hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    KCK basın davasında yargılamanın durdurulması talebine ret

    KCK basın davasında yargılamanın durdurulması talebine ret
    expand

    Yaptıkları haberler delil gösterilerek 19'u tutuklu 46 gazeteci ve basın çalışanının yargılandığı KCK-basın davasında mahkeme, yargılamanın durdurulması talebini reddetti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri hapishanesinin bitişiğine yapılan duruşma salonunda görülen davanın 30. duruşmasına, tutuklu yargılanan 19 gazeteci ve basın çalışanı ile 4 tutuksuz gazeteci katıldı. Adalet Komisyonu listesinden seçilen bir Kürtçe tercümanı da duruşma salonunda hazır bulundu.

    BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Veli Ağbaba da duruşmaya izleyici olarak katıldı.

    Mahkeme Başkanı Kazım Kahyaoğlu, haklarında yakalama kararı bulunan 2 kişinin yakalanmalarının gerçekleşmediğini belirtti.

    Duruşmada söz alan tüm sanıkların avukatı Ercan Kanar, ülkenin fetret devrinde bulunduğunu, siyasal alanda yaşanan depremin hukuk alanında da yaşanmaya başladığını ifade ederek, "Siyasi rehin konumundaki müvekkillerimizin tahliyelerine karar verilerek, özel yetkili mahkemeleri kaldıran geçici 2. maddenin yeniden düzenlemesinin tamamlanması beklenerek, yargılamanın durdurulmasını talep ediyoruz" dedi.

    "Bu davalarda masumiyet karinesini ihlal edildi"

    KCK soruşturmalarının ilk gününden beri bu tür davaların siyasi davalar olduğunu ifade ettiğini belirten Kanar, masumiyet karinesinin bu davalarla ihlal edildiğini, yeni yasal düzenleme yapılmasının beklenmesini istediklerini söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Bu mahkemeler şaibeli"

    Söz alan tüm sanıkların avukatı Sinan Zincir de bu ülkede yargılama yapan tüm mahkemelerin şaibeli hale geldiğini, doğal yargıçlık ilkesinin ortadan kalktığını, yargılamanın durdurulmasını ve müvekkillerinin tahliye edilmelerini istedi.

    Taleplerle ilgili görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı İsmail Işık, yargılamanın durdurulması talebinin yasaya ve usule aykırı olduğu iddiasıyla reddedilmesini istedi.

    Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, anayasal ve yasal olmayan hiçbir yetkisinin söz konusu olmadığını, işleyişlerinin yasal mevzuata uygun olduğunu, 6352 sayılı yasanın geçici ek 2. maddesine göre özel yetkili mahkemelerin halen yürürlükte olduğunu, yasaların değiştirilmesinin resmi gazetede yayınlandıktan sonra uygulamaya geçildiğini belirterek, yargılamanın durdurulması talebinin yasaya ve usule aykırı olması nedeniyle reddedilmesine karar verdi.

    Mahkeme, sanıkların tahliye talebiyle ilgili ara kararın 17 Ocak Cuma günü verileceğini belirtti.

    "Mahkeme heyetini ret"

    Duruşmada öğleden sonra söz alan tüm sanıkların avukatı Sinan Zincir, mahkeme heyetinin başından beri tarafsız olmadığını düşündüğünü ifade ederek, "Bu durumlardan dolayı heyetinizi reddediyoruz. Heyetinizin reddi için de müvekkillerimizle görüşmek için süre talep ediyoruz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Kazım Kahyaoğlu da, "Taleplerinizi kabul etmek zorunda değiliz" diye cevap verdi.Daha sonra avukat Zincir, "Siz burada gazetecilerin gazeteciliğini kabul etmiyorsanız, heyetinizi reddediyoruz. Ayrıca yargılamanın durdurulmasına ilişkin verdiğiniz karara ilişkin müvekkillerimizle görüşüp yargılamanın yarına bırakılmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.

    Kısa bir ara veren mahkeme heyeti, reddi hakim talebinin yasaya ve usule uygun olmadığından, reddine karar verdi.

    "Özel yetkili mahkemeler gayrimeşrudur"

    Tekrardan söz alan avukat Zincir, mahkemenin ara kararı dahi yanlış oluşturduğunu ifade ederek, "Özel Yetkili Mahkemeler, bu aşamadan itibaren gayrimeşrudur. Bu yargılamayı yapmayı ahlakı ve vicdanı görmüyoruz. Bu mahkemeyi tanımak tanımamak konusunda ise, müvekkillerimizle görüşmek için süre talep ediyoruz" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Mahkeme heyeti de avukatların müvekkilleri ile görüşme süresi talebini ise kabul ederek, duruşmayı yarına erteledi.

    "Türkiye siyasi yargılamalar ayıbından kurtulamadı"

    Duruşmadan önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, "Türkiye siyasi yargılamalar ayıbından maalesef ki kurtulmadı. Gazeteci yargılamaları da bu ayıpların belki de en büyüğüdür. Bu özel yetkili mahkemelerin artık hiçbir meşruiyetinin, hiçbir güvenirliliğinin kalmadığını Başbakanın ağzından duymaya başladık. Başbakan Türkiye'de bazı yargıçların, savcıların paralel devlete çalıştıklarını, çete olduklarını kendi ağzıyla ifade etti" diye konuştu.

    "Hangi mahkeme çete, hangi yargıç savcı üyesi açıklansın"

    Adalet Bakanlığı'ndan hangi mahkemelerin çete, hangi yargıç ve savcıların bu çetelerin üyesi olduğunun açıklanmasını beklediklerini söyleyen Demirtaş, "Özel Yetkili Mahkeme tabelası asınca bunlar mahkeme olmuş olmuyor" dedi.

    "Başbakanın kendi evladını emanet etmediği mahkemeler"

    Başbakanın bu konuda gereğini yapmasını beklediklerini dile getiren Demirtaş, "Başbakanın kendi evladını emanet etmediği bu mahkemelere bu halkın yoksul, emekçi evlatlarını, gazetecilerini, siyasetçilerini kimse emanet edemez. Bu haksızlığı da kimse bize kabul ettiremez. Bugünkü duruşmada ne olacağını göreceğiz ama içerde bir yargılama faaliyeti olmadığı için zaten bir adalet, adaletli tutumda beklemiyoruz doğrusu" şeklinde konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Demirtaş: "HSYK teklifini bu haliyle desteklemeyeceğiz"

    Demirtaş, HSYK teklifinin de yargı sistemine yeni bir siyasi müdahale olduğunu ifade ederek, "Durumu daha da kötüleştirecek bir müdahale yapıyor AK Parti Hükümeti. Yanlış yapıyorlar" dedi.

    Demirtaş, anayasa değişiklik tekliflerinin parlamentoda beklediğini, AKP'nin uzlaşmaya açık olması durumunda destekleyeceklerini dile getirdi. Demiraş, "AKP'nin şu haliyle sunduğu değişikliği biz doğru görmüyoruz, demokratik görmüyoruz, desteklemeyeceğiz" diye konuştu.

    Mustafa Balbay'dan açıklama

    Duruşma sonrasında CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da açıklamalarda bulundu. Bugün izlediği ve gazetecilerin de yargılandığı KCK davasının iddianamesini okuduğunu ve iddianamenin kendisine "tanıdık" geldiğini belirten Balbay, yargılamanın, yapılan haberlerden, görüşmelerden, bir kartvizitten, bilgisayarlardaki bir nottan oluşturulduğunu dile getirdi. Balbay, şöyle devam etti:

    "Bu yargılama gazetecilerin değil, gazeteciliğin, mesleğin yargılanması. Bu anlamda hepimiz tehdit altındayız. Zaten Türkiye'de can güvenliğinden bile önemli olan hukuk güvenliğinin ne kadar zaaf içerisinde olduğunu, ülkenin en üst noktalarındaki kişiler de görmüş, yaşamış oldular. Öncelikle gazetecilerin yargılandığı bütün davalarda ayrımsız bütün gazetecilerin serbest bırakılması gerekir. 'Ama şu davada olanlar serbest bırakılsın ama bu davada olanlar...' derseniz, o zaman bu ülkede anayasa olmaz 'ama yasa' olur. 'Ama şu dahildir, ama şu hariçtir' derseniz, o zaman mevcut anayasayı bile arar hale gelecek bir tablo ortaya çıkar. Zaten bugün ortaya çıkan da budur."

    Balbay, "Ben, kamuoyu vicdanında kabul görmemiş yargılamalar nedeniyle tutuklu bulunan herkesin tahliyesinden yanayım. Burada, bu KCK davasında da biraz inceleyince görüyorsunuz ki bunlar gerçekten delil değil. Eğer bunlar delilse, Türkiye'de başta gazeteciler olmak üzere herkes tehdit altındadır" diye konuştu.

    Balbay, sabah duruşmayı izlemeden önce partisinin Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve Erzincan Milletvekili Muharrem Işık ile birlikte cezaevinde yatan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, gazeteci Tuncay Özkan, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Yalçın Küçük, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Ali Deniz Kutluk'u da ziyaret ettiğini söyledi. Fatih Hilmioğlu'nun sağlık durumuna değinen Balbay, "Türkiye'de yavaşlatılmış ölüm cezası uygulanıyor. Türkiye'de Adli Tıp diktatörlüğü ya da tıbbi diktatörlük olmuştur. Adli Tıp, hiçbir üniversite raporunu dahi kabul etmemektedir. Adli Tıp, 'Cezaevinde kalabilir' dediyse, kalınmaktadır. Buna da son vermek gerekiyor" şeklinde konuştu.

    Gazetecilere Özgürlük Platformu'ndan açıklama

    Gazetecilere Özgürlük Platformu adına açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Recep Yaşar ise meslektaşlarının tutuksuz ve adil yargılanmasını talep ettiklerini söyledi. Yaşar, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasından sonra yapılan açıklamaların "adil yargılama" konusundaki kuşkularını bir kez daha ortaya çıkardığını kaydederek, Terörle Mücadele Yasası'nın ve yasalarda basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddelerin bir an önce kaldırılması gerektiğini dile getirdi.

    Duruşmayı, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Rus Gazeteci Nadezda Azhgikhina, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç ve eski başkanı Ercan İpekçi de izledi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow