Komisyon raporunda, küresel iklim değişiklieğinin etkileini azaltmak ve önlemek için ise 96 ana başlık altında yapılması gereken yasal düzenleme ve çalışmalara da yer verildi.Su, İklim, Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma yasaları çıkarılması önerilen raporda, Türkiye'nin imzaladığı ancak henüz taraf olmadığı Paris İklim Anlaşması'na yönelik durumun da netleştirilmesi istendi.Bu çerçevede, Türkiye'nin kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde Paris Anlaşması'na yönelik pozisyonunun Türkiye'nin yeşil dönüşüme yönelik uluslar arası finansman gereksinimi de dikkate alınarak çok şekilde değerlendirilmesi, net sıfır emisyon hedef yılının belirlenmesi, anlaşmaya taraf olunması halinde de Ulusal Katkı Beyanı'nın (NDC) hazılanması gerektiği vurgulandı.Raporda yer alan diğer bazı öneriler şöyle:Ülkemizde kullanılan suyun yüzde 77'sinin yani en fazla oranda sulamalarda kullanılıyor olması sebebiyle ülke genelinde suyun kaynaktan tarlaya basınçlı borulu sistemlerle götürülmesi maksadıyla "Damla Sulama Seferberliği" başlatılmalıdır.Su kaynaklarının azalma eğilimine girdiği bir süreçte, yeni sulama işletmelerinin devreye alınması kapsamında küçük ve orta ölçekli tarla sahibi çiftçiler, kendi tarlaları içine sulama suyu ihtiyaçlarını karşılamak üzere "Çiftlik Rezervuarları" kurarak alternatif su kaynakları geliştirmeye yönlendirilmelidir.Yer altı sularının kuraklık, savaş ya da tabii afet durumlarında hızla kullanıma sunulması ve kirlilikten az etkilene avantajı sebebiyle, özellikle acil durumda içme suyunda kullanılması için rezerve edilerek ve korunması gerekmektedir.İklim değişikliğine yönelik atılan adımların kimseyi geride bırakmadan ve adil yönetilmesi için; Ulusal bir Adil Geçiş Mekanizması kurulması ve sosyoekonomik önceliklendirmelerin yapılması gereklidir.İklim değişikliği ile mücadelede, azaltım ve uyum eylemlerine yönelik yatırımların gerçekleştirebilmesi için Ulusal teşvikler ve finans imkanları geliştirmelidir.Madencilik sektöründe madenin yeraltından çıkartılmasından taşınmasına ve kullanımına ve sahanın rehabilitasyonuna kadar bütün süreçlerin mümkün olan en üst seviyede iklim dostu olarak gerçekleştirilmesi gereklidir.Türkiye'nin tamamında, çölleşme, sel, taşkın ve çığ risk alanları ile ilgili ilmi olarak etüt ve envanter çalışmalarına hız verilmeli, veri bankası oluşturularak sürekli izlenmeli ve öncelikli risk alanları tespit ederek projelendirilmeli ve uygulanmalıdır.Korunan alanların farklı kurumlar tarafından yönetilmesinden kaynaklanan sorunların giderilmesi için korunan alan yönetiminin tek çatı altında birleştirilmesi gerekmektedir.Dünyada kabul gören iklim senaryolarına paralel ve geleceğe yönelik, orman ekosistemi içindeki canlı cansız bütün varlıkları gözeten; flora ve faunanın (bitki ve hayvan varlığının) iklim değişikliğine karşı göstereceği davranışlar ile birlikte kuraklık, yangın ve böcek zararları gibi olası tehlikeler hakkında da tahminler yapılabilmesi ve en uygun tedbirlerin alınabilmesi için, iyimser ve kötümser senaryolar hazırlanmalıdırOrman yangınlarıyla mücadele politikasında, orman yangınlarının söndürülmesi çalışmaları ile birlikte özellikle yangını önleyici tedbirler üzerine de yoğunlaşılmalıdır. Orman yangınları ile mücadelede bilgi, teknoloji, araç-gereç, donanım, tecrübe ve insan gücü en etkili unsurlar olup bu unsurların doğru kullanabilmesi için; özellikle yangının söndürülmesinde birinci derece mes'ul olan yangın amiri pozisyonundaki kişiler; bölgeyi tanıyan, yangın söndürmede uzmanlaşmış, mesleki tecrübeye haiz kimselerden olmalıdır.