok iyi delil olmadan üzerine gidemeyiz, bir şey yapamayız' dedi. Bu olay olmadan önce orada kızım ile Atilla'nın orada oturduğunu gören, Umut diye bir çocuk var. O çocuk pencerede karşılıklı otururken gördüğünü, hatta kızımın koltukta oturduğunu, Atilla'nın sehpa üzerinde oturduğunu, biraz tehditkar bir tavır içerisinde olduğunu söyledi. Arabayı da Atilla'nın isteğiyle, arkasından da Atilla'nın refakatinde kızımın evinin önüne bırakıp gittiklerini, içinde çantanın olduğunu falan biliyor. Bunları söyledik ama maalesef hem polis hem de savcılık bu işte çok savsakladı. Maalesef o yüzden şimdi benim kızımın cesedi tanınmayacak hale geldi. Bu korkunç bir şey."