hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    8 Aralık Diyanet Cuma Hutbesi konusu: Bu haftaki Cuma Hutbesi konusu nedir?

    8 Aralık Diyanet Cuma Hutbesi konusu: Bu haftaki Cuma Hutbesi konusu nedir
    expand

    Her hafta Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan Cuma hutbesinin konusu ve metni din hizmetleri.diyanet.gov.tr internet adresinden ilan edildi. 8 Aralık 2023 tarihli Cuma hutbesinin konusu ‘Biz, Tek Bir Ümmetiz’ oldu. Ümmet olarak tek yürek tek vücut olmanın önemini ve üstünlüğün ne soyda ne ırkta olduğunu konu alan Cuma hutbesi bugün ülkemizin dört bir yanında camilerde okunacak. İşte 8 Aralık 2023 tarihli Cuma hutbesi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cuma hutbesi, İslam dininde Cuma namazı esnasında camilerde okunan ve özel bir öneme sahip olan bir konuşmadır. Cuma namazının farz olmasının yanı sıra, hutbe de Cuma ibadetinin ayrılmaz bir parçasıdır. İki bölümden oluşan hutbe, namazdan önce minberde, genellikle imam veya hutbe verme yetkisi olan bir kişi tarafından okunur.

    Cuma hutbesinin temel özellikleri ve işlevi şöyledir:

    İlk Bölüm: Hutbenin ilk bölümünde genellikle İslami öğretiler, Kuran ayetleri ve Hz. Muhammed'in hadisleri üzerinden dini ve ahlaki konular işlenir. Bu bölümde cemaate yönelik nasihatler ve öğütler yer alır.

    İkinci Bölüm: İlk bölümün ardından kısa bir oturuş sonrası ikinci bölüm başlar. Bu bölüm genellikle daha kısa olup, toplumsal meselelere değinilir ve genel bir dua ile son bulur.

    8 ARALIK CUMA HUTBESİ KONUSU

    Diyanet İşleri Başkanlığınca her hafta hazırlanan Cuma hutbesinin bu haftaki konusu ‘Biz, Tek Bir Ümmetiz’ oldu.

    BİZ, TEK BİR ÜMMETİZ
    Muhterem Müslümanlar!
    Bir gün Mescid-i Nebevi’de birkaç sahâbî sohbet ediyordu. Cahiliyeden kalma bir anlayışla birbirlerine karşı ırkçılık ve kabilecilik yarışı içerisine girmişlerdi. İçlerinden biri Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in çok değer verdiği İran asıllı Selmân-ı Fârisî’ye imalı bir şekilde “Sen hangi kabiledensin, soyun nedir?” diye sordu. Bunun üzerine Selmân (r.a), أنَا سَلْمَانُ ابْنُ الْإسْلَامِ “Ben, İslam’ın oğlu Selmân’ım.” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben yolumu kaybetmiştim; Allah, beni Peygamberimiz (s.a.s) ile hidayete erdirdi. Ben fakirdim; Allah, beni Muhammed Mustafa (s.a.s) ile zenginleştirdi. Ben köleydim; Allah, beni Resûlü ile özgürleştirdi.” Bu konuşmalara şahit olan Hz. Ömer, orada bulunanlara “Benim de soyumu öğrenmek ister misiniz?” diye sordu ve şöyle söyledi: أخُو سَلْمَانِ ابْنِ الْإسْلَامِ أنَا عُمَرُ ابْنُ الْإسْلَامِ “Ben de İslam’ın oğlu Ömer’im, İslam’ın oğlu Selmân’ın kardeşiyim.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Aziz Müminler!
    Nice ibretlerle dolu bu hâdise, bize şunları öğretmektedir: Üstünlük ne soyda ne ırktadır. Gerçek üstünlük, Allah’a layıkıyla kul olmaktır. Hakiki izzet, İslam ile şeref bulmaktır. Asıl kardeşlik, ümmet bilinciyle hareket etmektir.

    Kıymetli Müslümanlar!
    Ümmet-i Muhammed olmak, “Doğrusu ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse bana ibadet edin.”i ayetine uyarak tevhide dayalı İslam inancına sarılmaktır. Zalimlere karşı vahdete dayalı iman kardeşliğini kuşanmaktır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Peygamberimizin ümmeti olmak, “Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz ve Allah’a inanırsınız…”ii ayeti gereğince hakkın önderliğini, hakikatin rehberliğini yapmaktır. Adaleti ve iyiliği bütün insanlara ulaştırmak, zulmü ve kötülüğü ortadan kaldırmak için gayret göstermektir.

    Allah Resûlü (s.a.s)’in ümmeti olmak, tek yürek yekvücut olmaktır. Mümin kardeşimizi düşmanın insafına terk etmemektir. Onu yalnız ve çaresiz bırakmamaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez…”iii hadisini hayatımızın her alanında şiar edinmektir.

    Değerli Müminler!
    Birlik ve beraberlik içerisinde olması gereken ümmet, maalesef bugün parçalanmış durumdadır. Fitne, fesat ve tefrika ateşiyle yanmaktadır. Dünyanın farklı bölgelerinde Müslümanlar, ayrımcılık, ötekileştirme ve türlü baskılara maruz kalmaktadır. Hak ve hukuk tanımayan zalimler, ümmet-i Muhammed’in bu dağınıklığından cesaret bulmaktadır. Kin ve nefretten beslenen caniler, dünyanın gözü önünde Müslümanlara hayâsızca saldırmaktadır. Ümmetin sessizliğinden güç alan katiller, Filistin’de kadın, erkek, yaşlı, bebek ayrımı gözetmeden masumların üzerine zalimce bombalar yağdırmaktadır. Bununla da yetinmeyen insafsızlar, insani yardımlara engel olmakta, mazlumları bir lokma ekmekten, bir yudum sudan mahrum bırakmaktadır. Sözde insan hakları savunucuları ise İslam beldelerindeki katliam ve soykırımlara göz yumarak, insani değerlerin ayaklar altına alınmasına ses çıkarmayarak zalimlere destek olmaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Öyleyse Aziz Müslümanlar!
    Her türlü ihtilafı ve farklılığı bir kenara bırakarak İslam kardeşliğini esas alalım. İnancımız, ibadetlerimiz, ahlakımız, bütün söz ve davranışlarımızla dinimizi en güzel şekilde temsil edelim. Ümmet olma bilincimizi her daim diri tutalım. İmanımızdan aldığımız gücümüzü, İslam’dan aldığımız izzetimizi, kardeşliğimizden aldığımız kuvvetimizi koruyalım. İşte o zaman ümmet coğrafyamız, zalimlerin zulmünden, hainlerin ihanetinden kurtulacaktır. Garipler sevinecek, yetimlerin yüzü gülecek, çaresizler çare bulacaktır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in ümmet olma mesuliyetimizi hatırlatan şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum: “Birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin. Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!”iv

    i Enbiyâ, 21/92.
    ii l-i İmrân, 3/110.
    iii Müslim, Birr, 58.
    iv Müslim, Birr, 28.
    Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow