Kripto paraların sağladığı en büyük değer, dijital dünyada transfer edilen veriler üzerinde ilk kez tam anlamıyla mülkiyetin sağlanabilmesidir. Ne demek istediğimi basit bir örnekle açıklayayım… Facebook’da paylaştığımız veriler Facebook’un sunucularında saklanır. Biz, hesabımıza her ne kadar bize aitmişcesine kullanıcı adımız ve şifremizle giriş yapıyor olsak da, merkezi konumu itibariyle Facebook, dilediği takdirde profilimizdeki verileri silebilir, değiştirebilir, yetkilerimizi sınırlandırabilir veya ortadan kaldırabilir. Gerçek şu ki burada paylaştığımız verilerin tamamı Facebook şirketine aittir. Biz, kullanıcılar olarak sadece Facebook’un bizi yetkilendirdiği ölçüde değişiklik yapabiliriz. Aynı durum, PayPal için de geçerlidir. Bu sistemde kullanıcılar ödeme taleplerini uygulama üzerinden PayPal’a iletirler. PayPal, kullanıcıları adına bu işlemleri gerçekleştirir ve kullanıcı verilerini (hesap bakiyelerini) günceller.
Bitcoin ve benzeri teknolojilerde ise paylaşılan veriler (kripto paralar), yanlızca özel şifrelerin kullanımı ile hareket ettirilebilir. Şifrenin sahibi, kripto para üzerindeki tek ve tam yetkili kişidir. Bu sistemler, herkesin onaysız katılabildiği, katılımcıların coğrafi konumlarının, yaşlarının, ırklarının sorgulanmadığı nötr yapılardır. Öte yandan merkezi uygulamalar sunan Revolut, Robinhood ve PayPal belirli yasal düzenlemeler altında kullanıcılarının bu bilgilerini sorgulamak durumundadır.
Kripto para piyasasında sıkça duyulan bir söylem vardır: “senin şifren değilse, senin paran değildir”. Paypal ve benzeri uygulamalarda sunulan kripto para hizmetlerinde, şifreler kullanıcılarla paylaşılmıyor. Bir başka deyişle, kullanıcılar yanlızca kendileri adına PayPal tarafından satın alınan kripto para birimlerinin finansal değerlerine ilişkin haklara sahip oluyorlar. Robinhood ve Revolut uygulamalarında kripto paraların uygulama dışına çıkmasına izin verilmezken, PayPal, ilk etapta daha da kısıtlayıcı bir yönetim uygulayarak bir kullanıcıdan diğerine kripto para gönderimine uygulama içerisinde dahi müsade etmiyor. Haliyle, bu şirketlerin sunduğu kripto para hizmetleri, kuralları yeniden tasarlanmış bir simülasyondan farksız kalıyor.
Genel bir değerlendirme yaptığımızda, Paypal, Revolut ve Robinhood gibi dev şirketlerin attıkları bu adımları, kripto para sektörünün yaygınlaşması, teknolojinin anlaşılması, hayatımıza girmesi açısından topluma güven aşılayan olumlu gelişmeler olarak görmeliyiz. Fakat unutmamamız gerekirki, bu uygulamalar, merkezi yapıları gereği herzaman gerçek inovasyon ile statüko arasında bir yere konumlanmak durumundalar. Kripto paraların gerçek anlamda kabul gördüğü, inovasyonun gerçekleştiği yeri yakalamak istiyorsak, gözümüzü 3.internet (web3) olarak adlandırılan açık ve merkeziyetsiz uygulamalara çevirmeliyiz.
Kripto paraların sağladığı en büyük değer, dijital dünyada transfer edilen veriler üzerinde ilk kez tam anlamıyla mülkiyetin sağlanabilmesidir. Ne demek istediğimi basit bir örnekle açıklayayım… Facebook’da paylaştığımız veriler Facebook’un sunucularında saklanır. Biz, hesabımıza her ne kadar bize aitmişcesine kullanıcı adımız ve şifremizle giriş yapıyor olsak da, merkezi konumu itibariyle Facebook, dilediği takdirde profilimizdeki verileri silebilir, değiştirebilir, yetkilerimizi sınırlandırabilir veya ortadan kaldırabilir. Gerçek şu ki burada paylaştığımız verilerin tamamı Facebook şirketine aittir. Biz, kullanıcılar olarak sadece Facebook’un bizi yetkilendirdiği ölçüde değişiklik yapabiliriz. Aynı durum, PayPal için de geçerlidir. Bu sistemde kullanıcılar ödeme taleplerini uygulama üzerinden PayPal’a iletirler. PayPal, kullanıcıları adına bu işlemleri gerçekleştirir ve kullanıcı verilerini (hesap bakiyelerini) günceller.
Bitcoin ve benzeri teknolojilerde ise paylaşılan veriler (kripto paralar), yanlızca özel şifrelerin kullanımı ile hareket ettirilebilir. Şifrenin sahibi, kripto para üzerindeki tek ve tam yetkili kişidir. Bu sistemler, herkesin onaysız katılabildiği, katılımcıların coğrafi konumlarının, yaşlarının, ırklarının sorgulanmadığı nötr yapılardır. Öte yandan merkezi uygulamalar sunan Revolut, Robinhood ve PayPal belirli yasal düzenlemeler altında kullanıcılarının bu bilgilerini sorgulamak durumundadır.
Kripto para piyasasında sıkça duyulan bir söylem vardır: “senin şifren değilse, senin paran değildir”. Paypal ve benzeri uygulamalarda sunulan kripto para hizmetlerinde, şifreler kullanıcılarla paylaşılmıyor. Bir başka deyişle, kullanıcılar yanlızca kendileri adına PayPal tarafından satın alınan kripto para birimlerinin finansal değerlerine ilişkin haklara sahip oluyorlar. Robinhood ve Revolut uygulamalarında kripto paraların uygulama dışına çıkmasına izin verilmezken, PayPal, ilk etapta daha da kısıtlayıcı bir yönetim uygulayarak bir kullanıcıdan diğerine kripto para gönderimine uygulama içerisinde dahi müsade etmiyor. Haliyle, bu şirketlerin sunduğu kripto para hizmetleri, kuralları yeniden tasarlanmış bir simülasyondan farksız kalıyor.
Genel bir değerlendirme yaptığımızda, Paypal, Revolut ve Robinhood gibi dev şirketlerin attıkları bu adımları, kripto para sektörünün yaygınlaşması, teknolojinin anlaşılması, hayatımıza girmesi açısından topluma güven aşılayan olumlu gelişmeler olarak görmeliyiz. Fakat unutmamamız gerekirki, bu uygulamalar, merkezi yapıları gereği herzaman gerçek inovasyon ile statüko arasında bir yere konumlanmak durumundalar. Kripto paraların gerçek anlamda kabul gördüğü, inovasyonun gerçekleştiği yeri yakalamak istiyorsak, gözümüzü 3.internet (web3) olarak adlandırılan açık ve merkeziyetsiz uygulamalara çevirmeliyiz.