hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Duygu Merzifonluoğlu Duygu Merzifonluoğlu

    "Einstein: Yıl 2023 - Kıyamete 90 saniye kaldı!"

    16.02.2023 Perşembe | 13:34Son Güncelleme:

    Kaç yaşındaydım hatırlamıyorum. Ama yerde, eli belinde motifli bordolu, yeşilli bir halının üzerinde oturmuş oyun oynuyor olduğumu çok iyi hatırlıyorum.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Anneannem birilerine benim orada olduğumdan habersiz ona küçük bir çocukken anlatıldığı şekliyle kıyameti anlatıyordu. Cümleleri peş peşe sıralıyordu. Anlattıkları arasında ise ‘Dünyada ölümcül hastalıklar, zelzeleler olacak, yer yerinden oynayacak..’ cümlesi benim gözlerimin fal taşı gibi açılmasına neden oluyordu. Tüm duyduklarımın ardında ise oyun oynayan çocukluğum güçlü hayal gücü ile zihninde inanılmaz görüntüler yaratıyordu.

    Einstein: Yıl 2023 - Kıyamete 90 saniye kaldı

    Küçük çocuk aklı işte.. O günler yüzünden bir müddet kıyameti dünyanın son günü, insanların öleceği gün olarak hayal edip durdum hep. Ne zaman apokaliptik filmler önüme düşse, bir yerde kıyamet adı geçse hep o çocukluk anıma gittim.

    İnsan nedense bazı filmlerin bazı sahnelerini unutamadığı gibi, hayatına giren insanların hangi söz ve cümlesinin aklında kalacağını da bilemiyor. O sahneler ve cümleler son derece gereksiz ve mantıksız dahi olsalar onları "Eternal Sunshine of the Spotless Mind" filminde olduğu gibi bir anı silme merkezine gidip sildiremiyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Belki o yüzden, içinde olduğumuz bu felaket günlerinde, bu aklın hayalin almayacağı acı gündem içinde sürekli o güne gidiyorum. O küçük kız çocuğunun, kendi çocukluğumun kıyamet kelimesini duyduğu an, tüm anlatılanlarla beraber zihnimde canlanan o tuhaf görüntüyü düşünüyorum. Her yanda ateş, güneşsiz toz dumana karışmış bir gökyüzü, kan, ter, gözyaşı.. ve bitmek üzere insanlık.. sonuna geliyor dünya.. Başarılamamış, olamamış bir devrenin sonu..

    Einstein'ın ve Chicago Üniversitesi bilim adamlarının bundan 78 yıl evvel icat ettiği ‘Doomsday Clock / Kıyamet Günü Saati’ni bilenleriniz vardır. Hani 2023'ün ilk haftalarında, bundan yaklaşık 3 hafta evvel bu saat ilk kez gece yarısına 90 saniye kaldığını göstermişti ve de bu süre 1947 yılından bu yana kıyamete en az kalan süreydi. (Doomsday Clock yani Kıyamet Günü Saati, kıyamete ne kadar süre kaldığını gösteren sembolik bir saat ve Midnight, yani gece yarısı, dünyanın kendini yok edeceği saati temsil ediyor. Dolayısıyla gece yarısına olan yakınlığımız, aynı zamanda kıyamet günü saatine de olan aynı orandaki yakınlığımızı gösteriyor.)

    Einstein: Yıl 2023 - Kıyamete 90 saniye kaldı 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Einstein: Yıl 2023 - Kıyamete 90 saniye kaldı

    Biliyorsunuz bu saat, insanoğlu dünyanın sonunu tehlikeli teknolojilerle ve de kendi yaptığı yanlışlarla nasıl getiriyor, görmesi için yapılmış olan bir saat. Bu konuda toplumu uyarmaya ve de gerçekleşmekte olan, bizi kıyamete sürükleyecek olan olaylar konusunda ‘remember your humanity / insanlığınızı hatırlayın’ ilhamını vermeye çalışıyor. Bulletin of the Atomic Scientists tarafından her yıl dünyada yaşanan felaketlerin ardından yeniden ayarlanan ve insanlığın kendini yok etmesi için kalan süreyi gösteren saat ise şu an: ‘It is 90 Seconds to Midnight / Gece yarısına 90 saniye kaldı’

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu saatin 1947-2023 arası olan diyagramına baktığınızda ise 1953'te hidrojen bombalarının test edildiğini (gece yarısına 2 dakika), 1991 de soğuk savaşın bittiğini (gece yarısına 17 dakika), 2007'de iklim değişikliğinin etkilerini (gece yarısına 5 dakika) görüyorsunuz ve de 2023’e ilişkin olarak bilim insanlarının neden 90 saniye gibi bir süreyi verdiğini çok iyi anlıyorsunuz. Ukrayna'da devam eden savaş, artan nükleer tehditler, salgın hastalıklar ve de iklim krizinin ardından dünyanın gidişatına göre ciddi bir yok olma riski ile karşı karşıya olduğumuz ortada. Bu son 10 gün içerisinde yaşanan deprem felaketinin ise henüz hesaba katılmamış olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

    Einstein: Yıl 2023 - Kıyamete 90 saniye kaldı

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dünyanın sonu, insanlığın sonu, yok oluş..

    Yine de şunu söylemem gerekiyor sanırım. O çocukluk anından sonra kıyameti, kızıl kırmızı, güneşi yere inmiş, duman altı bir gökyüzü altında, sonun sonu olan bir yerdeki çaresiz çözümsüz kalma imgesini geride bıraktım ben. Büyüdüm. Kıyametin pek de öyle anneannemin anlattığı gibi bir şey olmadığını anlatan kitaplar bana bu konuda epey yardımcı oldu. Kıyamet kelimesinin kıyam etmek kökünden geldiğini, uyanmak, ayağa kalkmak anlamında olduğunu öğrendim mesela. Eric Von Daniken'in “Kıyamet Günü Çoktan Geldi Çattı" kitabı veya Ergun Candan'ın "Kıyamet Alametleri, Gizli Sırlar Öğretisi, Son Üç Peygamber" 3'lemesi ya da Eray Emin Aydemir'in "Ölümsüzlüğe Uyanış" kitabı gibi kitaplar benim "kıyamet" kavramına çok daha farklı bir açıdan bakabilmemi sağladı.

    Einstein: Yıl 2023 - Kıyamete 90 saniye kaldı

    Bugün bu hikayenin neresindesin derseniz..

    Kökünün, nasıl bir topraktan geldiği insanın kim olacağını, zaman içinde neye merak saracağını, kendinde neyi yaşatıp yok edeceğini veya hangi fikri değiştirip dönüştürmesi gerektiğini belirliyor. Anneanneme sorsaydınız mesela, şu an hayatta değil ama olsaydı eminim bu olanlar için evinde oturmuş, haberleri izlerken bir yandan da içinden "kıyamet geldi !" diyor olabilirdi. Dünyaya, Türkiye'ye, kendisinin yetiştiriliş tarzından bugünün doğru ile yanlış algısına göre bir karşılaştırma yaparak, ölüme daha doğrusu dünyanın sonuna yaklaştığımızı söyleyebilirdi. Oysa ben insanlığın kendi gerçeğini bulma yolculuğuna çıkmazsa uykuda, ölü olduğuna ancak ruhun uyanışını seçerse uyanıp, ayağa kalkabileceğine ve aslında kıyametin 3’ncü boyut algısından 5’nci boyut algısına geçişine, bu uyanış sürecine verilen bir isim olduğuna inanıyorum.

    Yani ben, bana gelen bilgiyi duyduğum şekli ile kabul etmek yerine bir çok kaynaktan öğrenip, gerçekte neler olduğunu anlamaya çalışıp, kendi düşüncemi ona göre yeniden güncellemeyi tercih eden bir yerdeyim. O nedenle biliyorum ki tüm bu olanların katman katman, her boyutta başka anlamı ve de ruhlarımıza ayrı bir çağrısı var. Şu an kavramamız güç belki ama ben yine de dünyanın mükemmel olma seviyesine geçmek için insanlığa önce mükemmel olmayışın ağrı ve acısını deneyimletmekte olduğunu düşünüyorum.

    Dolayısıyla belki evet eski dünyanın sonu geldi, çünkü bildiğimiz eski dünya, eski düzen gözlerimizin önünde yıkılıyor, artık bir tırtılın kelebeğe dönüşme macerası gibi kendimizden başka bir bizi doğurmamız, ortalığa çıkarmamız gerekiyor ve de eski anlayışların sona erdiğini bize acı da olsa bir şekilde duyurmaya çalışıyor. Yani aslında bu bir uyanış çağrısı, uzundur uykuda olan ruhlar acı ve korku ile havaya sıçrıyor, konforlar bozuluyor, inanç kalıpları paramparça oluyor ve yeni dünyanın tasarısı bu sayede oluşmaya başlıyor. Çünkü bugüne kadar dünyanın geçici ihtişamında mutlu mesut yaşayan insanların bu yaşamdaki geçiciliğinin farkına varmalarının ve sevgi bilincini anlamalarının başka yolu yok.

    Şimdi o nedenle iki yol var önümüzde. Birincisi; bize bugüne kadar anlatılan bilgilerin ötesindeki bir gerçeklik çağrısını duyan ruhumuz ve kalbimizin peşinden giderek birlik ve beraberliği seçeceğiz ki bu yol bizi teknolojik gelişmeleri insanlığın yararına kullanacağımız bir aşamaya geçirecek, Doomsday Clock’u durduracak. Ya da ikincisi; zihnin hapishanesinde çaresizlik, öfke ve şiddet duyguları ile suçlu olduğuna inandığımız herkesle kavga edip teknolojik gelişmeleri birbirimizi öldürmek için kullanıp dünyayı yok etme, insanlığı sona erdirme seviyesine ulaşacağız. Biri bizi sevgi bilincine taşırken yani karşılıksız ve koşulsuz sevme yetimizi en üst seviyesine, aydınlığa çıkarırken diğeri ise bizi korku bilincine taşıyarak, yalnız ve kimsesiz olduğumuzu zannettirip, karanlıkta kaybolmamıza neden olacak.

    Seçim sizin.