hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Sorumluları koruyan savcıya dava

    Sorumluları koruyan savcıya dava
    expand

    Bayrampaşa Cezaevi’nde uygulanan Tufan planının askeri ve siyasi sorumlularını yargı önüne çıkarmadığı için hakkında suç duyurusu yapılan Savcı Ali İhsan Demirel’e, görevi kötüye kullanmaktan dava açıldı. Dava Yargıtay’da görülecek.

    Bianet'ten Ayça Söylemez'in haberine göre, 19-22 Aralık 2000'de yapılan Hayata Dönüş Operasyonu'nda, Bayrampaşa Cezaevi'nde uygulanan Tufan planına olaydan 10 yıl sonra dava açan Savcı Ali İhsan Demirel hakkında görevi kötüye kullanmak suçlamasıyla dava açıldı.

    Şubat ayında hakkında soruşturma başlatılan Demirel hakkındaki suç duyurusunda, "operasyon harekat emrinin altında imzası bulunan komutanların ifadesini bile almadığı, gerçek sorumlulara dava açmayarak onları koruduğu ve iddianameyi hazırlarken özensiz davrandığı" ifade edilmişti.

    Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyonda, altısı kadın 12 kişi öldürülmüştü, kadınların beşi yanarak hayatını kaybetti.

    Halkın Hukuk Bürosu, bugün konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Özellikle Bayrampaşa'da yapılan operasyonun bir katliam olduğuna ilişkin deliller bulunmasına rağmen operasyonu yürütenler hakkında çok geç soruşturma açıldı" dedi.

    Müdahil avukatlar, savcı Demirel'in asıl sorumlulara dava açmadığını, hatta ifadelerini bile almadığını belirtti.

    "Yoğun kamuoyu baskısı sonucu 10 yıl sonra sadece 39 jandarma eri hakkında dava açıldı, asıl sorumlular hakkında ise takipsizlik kararı verildi. Sorumlular aklanmaya çalışıldı, deliller toplanmadı."

    "Ecevit, Tantan ve Türk için fezleke hazırlamadı"

    Halkın Hukuk Bürosu, Savcı Demirel'in, haklarında birçok suç duyurusu bulunmasına rağmen, operasyonunu siyasi sorumluları olan dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan hakkında fezleke hazırlayıp meclise yollamadığını da ekledi.

    Hakkındaki suçlamalar

    Demirel hakkındaki şikayet dilekçesinde ayrıca şu suçlamalar yer alıyordu:

    "Operasyona katılan görevlilerin hiçbirinin ifadesini kendisi almadı."

    "Operasyonun komutanı Engin Hoş, Operasyon Komutan Yardımcısının Albay H. İbrahim Tüysüz, Ankara Jandarma Komd. Özel Asyş. Komutanı Yarbay Burhan Ergin, İstanbul Jandarma Komando Taburu komutanı Servet Çakır hakkında soruşturma açmadı."

    "Operasyona katılan Zeki Bingöl, Aytaç Yalman, savcılar Ferzan Çitici, Fikret Ünalan, Cezaevi 1. ve 2. müdürleri, Ankara Jan. Özel Asayiş Komutanlığı, Bayrampaşa Cezaevi JÖAK. Koruma Tabur Komutanlığı, Halkalı Jandarma Tabur Komutanlığı ve Avrupa yakası Mürettep Bölük Komutanlığı personelinin tümü hakkında soruşturma açmadı."

    "Yargılamanın yapıldığı Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne eksik ve yanlış bilgi verdi."

    "Sekizi Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı'ndan, 206 sı Elazığ Komando Birliğinden olan kişiler hakkında takipsizlik kararı verdi."

    "Soruşturma dosyasına bilgi vermeyen, delilleri saklayan, yok eden kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmadı."
    Operasyonu yapanı değil mahpusları suçladı

    "Bayrampaşa Cezaevi Koruma Bölük Komutanlığı hakkında soruşturma açılmadı. Elazığ Jandarma Komando Taburu komutanı hakkında takipsizlik kararı verildi."

    "Soruşturma dosyasındaki 14 Şubat 2001 tarihli Adli Tıp Kurumu Bilirkişi ve Keşif Raporu'nda yazılanların aksine, hazırladığı iddianamede, şikayetçi konumundaki tutuklulara 'silahlı ayaklanma, altı kadının yakılarak öldürülmesi' gibi suçlamalar yöneltti."

    "En önemli delillerden biri olan bilirkişi raporunda yer alan, tutuklu ve hükümlülerin yoğun gaz altında kaldıkları, ne olduğu bilinmeyen gaz bombaları atıldığı, silah atışlarının dışarıdan koğuşlara doğru yapıldığı gibi bilgiler de iddianamede yer almadı."

    Soruşturma dosyasına 22 Mayıs 2002'de giren Jandarma Bölge Komutanlığı imzalı belgeye göre, operasyona, İstanbul Halkalı Jandarma Komando Taburu, Bayrampaşa Cezaevi Koruma Bölük Komutanlığı, Elazığ Jandarma Komando Taburu ve Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Birliği (JÖAK) katıldı. Bu birliklerden istenen belgeler ya eksik ve yanlış geldi ya da savcılığa yıllarca bilgi verilmedi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow