hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Yerli, milli, dindar mafya"

    Yerli, milli, dindar mafya
    expand

    Hürriyet gazetesi köşe yazarı Mehmet Y. Yılmaz, 'sosyetik' lokantalardan birinde yaşadığı bir olayı kaleme aldı. Mehmet Y. Yılmaz'ın "Yerli, milli, dindar mafya" başlıklı yazısından bir bölüm;

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Geçen gün ne işle meşgul olduğunu, geçimini hangi yolla sağladığını bilemediğim bir kişiyi, pahalı ve amiyane deyişle “sosyetik” lokantalardan birinde gördüm.
    Bir yuvarlak masada, eşi ve dostlarıyla birlikte herkes gibi yemek yiyordu.

    Durumu “olağanüstü” kılan şey ise masanın etrafını çevirmiş “özel korumalar” idi.

    Ben 24 koruma sayabildim, belki kendisini ortalığa göstermeden koruma görevi yapanlar da vardı, bilemiyorum.

    Bir insanın 24 koruma ile gezmesi bana pek normal gelmiyor.

    İki olasılık var: Ya bu bey, ciddi bir güvenlik sorunu yaşıyor ve devletin kendisini koruyabileceğinden ümidini kesmiş.

    Ya da böyle bir gövde gösterisiyle bazı yüreklere korku salma, güç gösterme çabası içinde.

    Bu tekil bir örnek değil.

    Geçenlerde Bodrum’da da bir gece kulübüne gözdağı saldırısı oldu ve 17 yaşında bir komi çocuk hayatını kaybetti.

    Yakalanan kimse yok tabii. Oysa en karmaşık cinayetler bile kısa sürede çözülebiliyor, ülkenin dört bir yanını donatmış MOBESE kameraları sayesinde elle konulmuş gibi yakalanıyor. Ama bu katil, izini kaybettirmeyi nasılsa başardı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    AKP iktidarının ilk günlerinde “mafyaya” yönelik temizlik hareketleri başarılı olmuş, birçok organize suç çetesinin lideri hapse tıkılmıştı.

    Şimdi görüyoruz ki önce Fetullahçı çetenin düzgün polisleri teşkilattan uzaklaştırmak için Emniyet teşkilatında yarattığı tahribat, sonra Fetullahçı çete ile mücadelenin her şeyin önüne geçmesi, bazılarının sokakların boşluğundan yararlanmaları sonucunu doğuruyor.

    Bir de bu dönemin kendine özgü bir “ruhu” da var tabii.

    Bu “ruh”, her şeyde olduğu gibi organize suç örgütleri, kabadayılar, mafyatik yapılanmalar arasında da “bizden–onlardan” ayrımını yapıyor.

    “Bizden” denen, mafya babası bile olsa muteber oluyor.

    Bu kişiler Müslümanlık ile suç örgütü yönetmeyi kendi kafalarında nasıl bağdaştırabiliyorlar bilemiyorum.

    Ama bir gerçek var ki bu tipler fütursuzca, uluorta mesailerine devam ediyorlar, bu durum hiçbir polis müdürünün, valinin ya da İçişleri Bakanı’nın kanına dokunmuyor!

    Demek ki bu tiplerin anlayacağı dilden konuşacak polis de kalmamış, o polisi harekete geçirecek savcı da.

    “Yeni Türkiye”, mafyozoların serbestçe faaliyet gösterebildikleri bir ülke olmuş bile: Bir tek şart aranıyor bunun için; yerli ve milli olsun.

     

    Yazının tamamını okumak için tıklayınız.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow