hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İşte o simge fotoğrafın hikayesi! | Video

    KAYNAKKanal D

    Ve bir fotoğrafın hikayesi... Malum, herkesin bildiği bir kare. 29 Ekim 1929'da çekildi. Cumhuriyetin ilanının 6'ncı yılında, Atatürk ve devlet erkanı, 1. Meclis'te düzenlenen törenin ardından bina önünde. Ama bu öyle sıradan bir fotoğraf değil. Çünkü, Atatürk ve hemen arkasında gördüğümüz devlet büyükleri, bu fotoğrafın çekilmesi için yeniden bir araya geldi. Binaya geri döndüler ve çıkışta da bu pozu verdiler. Bunun nedeni, fotoğrafı çeken kişiydi. Ve o kişiyle Atatürk arasında, isminden kaynaklanan bir dostluk vardı. Bakın bu fotoğrafı kim ve nasıl çekti?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhuriyetin ilanının 6'ncı yılıydı. Genç Türkiye Cumhuriyeti coşkulu, heyecanlı ve mutluydu. O gün 29 Ekim 1929'da Meclis'te tören düzenlendi. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm devlet erkanı oradaydı. Atatürk bu törene özel olarak hazırlandı.

    Törenin ardından genç Cumhuriyetin lideri, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere devlet büyükleri hipodromdaki törenlere katılmak için Meclis binasından çıktı. 1 Meclis'ten çıkış sırasında tüm fotoğrafçılar deklanşöre bastı, biri hariç. Ama o kişi tarihe mâl olan bu simge fotoğrafı çekti. O kişi fotoğrafçı Ali Rıza Tuncay'dı. Atatürk'ün ona taktığı isimle "Sarı." Peki, "Sarı" bu fotoğrafı nasıl çekti?

    Yandaki fotoğrafçılardan birisi Ali Rıza Tuncel'in fotoğraf makinesini deviriyor. Atatürk çıkmış bulunur ve fotoğraf çekilir. Bir üzüntü içinde Ali Rıza Tuncel kenara çekilir ve ağlamaya başlar. Tabi ki Ulu Önder'in etrafına olan ilgisi, etrafında olan bitene olan merakı Ali Rıza Tuncel'i görmesini sağlar. Ve "Sarı"yı yanına çağırır. "Sarı ne oldu, niye ağlıyorsun?" dediğinde, Ali Rıza Tuncay "Paşam siz çıktığınız anda fotoğrafınızı alamadım der. Fotoğrafçının üzüntüsü Atatürk'ü de üzer ve Atatürk hemen devlet erkanına dönerek, "Arkadaşlar, çıktığımız şekilde yeniden binaya gireceğiz ve tekrar çıkacağız. Ali Rıza fotoğrafımızı çekecek" der. Biraz önce 1. Meclis binasından çıkan heyet yeniden binaya girdi. Sadece Sarı'nın fotoğraf çekmesi için.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Mustafa Kemal Atatürk'ün bu fotoğrafçıya olan ilgisinin nedeni eskiden olan tanışıklığıydı. Atatürk ve Sarı, Fevzi Çakmak'ın kızının düğününde tanışmıştı. Genç fotoğrafçının çalışkan hali Atatürk'ün dikkatini çekti. İşte bu isim tesadüfüyle aralarında dostluk başladı.

    Atatürk genç fotoğrafçının adının Ali Rıza olduğunu öğrendikten sonra hiç bu ismi kullanmadı. Küçük yaşlarda kaybettiği babasını hatırlattı ona. Ve Atatürk fotoğrafçıya, hep "Sarı" diye hitap etti.

    "Sarı" 1903 Üsküp doğumlu Makedonyalı bir genç. İstanbul'da güzel sanatlar fakültesinde resim bölümünü bitirip ünlü İbrahim Çallı'dan ders alan, fotoğraf merakı ile gündeme gelen, zaman içinde Atatürk'ün önemli fotoğrafçılarından biri olmuştur. İşte böyle duygusal havada başlayan bu tanışıklık, simge haline gelen fotoğrafın çekilmesine vesile oldu.

    Fotoğrafa yakından baktığımızda bütün devlet adamlarının ve Atatürk'ün Sarı'nın objektifine baktığını görüyoruz. Çünkü bu fotoğraf, belki de o dönemde Atatürk ve devletin en önemli isimlerinin tek bir objektife özel verdiği tek pozdu.

    Bu çok özel poz, tarihe geçti. 29 Ekim 1929 tarihinde çekilen bu fotoğraf, tüm dünyada yayınlandı. Çağdaş, modern ve yenilikçi bir devletin ilk adımları olarak görüldü. Atatürk ile Sarı'nın dostluğu da ölünceye kadar devam etti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow