hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Melis Danişmend Melis Danişmend

    7 gün WhatsApp kullanmama deneyi - Bölüm II

    07.06.2017 Çarşamba | 10:35Son Güncelleme:

    Modern hayattaki en büyük bağımlılıklardan biri olan WhatsApp’ı hayatınızdan çıkarırsanız neler olur? İşte deneyin son dört günü…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    4. GÜN 

    • Ben bu işe galiba alıştım. Bir kere karşımdakinin ne konuştuğunu tam olarak anlıyor, kendi söylemek istediklerimi kesintisiz dile getirebiliyor (tabii o WhatsApp’tan kafasını kaldırıp beni dinlerse), sokakta önüme bakarak yürüyebiliyor, toplu taşımada etrafıma, müziğime, okuduğum şeye odaklanabiliyor, evde, “Telefonum nerdeydi?” diye oraya buraya koşturmuyorum. WhatsApp bildirimi denen şey bir modern çağ kabusuymuş! Yürek ağızda bir hayat yaşatıyormuş insana. “Ne geldi? Kimden geldi? Geldi mi? Gelmedi mi? Yeşil mi? Mavi mi?” Ne çileymiş arkadaş! Sil WhatsApp’ı, geri dön dünyaya.  

    • Şimdi böyle atıp tutuyorum ama bir yandan da bu tecrit hali insanda tuhaf bir ‘lisedeki dışlanmış öğrenci’ psikolojisi yaratıyor. Sadece SMS’le haberleşmek de güdük bir şey. Sanki ıssız bir adadasın, ta uzaktan bir gemi geçiyor, sen ateşi yakıp dumanı gönderiyorsun ama karşı taraf gördü mü görmedi mi, gelecek mi gelmeyecek mi kesinlikle anlamıyorsun. Tek başına çırpınıyorsun gibi bir hal. Şu ‘online’ ibaresi, karşındakinin ‘orada olduğunu bilmek’, ‘yazdığı anı görmek’ ne saçma bir bağımlılık yapıyormuş.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    • Öyle bir hale gelmişiz ki, son görülme saatiniz biraz eskide kalsa, karşı taraf merak, endişe, duruma göre öfke içinde veryansın ediyor. Melis (Alphan) aradı, açamadım. Geri aradığımda telefonu, “N’ooldu?” diye açtı. “Ne n’oldu?” dedim. “İyi misin? Bir şey mi oldu?” dedi. Meğer bana ulaşamayınca WhatsApp’a girmiş mesaj atmak için. Sonra son görülme saati olarak 15:01’i görmüş (konuştuğumuzda saat 21:00’di). Endişelenmiş. “Sen saate bakmışsın da güne hiç bakmamışsın, salı o salı!” dedim. “Aaa!” dedi. İyi ki onu görmemiş, görse herhalde kalpten gidecekti.  

    7 gün WhatsApp kullanmama deneyi - Bölüm II

    5. GÜN 

    • En zorlandığım şeylerden biri, orada burada rastladığım bir haberi, fotoğrafı, vs. ekran görüntüsü almak suretiyle ilgili arkadaşlarıma/ gruplara göndermeyi bırakmak oldu. Şimdi ha babam bir şeylerin ekran görüntüsünü alıyor ama sonra hiçbir yere gönderemeyeceğimi fark ediyorum. Bir ara bunları mail yoluyla yapardık hatırlıyor musunuz? Mail gruplarımız, orada dönen sınırsız geyiklerimiz vardı. Ne kadar eskide kalmış gibi geliyor.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    • Bu yazıyı destekleyecek görsel olsun, sayfaya koyarlar diye bir arkadaşımdan son görülme tarihimin ekran görüntüsünü rica ettim. “Fotoğrafını çekip bana gönderir misin?” dedim. Saatler geçti, bir türlü gelmiyor. Nereden göndermiş? WhatsApp’tan.  

    • Dost sohbetlerinde deneyin bahsi açıldığı zaman bazı arkadaşlarımın bunu kesinlikle yapamayacağını öğrendim. Yani illa yoğun ofis hayatı olduğu, her dakika WhatsApp’tan işlerini hallettikleri için değil. “Herkesle oradan haberleşiyorum, imkansız” dedi pek çoğu.  

    6. GÜN 

    • Deneye başladığımın ertesi günü bir arkadaşımın doğum günüydü. SMS’le kutlamıştım fakat hiç cevap gelmemişti. Deneyin altıncı günü bir SMS geldi. Meğer WhatsApp’tan yanıt yazmış ama mesajın günlerce okunmamış şekilde kaldığını görünce SMS atmaya karar vermiş. Daha önce de yazdığım gibi, SMS’in ne kadar ciddiye alındığı ortada. Mesaj kutuları resmen birer perili köşk. Bu hafta boyunca SMS gönderdiğim neredeyse hiç kimse o mesajı anında almadı. Bazılarının okuyup cevap yazması birkaç günü buldu. Anında cevap yazanlar sadece halden anlayanlar, yani sadece SMS kullanan Faruk ve Sinan’dı.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    • Yarın büyük gün. WhatsApp uygulamasını gönderdiğim ıssız bölgeyi ilk defa ziyaret edeceğim. Gerçekten merak ediyorum, bir hafta boyunca -dürüst olalım- çoğu ıvır vızır ve büyük geyikten oluşan kaç mesajla dikkatimiz dağılıyor? Acaba mühim bir mesaj kaçırdım mı? Kimler neler yazdı? İstediğiniz kadar soğukkanlı olmaya çalışın, bir hafta içerisinde bu düşüncelerden kurtulamıyorsunuz.   

    • Deneyin son günü sürerken WhatsApp’sız bir dünyanın mümkün olabileceğine inanmaya başladım. Fakat bu da sanki ancak -hani Revolution dizisindeki gibi tüm dünyada elektriklerin gitmesi ve bir daha hiç gelmemesi misali- uygulama tamamen çökerse mümkün olacağa benziyor. Acayip elimiz kolumuz olmuş, her an hayatımızın içinde.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    7. GÜN 

    • Törenle WhatsApp’ı açtım. Yüzlerce mesaj akmaya başladı. İlk gün yaptığım matematikle (deney yaptığımı bilen ve çok sık/çok adette yazıştığım insanlarla mesajlaşmam kesileceği için) normal şartlarda haftada 1000’lere dayanan (bazen geçen) mesaja maruz kaldığımı tahmin ettim. En faal olduğum grupta online olacağım saat bilindiği için, “Haydi son 1 dakika!”, “Hoşgeldinnn” mesajları ve alkış emojileriyle karşılandım.   

    • Yeşil uygulamaya basmadan önce ‘neler olmuş/neler dönmüş’ hissiyle biraz heyecanlansam da açtıktan iki dakika sonra bir adaptasyon sorunu yaşadım. Şimdi olayı bir anda dramatize edip askerlik dönüşü sivil hayatta bocalayan adam havaları basacak halim yok ama WhatsApp resmen üstüme üstüme gelmeye başladı. Mesajlara hızlıca göz atıp tam okumadan uygulamayı hemen kapattım. “Daha mı iyiydi ya WhatsApp’sız, evet evet kesinlikle daha iyiydi, huzur dolu bir dünyanın içindeydim, tamamen silsem mi, ama dur şu son gönderilen fotoğrafa da bir bakayım,” gibi korkunç oynak bir zeminde ilerleyen düşüncelerimle baş başa kaldım. Bu WhatsApp insanı hasta eder, kesin.    

    • Birkaç saat boyunca SMS’le mesajlaşmayı sürdürdüm. Kopamadım yani tuhaf bir şekilde, ihanet edemedim herkesin üvey evlat muamelesi yaptığı bu zavallıcığa.  

    • WhatsApp’ın ‘çınn çınn’ sesleri dünyama geri döndüğü sırada bu yazının ilk bölümü de yayımlanmış olduğundan, Twitter ve Instagram’a çeşitli yorumlar gelmeye başladı. Şaşıracağım kadar fazla sayıda, “Ciddi şekilde silmeyi düşünüyorum,” “Ben çoktan sildim, çok mutluyum,” mesajını görünce anladım ki bu WhatsApp dırdır şikayet edilen ama kesinlikle kopulamayan sigara/içki/sevgili/iş gibi bir şey olmuş yahu! Derinden derinden bir mutsuzluk. Ama yine de hayatında tutmaya tam gaz devam. Yani bir kişi de çıkıp, “Canım WhatsApp’ım, çok seviyorum onu, hayatımın anlamı!” demedi vallahi.    

    • Bazı arkadaşlarım ufak sürprizler misali bana tekrar WhatsApp kullanmaya başlayınca göreceğim mesajlar atmışlar. Onlara teşekkür ederim.  

    • WhatsApp’ı açtığım anda şarjın peynir ekmek gibi tükenmesi de bir oldu tabii. Şimdi yine bir elimde şarj, bir elimde telefonla gezip duruyorum. Bu çileden bıktığım için yakında ilkokul çocuğunun silgi kaybetmesinden usanmış anneye dönüşüp kendime annelik yapacak ve boynuma şarj aletini bağlayıp ucuna da telefonu takacağım.  

    • Mutlak yalnızlık isteyen tüm dostlara tavsiyem; hemen WhatsApp’ınızı silin. Size sanal kalabalıklaşma imkanı sunan bu sinsi uygulama hayatınızdan çıkınca telefonla ilişkiniz gözle görülür şekilde değişecek. (Tabii sosyal medya bağımlılığınız yoksa, ki o da ayrı bir deney konusu.)  

    • Bu deneyi bitirirken süreci, yaşadıklarımı ve akıllı telefonla birlikte hayatıma giren uygulamaların bende yarattığı hissi en iyi tanımlayan şarkı da U2’dan gelsin: With or Without You. Hepinize bol mesajlı (ya da mesajsız) günler.