hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Görmek istediğimiz Irak'ta PKK'ya yer yok"

    Görmek istediğimiz Irakta PKKya yer yok
    expand

    Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin attığı bazı adımların "diyalog kapısını" açmayı kolaylaştırdığını belirterek, "Görmek istediğimiz Irak'ta terör örgütüne yer yok" dedi.

    Babacan TRT-1'de yayınlanan "Enine Boyuna" adlı programa katılarak, Türkiye'nin dış politika konularına ilişkin soruları yanıtladı.

    Bakan Babacan, 2009'da Irak'la ilgili öngörülerinin sorulması üzerine, Irak'ta ocak ayı sonunda yerel seçimlerin, yıl sonuna doğru da genel seçimlerin yapılacağını söyledi.

    Seçimlere giden sürecin iyi yönetilmesi gerektiğini dile getiren Babacan, Irak'taki bütün grupların siyasi mekanizmalar içerisinde yerlerini almalarının ve seçimlerin güven içerisinde yapılmasının büyük önem taşıdığını kaydetti.

    ABD ile Irak arasında, Irak'taki ABD askeri varlığıyla ilgili bir güvenlik anlaşması (SOFA) yapıldığını ve Türkiye'nin bu anlaşmayı desteklediğini vurgulayan Babacan, "Çünkü Irak bu anlaşmayla artık gerçek anlamda bağımsız ve kendi egemenliğini sağlayan bir ülke olduğunu tescil etmiş oldu" diye konuştu.

    Irak'ta kalabilecek ABD üsleri gibi konuları Türkiye'nin yakından takip edeceğini belirten Babacan, "Bazı üsler Irak'ın kuzeyine taşınabilir mi?"şeklindeki soru üzerine, "Bunlar olabilir diye ara ara konuşuluyor. Fakat şu anda bizim gördüğümüz tablo, ağırlıklı olarak Musul üzerinde durulduğu. Ancak henüz Amerikalılar bu konudaki nihai kararını vermiş değiller. Bunu da kuşkusuz Iraklılarla müzakereyle ancak belirleyebilecekler" dedi.

    "Sorunumuz yönetimle, halkla değil"

    Babacan, Irak'taki tüm gruplarla görüştüklerini ifade ederek, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle sorun olduğunu, oradaki halka hiçbir zaman Türkiye'nin sorunu bulunmadığını belirtti.

    Bakan Babacan, "bölgesel yönetim" yerine "yerel yönetim" ifadesinin kullanılmasına ilişkin bir soru üzerine de, "Bu, bir miktar da onların yaklaşımıyla alakalı. Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetim uzun bir süre terör örgütüyle kendi arasında bir mesafe koymayı başaramadı, ya da yapmadı" dedi.

    Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine yaptığı askeri operasyonlarla ve Bağdat'taki hükümetle ilişkilerin geliştirilmesiyle Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin söylem ve eylemlerinde farklılıklar olduğunu anlatan Babacan, "Onların attığı bazı adımlar bir bakıma bizim onlara yaklaşmamızı, diyalog kapısı açmamızı kolaylaştırdı. Aksi halde eski tutumlarında inatla, ısrarla devam etselerdi, bu yüz yüze diyaloğu başlatmamız mümkün olmazdı. İleriye doğru baktığımızda bu onların da menfaatine olacak. Görmek istediğimiz Irak'ta terör örgütüne yer yok" şeklinde konuştu.

    ABD askerlerinin Irak'tan planlı programlı şekilde belli bir takvim içerisinde çekilmesinin önemli olduğunu ve Irak'ta güvenlikte boşluk oluşturulmaması gerektiğini belirten Babacan, başarılı ve istikrarlı bir Irak'ın Türkiye için de faydalı olacağını düşündüklerini söyledi.

    Türkiye Erbil'de konsolosluk açacak mı?

    Babacan, Türkiye'nin Erbil'de konsolosluk açma çalışması olup olmadığı sorusuna, "Eğer bir gün işler tamamen normalleşirse, güvenlik konusundaki bütün sıkıntılar ortadan kalkarsa, nasıl şu anda Basra'ya bir konsolosluk açmaya hazırlanıyorsak, Irak'ın başka şehirlerinde de başkonsolosluk açmamamız için herhangi bir sebebimiz yok. Ancak henüz işin başındayız. Biraz daha süre lazım. Biz o noktaya kadar gidebiliriz, çekincemiz yok. Ama o noktaya gitmemizi kolaylaştıracak adımları da Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin atması lazım. Önümüzdeki birkaç ay önemli" karşılığını verdi.

    İRAN

    İran'la ilgili bir soru üzerine Babacan, Türkiye'nin 1 Ocak'tan itibaren BM Güvenlik Konseyi üyesi olduğunu, aynı zamanda Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) Yönetim Kurulu üyeliğinin başladığını belirtti.

    Babacan,Türkiye'nin önüne İran'ın nükleer programı konusunun bu iki kurumda da geleceğini kaydetti. Özellikle batı ülkelerine İran üzerindeki baskının, iç siyasi dinamiklerini engellediği yönünde tavsiyelerde bulunduklarını ifade eden Babacan, dışardan baskının İranlıları birbirlerine kenetlediğini, ortak cephe almayay önlendirdiğini söyledi.

    Babacan, Obama yönetimi İran'la konuşursa, İran'da açılım isteyen tarafın daha ağırlıkta olabileceği bir siyasi tabloya gidilebileceği görüşünü dile getirerek, İran'ın nükleer programı konusunda mümkün olduğunca şeffaf olması, barışçıl amaçlı nükleer enerji kullanması gerektiğini bildirdi.

    "ABD'nin yeni yönetimi ne kadar istişareye ağırlık verirse, çok taraflılığı ön planda tutarsa ve ne kadar diyaloğu temel bir çözüm aracı olarak kullanırsa, bu yönetimin o kadar başarılı olacağını düşünüyorum" diyen Babacan, ABD'de bulunan bazı lobilerin ülkenin aleyhinde dahi işler yaptırabildiğini vurguladı.

    AB VE KIBRIS

    Türkiye'nin AB ile yürüttüğü müzakere sürecinin hatırlatılması ve "Türk dış politikası batıdan, doğuya mı kayıyor?" şeklindeki sorusuna Babacan, "Biz, Türkiye olarak NATO müttefikiyiz. Türkiye olarak yarım asır önce temel ittifakımızın nerede olacağını seçmişiz. 40 yılı aşkın bir süredir, özellikle hem dış politika açısından, hem de iç reformumuz açısından Avrupa'ya yönelimimiz var" yanıtını verdi.

     Babacan, Türkiye'nin aynı zamanda bir Kafkas, Balkan, Akdeniz, Karadenizülkesi ve Ortadoğu'yla tarihi ve kültürel ilişkilerinin iç içe geçtiği bir ülke olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı.

    Ali Babacan, Türkiye'nin AB konusunda attığı somut adımların, çok daha geniş bir coğrafyada farklı bir ülke olarak algılanmasına neden olduğunu söyledi.

    Türkiye-AB ilişkilerinde sıkıntılar bulunduğunu dile getiren Babacan,ancak AB ile ilişkilerin hızlı bir şekilde geliştiğini, bir zayıflamanın söz konusu olmadığını vurguladı.B

    TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ

    Yeni ABD Başkanı Barack Obama dönemindeki Türkiye-ABD ilişkileri konusunda ise Babacan, Türkiye ile ABD'nin dış politika konularında ortak bir gündemi bulunduğunu ifade etti.

    Babacan, Obama yönetiminin istişareye ve diyaloğa ağırlık vermesi konusundaki ümidini de dile getirerek, 1915 olaylarının yeni yönetimde karşılaşılabilecek en riskli alan olduğunu söyledi.

    Babacan, "Ama mevcut yönetime göre, bizim çizgimize daha yakın bir ABD yönetimi görmeyi bekliyorum" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow