hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Geleceği Iskalamadan, Şimdi'yi Kurtarmak...

    05.06.2022 Pazar | 12:45Son Güncelleme:

    “5 Haziran Dünya Çevre Günü “kutlamaları, 1972 senesinden bu yana tam elli yıldır; farkındalık oluşturma ve ortak çözüm üretme hedefleri ile sürdürülüyor; küresel ajandanın ana bir zenginliği olma kimliğini çoktan haketmiş görünüyor. Bu vesile ile, etkinliğin ana sloganı’nı hatırlatmak isteriz: “Evrende milyarca galaksi, ama sadece tek bir Dünya’mız var!.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kıymetini bilmek ve korumak durumunda olduğumuz dünya’ nın zor bir dönemden geçtiğine şüphe yok; pandemi sonrasında beklenen Normalleşme Süreci, Şubat ayı sonunda başlayan Ukrayna eksenli savaş koşulları ile adeta dejenere edilerek, belirsizlik dozunun arttığı ve karamsarlık tonunun ağırlık kazandığı bir serime girildiği görülüyor. “Katmerli Kriz” nitelemesinin, bu duruma uygun bir ifade olduğunu düşünüyoruz. Nitekim, adeta iç içe geçmiş en az dört kriz katmanından bahsetmek mümkün görülüyor: Gıda kıtlığı, yüksek enflasyon, enerji krizi ve iklim krizi. Üstelik, bunlardan sadece birisine öncelik tanıma ve/veya yoğunlaşma yoluyla kriz konjonktürünü kırma gibi bir opsiyona da sahip olmadığımız gibi, toplam çözümsüzlük batağına saplanıp kalma riskimiz de giderek artıyor. O halde, bizi kurtaracak yol haritaları; “ Sürdürülebilirlik “ ilkesi rehberliğinde, “ Bütüncül-Herşeyi Kavrayıcı “ yaklaşım ve uygulamalar temelinde formüle edilmelidir. Aksi durumda, mesela, Ukrayna’daki sıcak gelişmelerden hemen sonra, enerji krizi’nin ilk sinyalleri ile birlikte, “sıfır karbon-yenilenebilir enerji” hedeflerinin anında ıskarta edilmesi/perdelenmesi; kömür ve nükleer yatırım projelerinin yeniden parlatılması benzeri “ilkesiz davranışlar” ın önü alınamaz. Üstelik, “günü kurtarmaya dönük” ve “ben-merkezcil-gemisini kurtaran kaptan” temalı yaklaşımlar, yeni kriz kaynaklarını ve derinleşen koşulları besleyerek, çözümsüzlüğe mahkum olma riskini arttırır. Dünya Çevre Günü’nde, bu gerçekleri bir kere daha belirtmenin; teyit etmenin zamanıdır!

    Başkan Biden’in; “ekonomik gidişat hakkında kötü hislerim var; personelde %10 tensikata gidiyorum!” ifadesiyle gündeme oturan Elon Musk’a; “ Ay’a yolculuğunda başarılar dilemesi! ve yeni istihdam yaratan şirket isimlerini açıklaması” nın ardından sadece saatler geçti. Musk ve avanesi dışında, hepimiz, en azından yakın zamanda, bu Dünya’da kalacağımıza göre hareket etmek, ona göre vaziyet almak; Çevre’ mizin değerini bilmek zorundayız.

    Ekonomik işleyişin önemli aktörleri tarafından zikredilen; “ Fırtına/Kasırga “ gibi ibareler, daha sıklıkla duyulan “ Resesyon “ ve “ Küreselleşmede Geriye Gidiş “ analizler elbette dikkate alınmalı; ileriye dönük duruş ve planlarda hesaba katılmalıdır. Ancak, İHTİYATLI İYİMSEVERLİK ana duruşu ile yola edilirse; SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK rehberliği esas alınırsa ve nihayet, BÜTÜNCÜL/KAPSAYICI yaklaşımlara öncelik tanınırsa, sert koşulların yaşandığı küresel kriz süreci daha başarıl biçimde yönetilecektir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Küresel ekonomide “ Yavaşlama/Büyümede Gerileme “ den kaçınamayız ama, “ (Kalıcı) Resesyon “ u savuşturma imkan ve opsiyonlarımıza öncelik tanımak zorundayız. 1975, 1982, 1991, 2009 ve 2020 yıllarında yaşanan global resesyon zincirine; yakın gelecekte yeni bir halka eklenmesine mahkum ve peşinen razı olamayız. Onlarca sene sonra, küresel planda yeniden gündeme gelen Enflasyon ile mücadelede kullanılacak araçlar ve takip edilecek politikalar oluşturulurken dikkatli ve özenli olma ilkesine öncelik vermeliyiz. Önümüzdeki günlerde, elbirliği ve güçlü sinerji (birliktelikten doğan güç) ile üstesinden gelmek zorunda olduğumuz ana ikilemleri şu şekilde ifade etmek mümkündür:

    Fosil Yakıt Kullanımına Devam / Yeşil Enerjiye Geçiş; Ulusal Öncelikler / Sürdürülebilir-Uzun Erimli Küresel Kalkınma Hedefleri; Enflasyonla Mücadele / Daralma Riski; Enerji-Gıda-Eşitsizlik Riskleri / Borç Krizi..

    Yakın gelecekte, 1944 Bretton Woods Anlaşması ile tesis ve 1971’ de “Dolar’ın altın karşılığının kaldırılması” ile revize edilmiş “Hakim Ekonomik Sistem” in değişmeyeceği; ABD Dolarının “rezerv para” kimlik ile işlevini sürdüreceği anlaşılıyor. İşte bu sistem’ in zayıf ve/veya kuvvetli imkan ile kurguları çerçevesinde hareket edileceği açık olunca, kimi “acı reçete” lerin, dünyanın görece az gelişmiş ülke ekonomik bünyelerine daha ağır gelebileceği; “yan etkileri” nin daha şiddetli olacağı bilinmelidir. Kasırga-Kriz ikliminin geçerli olduğu konjonktürde ekonomilerde öncelikle yapılması gereken; “ kırılganlıkların giderilmesi ve yumuşak karınlar’ın kuvvetlendirilmesi” ifadelerinde anlamını bulmaktadır. Kuvvetli bünyeler, çetin koşullar altında daha başarılı sınav verirler!.