hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Sosyal medya riskleri

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Günümüzde sosyal medya kullanmayan yok denecek kadar az. Ancak sanal mecra kimi zaman çalışanların başını derde sokabiliyor. İşverenle çalışan arasında ciddi krize neden olabileceği gibi, çalışana işini dahi kaybettirebiliyor. Peki, bir çalışanın sosyal medyadaki özgürlüğünün sınırları ne, ifade özgürlüğü nerede başlıyor, nerede bitiyor?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sosyal medya artık gündelik yaşamın olmazsa olmazı. Hayatın her alanına etki edebilme özelliğine sahip. Kimi sadece keyif için kullanıyor sanal mecrayı, kimi profesyonel yaşamda bir katma değere dönüştürdü bile. 

    Herkes sosyal medyada kendine ait bir dünya kurmuş kurmasına ama işin bir de hukuki boyutu var. Özellikle çalışanlar için. Çünkü sosyal medya paylaşımları, işveren ile işçi arasında krize neden olabiliyor. Hatta bu durum işten çıkarılmaya kadar varabiliyor. Öyle ki şirket çalışana tazminat vermediği gibi çalışandan tazminat bile isteyebiliyor. 

    İşveren için haklı fesih sebeplerinin başında şirketin gizli bilgilerini ortaya çıkarma, güvenlik ihlali geliyor. Sosyal medya paylaşımlarının şirket itibarına zarar verici nitelikte olması, çalışanın işyerini kötüleyici beyanlarda bulunması gibi durumlarda da yargı net bir şekilde işverenden yana tavır alıyor.

    Fakat burada bir de ifade özgürlüğü devreye giriyor. Çalışanın özel hayatı, başkaları hakkındaki yorumları ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyor. Peki, ifade özgürlüğü sınırlandırılabilir mi? 

    Hukuk sistemi iki araç sunuyor bu konuya ilişkin. İlki "üstün yarar". Yani işverenin hukuken korunmaya değer bir çıkarının olması ve bu çıkarın çalışanın ifade özgürlüğünden çok, toplum yararına olması durumu. Ne var ki ifade özgürlüğünde üstün yararın ispatı çok güç. Hal böyle olunca şirketler genellikle ikinci araca yani "kişinin rızası" unsuruna başvuruyor. 

    İşverenler çalışandan onay almak suretiyle, şirket politikası prosedürlerinde sınırlamaları yürürlüğe koyuyorlar. Böylece ileride doğabilecek uyuşmazlıklarda, uyguladıkları yaptırımların haklılığını kanıtlayabiliyorlar. Ancak çalışanın rızasının olması da ifade özgürlüğünün sınırsız şekilde sınırlandırılabileceği anlamına gelmiyor. 

    Sosyal medya paylaşımının şirkete zarar vermesi söz konusu olmazken sadece işverenin hoşuna gitmediği için çalışanın yaptırıma tabi tutulması mümkün değil. 

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow