hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    MHP'den Meclis TV tepkisi

    MHPden Meclis TV tepkisi
    expand

    MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis TV'nin yayınlarının yeniden düzenlenmesine ilişkin, "TBMM faaliyetlerini milletten saklamak kimsenin haddi değildir. Medyanın bilgi alma özgürlüğü de kapatılmıştır. Bu da gösteriyor ki doğrudan doğruya Başbakanın talimatıyla Meclis TV'den vatandaşların bilgi alma özgürlüğü kısıtlanmıştır" dedi.

    Vural, TBMM'de düzenlendiği basın toplantısında, Meclis televizyonunun yayın saatlerinin düzenlenmesine ilişkin görüşlerini paylaştı.

    Milletin sesi olan, milletin egemenliğinin kullanıldığı TBMM'nin sesinin, sözünün TRT tarafından yayınlanmasının engellenmesi talimatının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiğinin ortaya çıktığını öne süren Vural, "Yürütme, yasamayı susturmak istiyor. Türkiye'de güya millet iradesi en üstte. 'Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir' deniliyor, ama Başbakan, 'TRT ve TBMM'ye düşüncelerimizi ilettik, protokol uygulamaya konulmuştur' diyor. Sen
    kimsin? Sen Başbakansın, TBMM Başkanına nasıl talimat verebilirsin? Bu yönüyle bakıldığı zaman TBMM Başkanının doğrudan doğruya Başbakanın talimatıyla hareket ettiğini ortaya koymuştur" diye konuştu.

    "Yürütme, nasıl yasamaya talimat verir?" sorusunu yönelten Vural, hayret verici bir uygulamaya tanık olunduğunu ifade etti. Milletvekillerinin sesini kimsenin kısamayacağını belirten Vural, şöyle konuştu:

    "Medyayı kapatarak, 'yandaş' ve 'candaş' medya oluşturarak, bizim konuşmalarımızın vatandaşa iletilmesini engellemek isteyen bir Başbakan ile karşı karşıyayız. Sevsinler senin ileri demokrasini. Niye rahatsızlık duyuyorsun?

    TBMM'de milletvekillerinin duyulmasını neden engellemek istiyorsun? 'Şov yapılıyormuş'. Sen şovu kendi grup toplantılarında gör. Taraftar tribününe dönüştürdün. Hediyeleri yayınlattın. Gözyaşları manzaralarını yayınlattın. Şov haline dönüştüren doğrudan doğruya Başbakanın kendisidir. Grup toplantılarını şov haline dönüştürenler bugün milletvekillerini 'şov yapmakla' suçluyor. İnsaf.Başbakan milletin sözünü milletten esirgemek istemektedir. Hangi kanunlar görülüşülüyor, hangi önergeler veriliyor bunların millet tarafından bilinmesini istemiyor. İstediği milletvekili, robot milletvekili. Parmak indiren, kaldıran. Yakında parmak izlerini da alırlar istediği gibi kullanırlar. Vatandaşlarımızın TBMM faaliyetleri hakkında bilgi edinmeleri gerekmektedir."

    Vural, AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan'ın bir konuşmasında, "TBMM televizyonunun çok önemli olduğunu, bir vatandaşın kendisini arayarak, 'nerede' olduğunu sorduğunu, kendisinin de 'Genel Kuruldayım' yanıtı verdikten sonra vatandaşın tekrar, 'O zaman bir sorun mu var, neden salondan çıkıyorsun?' sorusunu yönelttiğini anlattığını aktardı. Gürkan'ın, "Gerçekten vatandaşlarımız hem yasama çalışmalarını takip ediyor hem bizi denetliyor hem de bilgileniyor. Bu nedenle TBMM televizyonu gerçekten önemli" sözlerini de sarf ettiğini belirten Vural, "Başbakana göre önemsiz. Yakında tüm televizyonları kapatıp, 'Ne var canım gidin meydanlarda, kahvehanelerde konuşun' der. Bugüne kadar TBMM'nin faaliyetleri kesintisiz olarak TRT'den yayınlanmıştır. Sayın Başbakan, 'Bizden önceki duruma dönüyoruz' diyor. Buradan 'hodri meydan' diyorum. Eğer bu sözünün arkasındaysan Meclis TV, 2002'den önce neyi yayınlıyorsa aynen onu yayınlasın. Var mısın?" dedi.

    "Frekans milletin frekansı, TRT de milletin TRT'si" diyen Vural, bu neden problem haline dönüştüğünü anlamadığını ifade etti. Eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, "yeni dönem başlamadan kısa bir süre önce daha önce yapılmış bir protokol çerçevesinde yayınların yapılması konusunda TRT'ye görüş bildirdiğini" öne süren Vural, Şahin'in böyle bir yetkisi olmadığını, Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla hareket ettiğini savundu.

    Meclis televizyonunun yayın şeklinin bir protokolle düzenlendiğini anımsatan Vural, böyle bir protokolün imzalanmadığını ileri sürdü. Vural, "Sorarlar sana ey Mehmet Ali Şahin. Sen TBMM Başkanı mısın yoksa Başbakanın memuru musun? Başkanlık Divanında böyle bir karar almadan, böyle bir protokol düzenlenmeden böyle davranmış olması yasamanın yürütmenin arkasına geçtiğini ortaya koyuyor" dedi.

    Meclis televizyonunun yayın yapmak zorunda olduğunu ifade eden Vural, şunları kaydetti: "Çünkü kanunun ilgili maddesi TBMM faaliyetlerinin yansıtılacağına amirdir. Hangi ölçüde yansıtılacağı hususu protokolle belirlenir. Bu konuda yapılmış yeni bir protokol yoktur ve TBMM Başkanının bugüne kadar yapılan uygulamaları değiştirme hakkı yoktur. TBMM faaliyetlerini milletten saklamak kimsenin haddi değildir. Medyanın bilgi alma özgürlüğü de kapatılmıştır. Kapalı oturum yapacaklar herhalde. Bu da gösteriyor ki doğrudan doğruya Başbakanın talimatıyla Meclis TV'den vatandaşların bilgi alma özgürlüğü kısıtlanmıştır. Yürütmenin yasamayı sadece kılıf olarak gördüğü, Meclisi ülkenin sorunlarının tartışıldığı bir müzakere meclisi olarak değil, yürütmenin emrinde parmak indiren, kaldıran robotlaştırılmış milletvekillerinin bulunduğu bir yere dönüştürmek istedikleri açıktır. Milletin sesini kimse kısmamalı." Vural, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i, TBMM televizyonunun yayınları konusunda ortaya çıkan sorunu çözmeye davet etti.

    -"Sizin hiç ihmaliniz yok mu?"-

    Silvan'daki hain terör saldırısına da değinen Vural, hükümet yetkililerinin konuya ilişkin açıklamalarını değerlendirdi.
    Açıklamalardan, "sürekli olarak terörle mücadeleyi sorgulayan bir anlayışın hissedildiğini" öne süren Vural, "Sen önce git kendini sorgula. İmralı ile müzakere eden sensin, Kandil'e operasyon yapmayan sensin, terör örgütünün siyasal amaçlarını meşrulaştırmak isteyen sensin, şimdi de kalkmış şehitlerimizin neden şehit olduklarını araştırıyorlar" diye konuştu.

    Bir ihmal varsa elbette bunun araştırılması gerektiğini vurgulayan Vural, "(Açılım), (açılım) dediniz, demokratik özerkliğe dayadınız. Hükümete sesleniyorum: Bunlarda sizin hiç ihmaliniz yok mu? Sanki terörle mücadele edenler
    suçluymuş gibi bir hava oluşturuluyor. Terör örgütünü suçlamak yerine aklamaya çalışan yayınlarla ilgili Sayın Başbakanın sesi çıkmıyor. Seçimden bu yana 22 şehidimiz oldu" dedi.

    "İmralı'yla görüşmeler sürdürülerek dağdaki teröristlerin cesaret kaynağının sürekli açık tutulduğunu" öne süren Vural, "Terör örgütünü, teröristi sorgulayan yok. Mesela, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hakkari'nin Geçitli köyünde kadın ve çocukların bulunduğu bir minibüsle ilgili PKK'yı koruyan açıklamalar yapmıştı. Hep terör örgütünü aklama..." dedi.

    "Kıbrıs" meselesinde partisinin duruşunun ne kadar haklı olduğunun Başbakan Erdoğan'ın son açıklamalarıyla bir kez daha teyit edildiğini savunan Vural, Başbakan Erdoğan'ın, Kıbrıs sorununa yönelik ifadelerinin taktik amaçlı olup olmadığının yakında görüleceğini söyledi. Vural, "Acaba bu ifadeler 6 ay boyunca Kıbrıs'ın dönem başkanlığını üstlenecek Kıbrıs Rum yönetimi için geliştirilmiş taktik amaçlı mı tüm bunları göreceğiz" diye konuştu.
    Başbakan Erdoğan'ın imzaladığı bazı belgelerde Güney Kıbrıs Rum kesimini tanıdığını ileri süren Vural, şunları söyledi:

    "Erdoğan, bir gazetede kendisine sorulan Güney Kıbrıs Rum kesimi ile ilgili soruyu yanıtlarken, 'Dünya tanımış, ben tanımıyorum demekle ne yapabilirsiniz? Böyle bir şey var mı?' diyor. Ne kadar çabuk unutuyor. Şimdi de 'Ne tanıması. Orada Rum yönetimi var' diyor."

    -Futbolda şike operasyonu-

    Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın, Bucaspor maçı öncesinde Başbakan Erdoğan'ı ziyaret ettiğini anımsatan Vural, "Sayın Başbakan bu maç ile ilgili, 'Bir sorun çıkmaz değil mi?' diye soruyor Aziz Yıldırım'a. Diğeri de 'Yok yok çıkmaz' diyor. Başbakan diyor ki 'Yani bu maç nasıl, tamam mı?' Şimdi herhalde 'azmettirici' diye Başbakanı görmek lazım. Bucaspor küme düştü, ne olacak şimdi?" sorusunu yöneltti.

    Maçın sahada yapıldığını belirten Vural, "Gol yenir ya da yenilmez. Sana ne bir Başbakan olarak. 'Bir sorun çıkmaz' demek suretiyle ne mesajı veriyorsun. Sözler, ifadeler nasıl insanları imtihan ediyor. Bu takılmadı mı dinlemeye? Savcılık belki Bunu Başbakana sormalı. Siyasetçilerin bu konularla ilgilenmesinin ne kadar mahsurlu olduğu böylece ortaya çıktı" dedi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow