

O yalnızca bir mafya babasını oynamadı. Tony Soprano televizyon dünyasına yeni bir karakter zenginliği ve duygusal gerçeklik getirdi. Sert görünümlü ama kırılgan, acımasız ama depresif, ailesine bağlı ama çelişkilerle dolu bir adamdı Tony Soprano. Ve bu karakteri sahici yapanda James Gandolfini'nin olağanüstü oyunculuğuydu.
2006 yılında Venedik Film Festivali’nde yarışma dışı gösterilen, yönetmenliğini John Turturro’nın yaptığı ‘Romance&Cigarettes’ (Aşk veSigara) filminin tanıtımında James Gandolfini ile tanıştık. Çok hoş bir söyleşiyi çimenlerin üzerinde yaptık. Rahat ve kendinden emindi. ‘The Sopranos’ dizisi devam ettiğinden festivalin en ilgi gören oyuncusuydu. Bizim fotoğrafçıVito’nun çektiği resimlerden istedi.
Filmler tab edildikten sonra verdiği mail adresine gönderdim ve aramızda uzaktan da olsa bir dostluk başladı. Birkaçyıl sonra Los Angeles’te randevulaştık. Önemli günlerde birbirimizi kutlardık. Haziran 2013’te bir açılış için Roma’ya geldi. Exedra Oteli’ne yerleşti. Tekrar buluşup bir kahve içecektik ki o trajik haber geldi. Suitinin banyosunda kalpkrizi geçirmiş ve saatler sonra cansız bedeni duşun altında bulunmuştu.
Henüz 51 yaşındaydı, 136 kiloydu ve kalp rahatsızlığı vardı. Ölüm haberini duyar duymaz otele gittim. Otelin bulunduğu meydanda insan seli vardı. ABD elçiliğinden gelen sorumlular bürokratik işlemleri İtalyan meslektaşları ile yaparken kimseyi lobiye almadılar. Çok üzüldüm ve evde ilk işim ‘Aşk ve Sigara’ filmini tekrar seyretmek oldu. Film, James Gandolfini’nin yatakta 47numaralı büyük ayaklarını oynatırken başlıyordu.
Tıpkı benimle çimenlerin üzerinde fotoğraf çektirdiği karelerde ki gibi. James Gandolfini'yi sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Aslında o bir Godfather’ değil çok başarılı bir oyuncuydu. Tony Soprano karakteri hala ekranlarda yaşamaya devam ediyor ve bizler her izleyişimizde onu büyüklüğünü yeniden anımsıyoruz
Usta oyuncuya selam olsun. Işıklar içinde uyu James. Seni unutmadık.
O yalnızca bir mafya babasını oynamadı. Tony Soprano televizyon dünyasına yeni bir karakter zenginliği ve duygusal gerçeklik getirdi. Sert görünümlü ama kırılgan, acımasız ama depresif, ailesine bağlı ama çelişkilerle dolu bir adamdı Tony Soprano. Ve bu karakteri sahici yapanda James Gandolfini'nin olağanüstü oyunculuğuydu.
2006 yılında Venedik Film Festivali’nde yarışma dışı gösterilen, yönetmenliğini John Turturro’nın yaptığı ‘Romance&Cigarettes’ (Aşk veSigara) filminin tanıtımında James Gandolfini ile tanıştık. Çok hoş bir söyleşiyi çimenlerin üzerinde yaptık. Rahat ve kendinden emindi. ‘The Sopranos’ dizisi devam ettiğinden festivalin en ilgi gören oyuncusuydu. Bizim fotoğrafçıVito’nun çektiği resimlerden istedi.
Filmler tab edildikten sonra verdiği mail adresine gönderdim ve aramızda uzaktan da olsa bir dostluk başladı. Birkaçyıl sonra Los Angeles’te randevulaştık. Önemli günlerde birbirimizi kutlardık. Haziran 2013’te bir açılış için Roma’ya geldi. Exedra Oteli’ne yerleşti. Tekrar buluşup bir kahve içecektik ki o trajik haber geldi. Suitinin banyosunda kalpkrizi geçirmiş ve saatler sonra cansız bedeni duşun altında bulunmuştu.
Henüz 51 yaşındaydı, 136 kiloydu ve kalp rahatsızlığı vardı. Ölüm haberini duyar duymaz otele gittim. Otelin bulunduğu meydanda insan seli vardı. ABD elçiliğinden gelen sorumlular bürokratik işlemleri İtalyan meslektaşları ile yaparken kimseyi lobiye almadılar. Çok üzüldüm ve evde ilk işim ‘Aşk ve Sigara’ filmini tekrar seyretmek oldu. Film, James Gandolfini’nin yatakta 47numaralı büyük ayaklarını oynatırken başlıyordu.
Tıpkı benimle çimenlerin üzerinde fotoğraf çektirdiği karelerde ki gibi. James Gandolfini'yi sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Aslında o bir Godfather’ değil çok başarılı bir oyuncuydu. Tony Soprano karakteri hala ekranlarda yaşamaya devam ediyor ve bizler her izleyişimizde onu büyüklüğünü yeniden anımsıyoruz
Usta oyuncuya selam olsun. Işıklar içinde uyu James. Seni unutmadık.