

“Günde en az 2 litre su içilmelidir önerisi herhangi bir bilimsel kanıta dayanmayan bir söylenceden başka bir şey değildir.” diyen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk, “Üstelik bu öneri kadın-erkek, çocuk-erişkin-yaşlı, aktif-yatalak, sağlıklı-hasta ayırımı getirmediği ve çevresel etmenleri göz önünde bulundurmadığı için olası riskleri de barındırmaktadır. Ayrıca çoğu zaman “su” denilerek, diğer sıvı ya da katı gıdalarla aldığımız su göz ardı edildiği için de hatalıdır.” dedi.
Az ya da çok su içmeyin
Ertürk, az ya da çok su içmek ile ilgili şu bilgileri verdi: “Normal koşullarda şuuru açık, gıdalara erişebilen, ciddi bir nörolojik ya da psikiyatrik bozukluğu olmayan bir insanda beklenmeyecek bir durum olan ağır sıvı eksikliği, alım eksikliği veya aşırı kayba yol açan durumlarda, özellikle de yaşlılarda ve bebeklerde çok ciddi sağlık sorunlarına, hatta ölüme yol açabilir. Bunun aksine özellikle çok kısa sürede aşırı sıvı alınması da özellikle kalp veya böbrek hastalığı olan bireylerde ani ve hayatı tehdit eden sağlık sorunlarına yol açabilir.”
Suyun içine tarçın çubuğu atmayın
Su içerken içine herhangi bir besin maddesi katmanın sağlık açısından yarar sağladığına dair bilimsel bir araştırma olmadığını dile getiren Ertürk, “Bu yüzden içilen suya herhangi bir besin katılmasını öneremem. Ancak, hazır, işlenmiş, aşırı yağlı ve tuzlu hızlı tüketilen gıdalardan kaçınarak, sebze-meyve ağırlıklı Akdeniz tipi diyet uygulayarak sağlıklı ve dengeli beslenmeye ek olarak bir miktar su içilmesinin günlük sıvı gereksinimini uygun bir şekilde karşılayacağını söyleyebilirim.” diye konuştu.
Günlük su miktarına dair bir bilimsel çalışma yok
Günde ne kadar ‘su içilmesi’ gerektiğine dair çok net bir bilimsel kanıt olmadığını belirten Ertürk, “Böbreklerin su dengesinde ne kadar önemli rolleri olduğunu çok iyi biliyoruz. Ne yazık ki, ülkemizde ve tüm dünyada zaman zaman şarlatanların sözü, doğru söyleyenlerden ve bilim insanlarından daha çok dinlenebiliyor. ‘Su’ özelinde şunu söyleyebilirim. Bugüne kadar bir insanın alması gereken günlük su miktarını tam olarak belirleyen yeterli, geçerli ve güvenilir bir bilimsel çalışma yapılmamıştır. Bu yüzden “günde en az şu kadar bardak, şu kadar litre su içilmelidir” sözünün hiçbir bilimsel dayanağı yoktur.” şeklinde konuştu.
Öyleyse ne yapmalı?
1. Ilıman iklimde yaşayan, gün içinde ortalama bir fiziksel aktivite gösteren sağlıklı bir erişkinin günde yaklaşık olarak 2 litre civarında sıvı alması önerilebilir.
2. Bütün gıdalarda, özellikle taze meyve ve sebzelerde bol miktarda su vardır. Dengeli beslenen bir birey günlük su gereksiniminin yaklaşık olarak yarısını bu gıdalarla alabilir. Dolayısıyla gıdalara ek olarak günde yaklaşık 1 litre civarında su içilmesi önerilebilir. Ancak gerekli olan tüm sıvıyı gıdalarla çay, çorba, ayran, yemeklerdeki su vb. alan bir bireye ek olarak su almasını önermek uygun değildir.
3. Gıdalarla alınan suya ilişkin olarak fikir vermesi açısından şöyle bir örnek verilebilir: Bir dilim ekmek, birer orta boy domates ve salatalık, bir de elma yendiğinde yaklaşık 2 bardak (400 mL) su alınmış olmaktadır.
4. Fiziksel aktivite arttığında veya ortam sıcaklığı yüksek olduğunda ter ve solunum yoluyla ve fark etmediğimiz şekilde sıvı kaybımız artacaktır. Bu durumlarda alınan sıvı miktarı artırılmalıdır. Örneğin ülkemizde yaz aylarında gereksinim çok belirgin ölçüde artığından, alınan sıvı miktarının 4-5 litre veya daha da üzerine çıkarılması gerekli olabilir.
5. Vücuttaki su ve içinde çözünen maddelerin dengesi, içilmesi gereken su miktarı konusunda çok iyi bir şekilde uyarılar vermekte, düzenleme yapmaktadır. Bunların başında susama hissi gelir. Sağlıklı bir insanı susamadan su içmeye zorlamak doğru bir yaklaşım değildir.
6. Bazı hasta gruplarına bol miktarda su tüketmelerini önermek bir alışkanlık haline gelmiştir. Örneğin tüm böbrek hastalarına “ilaç niyetine” “içebildiğin kadar su iç” şeklinde öneriler oldukça yaygındır. Ancak bu yaklaşım da çoğu zaman doğru değildir. Bu hastalara da önerilmesi gereken “susuz kalmaktan kaçınmaları” olmalıdır. Bunun için alınan sıvı miktarı “idrarın açık sarı renkte olmasını sağlayacak kadar” su ve sulu gıda alınması olmalıdır ki, bu da normal koşullarda günde 2-3 litre civarındadır.
7. Tekrarlayan böbrek ve idrar yolları taşı olan hastalara aldıkları sıvı miktarını artırmaları, özellikle koyu çay ve kahveden kaçınmaları önerilmelidir.
8. Suya ulaşmada sorun yaşayan veya bilişsel işlevleri bozulmuş olan yaşlı bireylerin beslenmesi sırasında yeterli su ve sulu gıda verilmesine özen gösterilmelidir.
9. Şeker (diyabet) hastalarına, eşlik eden ileri evre kalp ve böbrek hastalığı yoksa sağlıklı bireylerdeki miktarlar önerilebilir.
10. Bazı özel hasta gruplarında (ağır kalp yetersizliği, hemodiyaliz tedavisi altındaki böbrek hastaları vb.) tuz kısıtlamasıyla birlikte su kısıtlaması da gerekli olabilir. Bu hastaların günlük sıvı alımı miktarını, izleyen hekimin önerilerine göre düzenlemeleri gerekir.
“Günde en az 2 litre su içilmelidir önerisi herhangi bir bilimsel kanıta dayanmayan bir söylenceden başka bir şey değildir.” diyen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk, “Üstelik bu öneri kadın-erkek, çocuk-erişkin-yaşlı, aktif-yatalak, sağlıklı-hasta ayırımı getirmediği ve çevresel etmenleri göz önünde bulundurmadığı için olası riskleri de barındırmaktadır. Ayrıca çoğu zaman “su” denilerek, diğer sıvı ya da katı gıdalarla aldığımız su göz ardı edildiği için de hatalıdır.” dedi.
Az ya da çok su içmeyin
Ertürk, az ya da çok su içmek ile ilgili şu bilgileri verdi: “Normal koşullarda şuuru açık, gıdalara erişebilen, ciddi bir nörolojik ya da psikiyatrik bozukluğu olmayan bir insanda beklenmeyecek bir durum olan ağır sıvı eksikliği, alım eksikliği veya aşırı kayba yol açan durumlarda, özellikle de yaşlılarda ve bebeklerde çok ciddi sağlık sorunlarına, hatta ölüme yol açabilir. Bunun aksine özellikle çok kısa sürede aşırı sıvı alınması da özellikle kalp veya böbrek hastalığı olan bireylerde ani ve hayatı tehdit eden sağlık sorunlarına yol açabilir.”
Suyun içine tarçın çubuğu atmayın
Su içerken içine herhangi bir besin maddesi katmanın sağlık açısından yarar sağladığına dair bilimsel bir araştırma olmadığını dile getiren Ertürk, “Bu yüzden içilen suya herhangi bir besin katılmasını öneremem. Ancak, hazır, işlenmiş, aşırı yağlı ve tuzlu hızlı tüketilen gıdalardan kaçınarak, sebze-meyve ağırlıklı Akdeniz tipi diyet uygulayarak sağlıklı ve dengeli beslenmeye ek olarak bir miktar su içilmesinin günlük sıvı gereksinimini uygun bir şekilde karşılayacağını söyleyebilirim.” diye konuştu.
Günlük su miktarına dair bir bilimsel çalışma yok
Günde ne kadar ‘su içilmesi’ gerektiğine dair çok net bir bilimsel kanıt olmadığını belirten Ertürk, “Böbreklerin su dengesinde ne kadar önemli rolleri olduğunu çok iyi biliyoruz. Ne yazık ki, ülkemizde ve tüm dünyada zaman zaman şarlatanların sözü, doğru söyleyenlerden ve bilim insanlarından daha çok dinlenebiliyor. ‘Su’ özelinde şunu söyleyebilirim. Bugüne kadar bir insanın alması gereken günlük su miktarını tam olarak belirleyen yeterli, geçerli ve güvenilir bir bilimsel çalışma yapılmamıştır. Bu yüzden “günde en az şu kadar bardak, şu kadar litre su içilmelidir” sözünün hiçbir bilimsel dayanağı yoktur.” şeklinde konuştu.
Öyleyse ne yapmalı?
1. Ilıman iklimde yaşayan, gün içinde ortalama bir fiziksel aktivite gösteren sağlıklı bir erişkinin günde yaklaşık olarak 2 litre civarında sıvı alması önerilebilir.
2. Bütün gıdalarda, özellikle taze meyve ve sebzelerde bol miktarda su vardır. Dengeli beslenen bir birey günlük su gereksiniminin yaklaşık olarak yarısını bu gıdalarla alabilir. Dolayısıyla gıdalara ek olarak günde yaklaşık 1 litre civarında su içilmesi önerilebilir. Ancak gerekli olan tüm sıvıyı gıdalarla çay, çorba, ayran, yemeklerdeki su vb. alan bir bireye ek olarak su almasını önermek uygun değildir.
3. Gıdalarla alınan suya ilişkin olarak fikir vermesi açısından şöyle bir örnek verilebilir: Bir dilim ekmek, birer orta boy domates ve salatalık, bir de elma yendiğinde yaklaşık 2 bardak (400 mL) su alınmış olmaktadır.
4. Fiziksel aktivite arttığında veya ortam sıcaklığı yüksek olduğunda ter ve solunum yoluyla ve fark etmediğimiz şekilde sıvı kaybımız artacaktır. Bu durumlarda alınan sıvı miktarı artırılmalıdır. Örneğin ülkemizde yaz aylarında gereksinim çok belirgin ölçüde artığından, alınan sıvı miktarının 4-5 litre veya daha da üzerine çıkarılması gerekli olabilir.
5. Vücuttaki su ve içinde çözünen maddelerin dengesi, içilmesi gereken su miktarı konusunda çok iyi bir şekilde uyarılar vermekte, düzenleme yapmaktadır. Bunların başında susama hissi gelir. Sağlıklı bir insanı susamadan su içmeye zorlamak doğru bir yaklaşım değildir.
6. Bazı hasta gruplarına bol miktarda su tüketmelerini önermek bir alışkanlık haline gelmiştir. Örneğin tüm böbrek hastalarına “ilaç niyetine” “içebildiğin kadar su iç” şeklinde öneriler oldukça yaygındır. Ancak bu yaklaşım da çoğu zaman doğru değildir. Bu hastalara da önerilmesi gereken “susuz kalmaktan kaçınmaları” olmalıdır. Bunun için alınan sıvı miktarı “idrarın açık sarı renkte olmasını sağlayacak kadar” su ve sulu gıda alınması olmalıdır ki, bu da normal koşullarda günde 2-3 litre civarındadır.
7. Tekrarlayan böbrek ve idrar yolları taşı olan hastalara aldıkları sıvı miktarını artırmaları, özellikle koyu çay ve kahveden kaçınmaları önerilmelidir.
8. Suya ulaşmada sorun yaşayan veya bilişsel işlevleri bozulmuş olan yaşlı bireylerin beslenmesi sırasında yeterli su ve sulu gıda verilmesine özen gösterilmelidir.
9. Şeker (diyabet) hastalarına, eşlik eden ileri evre kalp ve böbrek hastalığı yoksa sağlıklı bireylerdeki miktarlar önerilebilir.
10. Bazı özel hasta gruplarında (ağır kalp yetersizliği, hemodiyaliz tedavisi altındaki böbrek hastaları vb.) tuz kısıtlamasıyla birlikte su kısıtlaması da gerekli olabilir. Bu hastaların günlük sıvı alımı miktarını, izleyen hekimin önerilerine göre düzenlemeleri gerekir.