İstanbulluların en büyük çilelerinden biri trafik. Özellikle iş çıkış saatlerinde trafik kent genelinde durma noktasına geliyor, yoğunluk yüzde 90'ı aşıyor. Bunun önüne geçmek için mesai saati düzenlemesi isteniyor, bu talep Meclis'e de iletildi. Peki mesai düzenlemesi nasıl olur, gerçekten trafiği azaltır mı? İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı yanıtladı. Mutlu Doğan Akbaş'ın haberi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı'nın açıklamaları şu şekilde;

Bizim çok önceden beri önerdiğimiz bir öneri. İstanbul’daki trafik yoğunluğu çok fazla zaman zaman belediyenin kendi uygulamasında yüzde 90’ı aşan bir yoğunluk oluşuyor. Bu durumda ya yol kapasitelerini arttıracaksınız, toplu taşıma ve metro kapasitesini arttıracaksınız. Bunu sağlayamazsanız talebi nasıl azaltabileceğinize bakacaksınız, talebi azaltmanın bir yolu mesai saatlerinin kademelendirilmesi. Bu, pandemi zamanında da gündeme gelmişti. Eğer mesaiyi kademelendirirsek o zaman herkes aynı saatte trafiğe çıkmaz. Hem trafiğin hacmi açısından hem toplu ulaşıma olan talep azalır. Bu daha ileri götürülerek, 5 iş günü var. 6 günün 5’i iş günü kombinasyonları yapılabilir. İstanbul’daki trafik sorununu çözebilmek için kısa vadede trafik mühendisliği çözümleri, orta ve uzun vadede de toplu ulaşım kapasitesini arttırmak gerekiyor. Rahmetli Kadir Bey zamanında yapılan master planda İstanbul’un bin kilometre raylı sisteme ihtiyacı olduğu ortaya çıkmıştı. Bugün Ulaştırma Bakanlığımızın desteği sayesinde 350 kilometre civarında yani 3 katı daha metroya ihtiyacı var. Belediyemiz ilan ediyor sayfalarında, afişlerde yaptığımız metro diyor 47,5 kilometre. Yani senede 10 kilometre metro, İstanbul’un bugün hiç talep gelmezse 700 kilometre için 70 yıl mı bekleyeceğiz? Onun için bu toplu ulaşım kapasitesini arttırmalıyız. Çok şeritli yollarda da bir şeridi otobüslere, minibüslere, hatta 3 yolcusu olan araçlara ayırmalıyız. Deniz var ama hiç kullanılamıyor. Pandemide önerimizi belediye uygulamıştı ve o gün bile deniz ulaşımı kullanımı bugünkünün üzerindeydi. 8 buçuk milyonluk toplu ulaşımdan deniz ulaşımı ancak 150 bin kadar pay alıyor. Tüm bunlara geniş şekilde bakmamız lazım.