Karantina uygulamasına dair geçen hafta ek kısıtlamalar geldi ve kafalar karıştı. Beynimizdeki serotonin ve dopamin salınımı ile “ödül, ceza ve motivasyon” uyarılarını tam da uzayan pandemi süreci, yasakların psikolojisi üzerine anlatıyor. Pandemi dönemini ele alırsak bir kesimin beyninin kayıp kazanç sistemi evde kalmayı güvenli sayıyorken, diğer kesim için ise sokakta olabilmek tam bir “ödül”

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Dışarıda rahatça dolaşan insanların kendisinin ve başkalarının canını umursamadığını düşünüyoruz. Bunda haklı olmamızla beraber aslında bu insanların beynindeki dopamin reseptörlerinin dışardan beslenmeye bağımlı hale geldiğini, bir başka açıdan örneğin evde kalmanın cezalandırma olarak algıladığını net görüyoruz.

Beynimizde korpus striatumun sınırında yer alan bir anotomik yapı, çok fazla dopamin reseptörüyle bağlantılı çalışıyor. Bu yapı limbik bilgiyi alıp bunu motor sistem bağlantıları yoluyla motivasyona dönüştürüyor. Yani bu yüzden motivasyonlarımız, zevklerimiz ve mutluluğumuz gibi teşvik konularımızda Amigdala, frontal korteks ve hipokampus gibi limbik yapılar da rol alıyor. İşte tam da bu yüzden hatalı tanımlamalar ve şüphe ortaya çıkıyor.

Peki neden aynı standartta sayılacak iki tip beyin arasında bu denli fark var? Ödül, ceza ve motivasyon tanımlarımız nasıl oluşuyor ve sonradan bozuluyor mu?

“Hikayedeki Seni Bul” Kitabının yazarı Betül Yergök, hem avukat hem yaşam koçu ve özel olarak nörobilim üzerine çalışıyor. Tüm duygu ve davranışlarımızın, tüm yaşam sürecimizin beyindeki seyrini, beynin yönetimini ve daha iyi bir hayat için iyi bir “Beyin Orkestrası Şefi” olmayı anlatıyor.