hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hakim Osman Kaçmaz da dinlendi mi?

    Hakim Osman Kaçmaz da dinlendi mi
    expand

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Kayıp Trilyon" davasından yargılanmasını isteyen ve geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanlığı müfettişlerinin teftiş yaptığı Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Başkanı Osman Kaçmaz'ın avukatı Baykal Doğan, Adalet Bakanlığı müfettişlerinin elinde müvekkilinin yaptığı telefon konuşmalarına ilişkin belgeler bulunduğunu tespit ettiklerini bildirdi.

    Avukat Doğan, Kaçmaz'ın konuyla ilgili bugün Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurduğunu söyledi.

    Doğan, bürosunda düzenlediği basın toplantısında, Kaçmaz hakkında Adalet Bakanlığı'nca başlatılan soruşturma sürecinde "kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve yasa dışı birtakım uygulamalar hakkında bugüne kadar gereği yapılmadığı için gereğinin yapılması hususunda görevli kuruluşların harekete geçirilmesi amacıyla" açıklama yapmaya gerek duyulduğunu belirtti.

    Kaçmaz'ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkındaki takipsizlik kararının kaldırılması kararını vermesi nedeniyle suçlanarak hedef haline getirildiğini savunan Doğan, "Bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi ve soruşturmayı yapan kişiler hakkında gereğini yapmakla görevli kişilerin uyarılmasına ihtiyaç bulunmaktadır" dedi.

    Müfettiş heyetinin, Türk Ceza Kanunu'nda ceza yaptırımına bağlanan bir suç ya da disiplin suçu dolayısıyla soruşturma yürütüp yürütmediklerini bilmediklerini belirten Doğan, bu konuda Kaçmaz'ın müfettişlere yaptığı şahsi müracaatın reddedildiğini kaydetti.

    Doğan, 30 Temmuz tarihinde Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'na yazılı başvuruda bulunarak soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerin talep edildiğini kaydetti ve "Ancak bugüne kadar bu yönde herhangi bir işlem yapılmamış, yasanın amir hükümlerinin ihlaline devam edilmiştir. Edindiğimiz birtakım bilgilere göre soruşturmayı yürüten heyetin elinde müvekkilimin yapmış olduğu telefon konuşmalarına ilişkin belgeler bulunduğunu tespit etmiş bulunmaktayız. Bu da soruşturma sırasında müvekkilimin telefonunun dinlenildiğinin açık bir göstergesidir. Yani soruşturmayı yürüten müfettiş heyeti Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 135/6 maddesinde belirtilen suçlara ilişkin soruşturma yürütmektedir. Bunun dışında müvekkilimin telefonunun dinlenmesi mümkün bulunmamaktadır" dedi.

    "Tanıklara yasak sorgu..."

    Teftiş kurulunca yürütülen soruşturma kapsamında Sincan Adliyesinde görevli memur, zabıt katibi, yazı işleri müdürü, hakim, Cumhuriyet savcısı ve ağır ceza mahkemesi başkanlarının tanık olarak dinlendiğini de ifade eden Doğan, "Bu kişilerin tanık olarak ifadelerini aldıkları sırada yasak sorgu ve ifade alma yöntemi olarak tanımlanan bir takım eylemleri gerçekleştirdikleri haber alınmıştır" dedi.

    Kaçmaz'ın CMK'nın 135/6 maddesinde sayılan suçlardan birini işlediğinin kabul edilmesi halinde bu suçların yetkili ve görevli Cumhuriyet savcılarınca soruşturulması gerektiğini kaydeden Doğan, "Velev ki Kaçmaz'ın bu tür bir suçu işlediği moda olduğu üzere asılsız, imzasız, nereden geldiği belli olmayan bir şekilde teftiş kurulu başkanlığına ihbar edilmiş olabilir. Bu durumda Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı, ihbar edilen suçu, soruşturmakla görevli Cumhuriyet başsavcılığına bildirmekle görevlidir" diye konuştu.

    Kaçmaz hakkındaki telefon dinlemelerinin yasa dışı olduğunu savunan Doğan, müvekkilinin dinlenileceğini öngörerek daha önce belli sistemler kullanma gereğini hissettiğini söyledi.

    Kaçmaz'ın odasına "Jammer" koydurduğunu anlatan Doğan, ayrıca yasa dışı dinlenebileceğini düşünerek yetkili ve görevli Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatta bulunduğunu, başsavcılığın bu konuda takipsizlik kararı verdiğini kaydetti.

    Doğan, bu takipsizlik kararının kaldırılması ve Adalet Bakanlığı müfettiş heyetinin elinde bulunan telefon dökümlerine ilişkin bilgi, belge, CD gibi tüm delillere el konularak muhafaza altına alınması veya bir suretinin kendisine verilmesi için Kaçmaz'ın bugün Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğunu bildirdi.

    Sorular...


    Avukat Doğan, Kaçmaz'ın telefonun dinlenilmesine ilişkin bir soru üzerine, telefon dinlemelerinin yasa gereği ancak mahkeme kararıyla yapılabileceğini söyledi. Adalet Bakanlığı müfettişlerinin böyle bir hakkı bulunmadığını ifade eden Doğan, "Buna ilişkin tüzükte bir düzenleme bile olsa dinleme yapmak mümkün değildir. İster mahkeme kararı ister yasa dışı olsun Kaçmaz hakkındaki dinleme kayıtları hükme esas alınamaz" dedi.

    Kaçmaz hakkında Ergenekon soruşturması kapsamında bir ihbar bulunup bulunmadığının sorulmasına karşılık Doğan, "Soruşturmanın neye dayalı olduğunu sorduk, söylemediler. Ergenekon soruşturması ile ilgili ise soruşturma yetkisi özel yetkili savcılarda olmalıdır" diye konuştu.

    Bir soru üzerine de Doğan, soruşturma kapsamında adliye çalışanlarının tehdit, korkutma, işine son verme, hapse atılma gibi yöntemlerle ifadelerinin alındığını ileri sürdü. Baykal Doğan, şu ana kadar Osman Kaçmaz'ın ifadesinin alınmadığını, bu konuda talepte bulunulmadığını da kaydetti.

    Eminağaoğlu: "Eşzamanlı soruşurma düşündürücü"


    Bu arada, Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "Anayasa Mahkemesi Raportörü Ali Rıza Aydın hakkındaki işlemin, Adalet Bakanlığı tarafından kendisi ve YARSAV kurucu üyesi Osman Kaçmaz hakkında başlatılan inceleme ve soruşturma süreciyle eş zamanlı olmasının düşündürücü olduğunu" bildirdi.

    Eminağaoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, 26 Kasım 2006'dan bu yana YARSAV Genel Sekreterliği görevini yürüten Anayasa Mahkemesi Raportörü Ali Rıza Aydın'ın, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç tarafından "rotasyon" gerekçesiyle Sayıştay'a gönderilmek istendiğini ifade etti.

    Bunun, "bir mahkemenin kişiye özel yapılandırılmasına yönelik adım atma, örgütlenme özgürlüğüne müdahale ve yargı bağımsızlığı yönlerinden kabul edilemez" olduğunu savunan Eminağaoğlu, Sayıştay'da görev yapanların YARSAV'a üye olamayacaklarını, bu nedenle girişimin doğrudan "örgütlenme özgürlüğüne müdahale" niteliği taşıdığını ileri sürdü.

    Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Teşkilatı Hakkındaki Yasa'da, raportör atamasına ilişkin Anayasa Mahkemesi Başkanına tanınan yetkinin, nitelikli eleman görevlendirilmesine yönelik olduğunu belirten Eminağaoğlu, "Raportörlükten gönderilirken bu niteliklerden hangisinin ne biçimde kaybedildiği açıkça ortaya konulamadan, Anayasa Mahkemesi'nin en kıdemli raportörü Aydın'ı hedef seçen girişimin rotasyon olarak adlandırılmasının, ne kadar inandırıcı olduğunun takdiri ve ayrıca rotasyon işleminin de ne kadar hukuksal olduğunun değerlendirilmesi kamuoyuna aittir. Ali Rıza Aydın hakkındaki işlemin, Adalet Bakanlığı tarafından YARSAV Başkanı olarak hakkımda ve yine YARSAV kurucu üyesi Osman Kaçmaz hakkında başlatılan inceleme ve soruşturma süreciyle eş zamanlı olması ise ayrıca düşündürücüdür. YARSAV'a yönelik baskıların bir yenisi olarak gördüğümüz bu son işlemi protesto ederek, konuyu artık hukuk çevrelerine, uluslararası kuruluşlara, Dünya Yargıçlar Birliği ile Demokrasi ve Özgürlük İçin Avrupa Yargıçlar Birliği nezdine de taşıyacağımızı ilan ediyorum" dedi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow