“Bu hastalıkta kişi, diğer insanları ayırt etmekte zorluk yaşıyor. Enteresan olan taraf kişinin sadece yüzlere yönelik körlük yaşaması. Diğer nesneleri ayırt etme, cisimleri belirleyebilme, hayvan türlerini birbirinden ayırabilme özellikleri ise korunuyor” diyen Dr. Yavuz, “Evcil hayvanların yüzleri de dahil olmak üzere, sadece yüzleri ayırt edememe durumu söz konusu. Hastalara fotoğraflar gösterildiğinde bu kişiler kendilerini bile tanıyamıyorlar. Bu durum ciddi sosyal problemlere yol açmakta Prosopagnozi hastalarının çok sınırlı sayıda arkadaşı olabilmekte. Bir düşünecek olursak, bir insanın sürekli kendisini tanıyamayan biriyle arkadaşlık etmesi hiç kolay değil. Bu yüzden hastalar, sosyal ilişkilerde sık sık sorun yaşamaktalar. Yüz körlüğü olan kişiler, diğerlerini ancak seslerinden, giyim kuşamlarından ya da saç modeli gibi unsurlara bakarak ayırt edebiliyorlar. Özellikle kişinin sesi, yüz körlüğü hastalarına çok yardımcı olan bir unsur. Prosopagnozi yaşayanlar, çoğu kişiyi seslerinden ayırt ediyorlar. Özetle hastalar ancak çok yakınlarındaki; seslerine, giyim tarzlarına ya da vücut yapılarına aşina oldukları kişiler ile arkadaşlık edebiliyorlar.
Diğerlerinden daha uzun ya da farklı saç modeli olan kişiler ile arkadaşlık yapmak, Prosopagnozi hastaları açısından daha kolay. Diğer insanlar ile arkadaşlık yapmak konusunda genellikle daha mesafeliler. Sözün özü, hakikaten yüz körlüğü hastalığı, sosyal ilişkilerde ciddi bir sıkıntı oluşturuyor" diye konuştu. Hastalığın toplumda görülme sıklığı Hastalığın toplumda görülme sıklığıyla ilgili bilgiler veren Yavuz, "Aslında Prosopagnozi’nin toplumda görülme sıklığı hiç de düşük değil. Yüzde 2 buçuk gibi ciddi bir oranda görülmekte. Bu da demektir ki, toplumdaki her 100 kişiden 2 ya da 3’ü yüzleri tanıyamıyor. Ancak hastalığın değişik düzeyleri, aşamaları var. Tam yüz körlüğünde kişi hiçbir şekilde insanları birbirinden ayırt edemiyor. Kimseyi tanıyamıyor. Fotoğraflara bakınca kendisini bile seçemiyor. Bir de tam yüz körlüğü olmasa da yüzleri hatırlamakta zorluk çekenler var. Yani bir kişiyi ancak defalarca gördükten sonra hafızasına alabilenler var. Haliyle bu da diğeri kadar olmasa da ciddi bir sosyal problem. Düşünsenize birisiyle defalarca karşılaşıyorsunuz, o sizi tanıyor ama siz onu çıkaramıyorsunuz. Ancak 5-6 defa görüştükten sonra hafızanızda yer edebiliyor. Haliyle bu durumda dostlukları etkileyen bir konu. Kişi sizin onu ciddiye almadığınızı düşünecektir. Özellikle politikacılarda olmaması gereken bir durum. Yüz hafızası konusunda Merhum Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’in ne kadar ünlü olduğunu birçok kişi bilir. Nitekim Süleyman Demirel bir gördüğünü bir daha hiç unutmuyordu. Araştırmacılar bir insanın ortalama 5 bin yüzü belleğinde tutabildiğini göstermektedir. Cinsiyete göre bakacak olursak, erkek-kadın olarak belirgin bir ayrım yok. Her iki cinste de görülebiliyor. Kadın erkek hasta sayısı birbirine yakın" ifadelerini kullandı.
Nöroloji Uzmanı Doktor Mehmet Yavuz, "Özellikle sonradan edinilmiş, yetişkin yaşlarda gelişmiş yüz körlüğü vakaları daha çok fuziformun damarsal problemlerinden, tam o bölgeye isabet eden kafa travmalarından, infektif tablolardan veya o bölgeyi tutan tümöral durumlardan dolayı ortaya çıkabiliyor. Tabii ki bu hastalıklar tedavi edilebilen rahatsızlıklar olduğu için bu tip yüz körlüğü vakalarının düzelme şansları olabiliyor" dedi.
“Bazı çocuklarda da yüz körlüğü, agresif yönelimlere sebep olabilmekte”
"Hastalık çocuklarda çok daha özel bir durum arz ediyor. Erken yaştaki çocuklarda çocuk nasıl bir sorun yaşadığını anlatamayabiliyor ya da aileler fark edip tanımlayamayabiliyorlar” ifadelerini kullanan Yavuz, “Çocukların durumu, öğretmenlerin de dikkatlerinden kaçabiliyor. O zaman da arkadaş edinemeyen, asosyal çocuklar ile karşılaşabiliyoruz. Bazı çocuklarda da yüz körlüğü, agresif yönelimlere sebep olabilmekte. Dolayısıyla özellikle çocuklarda yüz körlüğünün anlaşılması zaman alıyor. Hem ailelere hem de çocuklara sorun yaşatabiliyor. Bu anlamda eğitimcilerin bilgisi ve dikkati önem kazanıyor. Yüz körlüğü yaşayan çocuklar, daha çok renkli kıyafetlerden arkadaşlarını tanıyabiliyorlar. İşin enteresan yönlerinden biri de çocuk ve yetişkinlerde yüz körlüğünün dizi ya da film izleme konusunda da sorunlara sebep olması. Hastalar ekrandaki insanları birbirlerine karıştıkları için görsel öğelerin dikkat çektiği, daha az karakter olan ve kişilerin kıyafetlerinin daha belirgin şekilde ayrıştığı çizgi film ya da animelere yönelebiliyorlar" dedi.
Hastalığın başka hastalıklarla karıştırılma ihtimaliyle ilgili olarak da Nöroloji Uzmanı Doktor Mehmet Yavuz, "İleri yaşta karşımıza çıkarsa, Alzheimer zannedilebilir ama hekimler rahat ayırt edeceklerdir. Bir başka konu ise yüz körlüğü ile duygu körlüğü hastalığının karıştırılması. Gerçekten de yüz körlüğü zaman zaman duygu körlüğü anlamına gelen Aleksitimi hastalığı ile karıştırılabilmektedir ama duygu körlüğü çok farklı bir hastalıktır. Yaygın olarak erkeklerde görülür ve toplumda görülme ihtimali son derece yüksektir. Ciddi savaş deneyimi yaşamış ve burada birçok travmalarla karşılaşmış askerlerde sık görülür. Aynı zamanda antisosyal kişilik bozukluğu olanlarda da duygu körlüğü vardır. Burada empati ya çok azdır ya da hiç yoktur" dedi.