hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Oda TV davasında tahliye

    Oda TV davasında tahliye
    expand

    İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, "Odatv" davası kapsamında tutuklu sanık Müyesser Yıldız'ın tahliye olmasına karar verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Duruşmada, verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Müyesser Yıldız'ın üzerine atılı suçun vasıf, mahiyet ve tutuklulukta geçen süreyi dikkate alarak tahliye edilmesine karar verdi.

    Heyet, diğer tutuklu sanıklar Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Hanefi Avcı hakkında ise "bu sanıklara atılı suçun vasıf ve mahiyeti, elde edilen delillerin içeriği, iletişim tespit ve fiziki takip tutanakları ve dosyadaki tüm delillere göre kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, sanık avukatlarının talebi doğrultusunda haricen üniversite bilirkişilerine yaptırılan incelemelerin hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dijital verilerle ilgili TÜBİTAK bilirkişi raporunun henüz dosyaya sunulmamış olması, sanıkların suçlarının CMK 100/3 maddesinde belirtilen suçlardan olması ve koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı" gerekçeleriyle tahliye taleplerinin reddine karar verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Heyet, TÜBİTAK'tan gelecek olan bilirkişi raporunun beklenmesine ve olası gecikmenin önlenebilmesi için duruşma arasında bilirkişi raporunun akıbetinin TÜBİTAK'a sorulması için yeniden yazı yazılmasına hükmetti.

    Mahkeme Heyeti duruşmayı, 14 Eylül 2012 gününe erteledi.

    DURUŞMADAN

    Davada tutuklu sanık Yalçın Küçük ilk olarak söz aldı.  Küçük, "TÜBİTAK'tan beklenenlerin gelmemiş olmasında bir açıdan memnun oldum. Çünkü bizim davamızın bu tür bilirkişi raporları ile ilgisi yok. Bizim ile ilgili iddiaların bilirkişi raporu gelmeden de doğru olmadığına gerçek dışı olduğunda hükmedebilirsiniz. Bizi tanıyacak sınız? Kimi yargılıyor sunuz? Onu bir görmeniz lazım" dedi.

    Davayı Tuncay Özkan sendromu olarak tanımlayan Küçük savunmasını şöyle sürdürdü; "Selimiye'de bana çok iyilik yapan vardır. Orada askeri mahkemeye de çıktım. Bu davaların bir özelliği vardır. İspat ortadan kalkmaz, Balyoz davasını da biliyorsunuz...  Mütalaa bir şey değiştirmez. Bu davalara Tuncay Özkan sendromu diyorum. Her duruşmada kalkıp 'bana suçumu söyleyin. Beni niye yargılıyorsunuz? Bütün siyasi davalar imzasız adı olmayan mektuplar. Siz yanlıştasınız. Ne adı var, ne yazarı var. Ben 2010'da Gebze'de bir konferans verdim. Beni 2011'de ihbar etmiş.Oda TV klasörlerinde var. Beni ihbar etmiş bu çocukcağız. Ama gönderdiği mektubu deşifre etmişler   Küçük: 100 yıl tutun beni umrumda değil

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Küçük, "Yazık değil mi size? Yazık değil mi bana? Ne kadar yatacağımızı, ne alacağımızı hiçbirimiz bilmiyoruz. 100 yıl tutun beni umurumda değil. Görüyorsunuz, ne kadar tutarsanız beni o kadar gençleşiyorum. Bizlerin uzun tutuklanması iktidarın olduğunu belli ediyor. İktidar budur. Hiçbir dava bu kadar güçlü olmadı. Bir tek itirafçı çıkmadı. Ben hepsinin sözcüsüyüm. Bu dava Nedim, Ahmet ve Hanefi Avcı üzerine kurulu. Kitap yazmışlar, kötülük yapmışlar. Bunlar suç değildir. Siz de onları tahliye ettiniz. Davayı bitirdiniz zaten. Benim suçu ne? Barış Pehlivan gelmiş talimat vermişim. Talimatta da bir şey yok"

      "Dışarıdaki Gazeteciler"den destek

    "Dışarıdaki Gazeteciler" adlı grup Oda TV davasının görüldüğü Çağlayan’daki Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı.

    Tutuklu gazetecilerin fotoğraflarını taşıyan grup adına gazeteci Zafer Arapkirli basın açıklamasını okudu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hukuksuzluğa dikkat çekmek ve adaletsizliğe son vermek için bir araya geldiklerini belirten Arapkirli, daha önce KCK davası kapsamında tutuklu yargılanan gazeteciler için sokaklarda olduklarını ve şimdi de Odatv davasındaki meslektaşları için adliye önüne geldiklerini ifade etti. Gazeteciler Soner Yalçın, Müyesser Yıldız, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Yalçın Küçük'ün 16 aydır cezaevinde olduklarını hatırlatan Arapkirli, gazetecilerin mesleklerini yerine getirmeye çalışırken tutuklanıp yargılandıklarını ve davada sahteliği kanıtlanmış delillerle suçlandıklarını söyledi.

    Mahkemenin bilimsel inceleme raporu istediğini ve TÜBİTAK'tan beklenen bu bilirkişi raporunun henüz mahkemeye ulaşmadığını da belirten Arapkirli, bu ayak sürümenin "bu dava hukuki değil siyasi bir davadır" diyen gazetecileri haklı çıkardığını ileri sürdü.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow