![desktop-gif](http://v6s.cnnturk.com/images/header/desktop17x17.gif)
![mobile-gif](http://v6s.cnnturk.com/images/header/mobile14x14.gif)
Ligde son 3 haftada sadece 1 beraberlik alabilen Galatasaray’da bu sezon geriye kalan dönemde en fazla anlam taşıyan maç bana göre dün akşam ki Lazio karşılaşmasıydı. Tribünler bu yıl nerede ise ilk defa tam dolmasa da yoğun ilgi görmüş, taraftar, milletçe üzüldüğümüz, terör saldırılarını lanetlediğimiz bugünlerde birlik ve bütünlüğümüzü tribünlere yansıtarak maçın başlama düdüğü ile birlikte Galatasaraylı oyuncular için ateşleyici güç olmuştu.
Takımın buna çok ciddi ihtiyacı vardı, çünkü Mustafa Denizli’nin sahaya sürdüğü 11’e baktığımızda stoper olarak oynattığı Hakan Balta ve Koray Günter’in dışında orijini stoper olan 3 oyuncu daha Chedjou, Denayer ve Donk da ilk 11’de.. solda Carole ile birlikte 6 savunmacı; İleride ise alışık olmadıkları yerlerde oynayan Sabri ve Selçuk ile birlikte yine verimli olabilecekleri yerlerin tersine oynatılan Sneijder ve Podolski..
Merak ediyorum, Mustafa Denizli ne yapmaya çalışıyor. İtalya Liginin en çok gol yiyen takımlarından birine karşı nerede ise 1+9+1 taktiği ile oynuyor. Aman bu maçı kaybetmeyeyim , tur önemli değil , nasıl olsa kazanamam düşüncesi o kadar hakim ki.
Selçuk, Donk’u kaçırıyor, o da bekletmeden Sabri’yi.. ve Sabri’nin vuruşu top ağlarda hepimiz, bütün stat ayakta. Olur mu acaba demeye başlıyoruz, Galatasaray ve Mustafa Denizli Avrupa kimliğini hatırlar ve bu akşam yeni bir sayfa açılır mı?
Tam bunları aklımdan geçirirken Denayer’ın bir türlü alamadığı kafa topu ve rakibini kaçırmasının ardından Donk’un faulü.. Ve duran toptan Lazio’nun beraberlik golü. Lazio’lu oyuncular sevinirken, Galatasaraylı oyuncular yıkıma uğruyor, o an hepsini tek tek gözlemlediğimde, hepsinin başı önde ve vücut dilleri biz bu maçı asla kazanamayız diyor.
Kalan bölümde hiç pozisyon üretemeyen rakip kaleye atak geliştiremeyen bir Galatasaray var sahada. O kadar net ki takımın kazanma refleksi yok olmuş. Bu takım sanki geçen senenin 3 kupalı takımı değil de ligde kalma mücadelesi veren vasat bir takım görünümünde, en ufak bir inanç yok, konsantrasyon yok, ve kenardan gelen hiçbir taktik yok.
Bu maçta Sabri’nin gayreti dışında, Galatasaray’da herhangi bir oyuncu için olumlu bir şeyler söylemek çok zor. Golü hazırlayan iki isim Selçuk ve Donk gol pozisyonunda çok güzel iki aksiyon yapmış olsalar da bana göre maçın genelinde isteksiz ve güçsüz görünümleri ile vasat bile olamadılar.
Galatasaraylı oyuncularda büyük bir psikolojik çöküntü var. Hata yapmaktan korkan, yardımlaşamayan, sahada ne yaptığını bilemeyen ve başarılı olacağına hiç inanmayan bir oyuncu topluluğu. Burada en büyük sorumlu Mustafa Denizli. Bu takımı beğenmiyor olabilir, oyuncularının çoğunu değiştirmek istiyor olabilir, ama bu görev kendisine teklif edildiğinde durum ortadaydı. Görevi kabul ederken ağırlıklı olarak bu oyuncu kadrosu ile yola devam edeceğini biliyordu şimdi ne değişti de geçen senenin 3 kupalı takımı bu kadar özgüven eksikliği ile her maça korkarak çıkıyor. Kendisi ile bir dönem birlikte TV programı da yaptığımız Sevgili Mustafa Hocamın bu konuya bir açıklık getirmesini bekliyor ve asla yenilmeyecek bir takım olmayan Lazio karşısında Roma’daki maçta takıma biraz cesaret ve özgüven aşılamasını diliyorum.
Ligde son 3 haftada sadece 1 beraberlik alabilen Galatasaray’da bu sezon geriye kalan dönemde en fazla anlam taşıyan maç bana göre dün akşam ki Lazio karşılaşmasıydı. Tribünler bu yıl nerede ise ilk defa tam dolmasa da yoğun ilgi görmüş, taraftar, milletçe üzüldüğümüz, terör saldırılarını lanetlediğimiz bugünlerde birlik ve bütünlüğümüzü tribünlere yansıtarak maçın başlama düdüğü ile birlikte Galatasaraylı oyuncular için ateşleyici güç olmuştu.
Takımın buna çok ciddi ihtiyacı vardı, çünkü Mustafa Denizli’nin sahaya sürdüğü 11’e baktığımızda stoper olarak oynattığı Hakan Balta ve Koray Günter’in dışında orijini stoper olan 3 oyuncu daha Chedjou, Denayer ve Donk da ilk 11’de.. solda Carole ile birlikte 6 savunmacı; İleride ise alışık olmadıkları yerlerde oynayan Sabri ve Selçuk ile birlikte yine verimli olabilecekleri yerlerin tersine oynatılan Sneijder ve Podolski..
Merak ediyorum, Mustafa Denizli ne yapmaya çalışıyor. İtalya Liginin en çok gol yiyen takımlarından birine karşı nerede ise 1+9+1 taktiği ile oynuyor. Aman bu maçı kaybetmeyeyim , tur önemli değil , nasıl olsa kazanamam düşüncesi o kadar hakim ki.
Selçuk, Donk’u kaçırıyor, o da bekletmeden Sabri’yi.. ve Sabri’nin vuruşu top ağlarda hepimiz, bütün stat ayakta. Olur mu acaba demeye başlıyoruz, Galatasaray ve Mustafa Denizli Avrupa kimliğini hatırlar ve bu akşam yeni bir sayfa açılır mı?
Tam bunları aklımdan geçirirken Denayer’ın bir türlü alamadığı kafa topu ve rakibini kaçırmasının ardından Donk’un faulü.. Ve duran toptan Lazio’nun beraberlik golü. Lazio’lu oyuncular sevinirken, Galatasaraylı oyuncular yıkıma uğruyor, o an hepsini tek tek gözlemlediğimde, hepsinin başı önde ve vücut dilleri biz bu maçı asla kazanamayız diyor.
Kalan bölümde hiç pozisyon üretemeyen rakip kaleye atak geliştiremeyen bir Galatasaray var sahada. O kadar net ki takımın kazanma refleksi yok olmuş. Bu takım sanki geçen senenin 3 kupalı takımı değil de ligde kalma mücadelesi veren vasat bir takım görünümünde, en ufak bir inanç yok, konsantrasyon yok, ve kenardan gelen hiçbir taktik yok.
Bu maçta Sabri’nin gayreti dışında, Galatasaray’da herhangi bir oyuncu için olumlu bir şeyler söylemek çok zor. Golü hazırlayan iki isim Selçuk ve Donk gol pozisyonunda çok güzel iki aksiyon yapmış olsalar da bana göre maçın genelinde isteksiz ve güçsüz görünümleri ile vasat bile olamadılar.
Galatasaraylı oyuncularda büyük bir psikolojik çöküntü var. Hata yapmaktan korkan, yardımlaşamayan, sahada ne yaptığını bilemeyen ve başarılı olacağına hiç inanmayan bir oyuncu topluluğu. Burada en büyük sorumlu Mustafa Denizli. Bu takımı beğenmiyor olabilir, oyuncularının çoğunu değiştirmek istiyor olabilir, ama bu görev kendisine teklif edildiğinde durum ortadaydı. Görevi kabul ederken ağırlıklı olarak bu oyuncu kadrosu ile yola devam edeceğini biliyordu şimdi ne değişti de geçen senenin 3 kupalı takımı bu kadar özgüven eksikliği ile her maça korkarak çıkıyor. Kendisi ile bir dönem birlikte TV programı da yaptığımız Sevgili Mustafa Hocamın bu konuya bir açıklık getirmesini bekliyor ve asla yenilmeyecek bir takım olmayan Lazio karşısında Roma’daki maçta takıma biraz cesaret ve özgüven aşılamasını diliyorum.