hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Mutluluk değerlerimizi unuttuk

    Mutluluk değerlerimizi unuttuk
    expand

    Küresel salgına dönüşen koronavirüs ülkemizde de kendini yoğun şekilde gösteriyor. Hepimizin endişeli olduğu bu dönemi, atlatabilmemiz için birlik ve beraberlik içinde kurallara uyarak hareket etmemiz ve uyarılara kulak vermemiz gerekiyor. Bu zor günlerde Hürriyet Bursa olarak iş ve cemiyet hayatının tanınmış isimleriyle koronavirüslü yaşam hakkında kısa sohbetler gerçekleştirdik ve bir yazı dizisi hazırladık. Birlikte başarmak dileğiyle.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    BAHAR SU DİNÇELLER: KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI

    Mutluluk değerlerimizi unuttukMerhaba sevgili Hürriyet Bursa okuyucuları. Rahat yüzü göreceğiniz güzel günler dileğimle. Bugünlerde gündemimizde olan Covid-19, bir çoğunuzun ruhsal, fiziksel dengesini bozduğu için dengede kalmayı başaramadığımız günler geçiriyoruz. Bu güzel ilkbaharı sevinçle karşılıyamadıkları için evlerinde mutsuz olan bir çok insan var etrafımda. Bizi en çok endişelendirip korkutan bu sürecin belirsizliği. İşte minicik bir virüsün çoğalarak tüm dünyaya vermek istediği mesaj tam olarak da bu.“Siz plan yaparken kader  gülümseyerek göz kırparmış” İşte sevgili minicik virüs hala bize göz kırpıp duruyor ne yazik ki...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘ÖZÜMÜZE YOLCULUK ZAMANI’

    Dünyayı durduran, bizi duraklatan koronavirüsün tabiata, bitkilere dokunmadığını görmek insanoğlunun biraz durup düşünmesi gereken bir durum. ilkbaharda açması gereken çiçeklerin, meyve vermeye hazırlanan ağaçların, suların, havanın temizlenip arınmasını izlemekte olduğumuz bu günlerde ne yapabiliriz sorusu gündemimizde. Doğarken fiziksel bedenle birlikte geldiğimiz iç bedenimizde bulunan bilge çip dediğim ‘öz’le kuracağımız iletişim yolu size bağlı kılınmıştır. İnançlarınız doğrultusunda yapacağınız her şey size bu iletişimi sağlar. Yaşarken herşeyi kaydeden bu muhteşem çipe yani özünüzdeki kayıtlara yapacağınız yolculuk için bulunmaz bir zaman bu zaman...

    ‘YENİ YAŞAM MODELLERİ KURUYORUZ’

    Farkındaysanız evlerine kapanan tüm dünya insanı dijital platformlardan bir şekilde iletişime devam ediyor. Hepimiz birbirimizden haberdar olmaya başladik. Aileler yeniden birlikte vakit geçirmeyi çocukları varsa onlarla iletişim kurmayı öğrenmeye başladı. Hiç alışkın olmadıkları yeni yaşam modeline uymak için bazen çok zorlandıkları bazende çok keyif aldıkları anlar yaşıyorlar. Farkındaysanız insanlar duygularını açığa çıkardığı gibi onları paylaşmaktan rahatsızlık duymuyor hatta paylaştıkca mutlu oluyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘MUTLAKA YAZIN’

    Hayatın belirsizliğini fırsata çevirme zamanı. Bir defter alın bir de başlık yazın ‘Pandemi günlerimdeki fırsatlar’. Hangi yetenekleriniz birden ortaya çıktı sırayla yazmaya başlayın. Bakın virüs nasıl ki, cinsiyet ayırmıyor siz de ayırmayın. Her ne yaptıysanız yazın lütfen. Her yazdığınızın altına deneyimlerden ne kazandığınızı not edip bu özel günlerde yaptıklarınızın nasıl bir faydası olmuş onu gömelisiniz. Sizin kendi başınıza yapabileceğiniz bu örnek çalışmaya niyet ederek başlayın.Tüm dünyadaki insanların sevgiye, iyiliğe, huzura doğru dönüşmesine niyet ediyorum.1-Hiç cam silmemistim şimdi deneyimledim.2-Hiç yemek yapmamışdım artık deneyimledim.3-Hiç toz almamıştım deneyimledim.4-Çamaşır, bulaşık, ütü, unuttuğum şeylerdi yeniden deneyimledim.5-bugüne kadar banka hesaplarımı kart ödemelerimi, elektrik, su faturalarını dijital ortamda yapmaktan korkmuştum şimdi deneyimledim. Kazanç: Hayatım nasıl da kolaylaştı ,uzun kuyruklarda boşuna sinirlenmiş vakit kaybetmişim. Yanlız olsamda hayatımı kolayca yürütebilceğimi keşfettim üstelikde özgüvenim yerine geldi. (Bu yazdıklarım r sadece örnek. siz kendi deneyim ve kazançlarınızı yazın ki, bilinçaltınız iç benliğiniz (öz) sizi onaylasın kabul etsin..6-uzaktan ders yapmayi, sanal alemde iş yapmayı, online yapılabilecek bir şeyden korkarken artık bunları da deneyimledim...7-Çocuğuma her konuda destek vermeyi onlarla iletişim kurup gerektiğinde oyunlar oynayarak onu neşelendirmeyi deneyimledim.Bu örnekler giderek çoğalabilir. Her ne yaparsanız bilin ki değişip dönüşen sadece siz değilsiniz. Etrafınıza yayılıp tüm dünyayı saracağını bilmeniz size sonsuz mutluluk vericektir. Lütfen uygulayın işte sadece gazete için verdiğiniz ücretle değişim şansı. Bunu yakalamaksa tamamen sizin seçiminiz. İyileşmiş dünyada buluşup sohbet etmek üzere hoşçakalın.. Hürriyet Bursa aracılığı ile sizinle buluştuğum için aracı olan herkese teşekkür ederim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    NEŞE SAPMAZ: YAPIMCI-SUNUCU

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Mutluluk değerlerimizi unuttukCovid-19 mevzu bahis ise ‘evde kal’mak gerekli hale geldi. Virüsün Türkiye’ye geldiği günden itibaren hem sosyal medyadaki hem ekrandaki ifadelerimde “evde kal”maya dikkat çekiyorum.. Bu bizi ve sevdiklerimizi virüsten korumanın yanı sıra belli bir kapasitesi olan “sağlık sistemimizin” daha kontrollü işlemesi için de gerekli. Çünkü belli sayıda yatak kapasitemiz, solunum cihazımız, sağlık ekipmanlarımız ve sağlık personelimiz var. Bir anda çok sayıda insan virüsten etkilenir ve hastanelerde, yoğun bakımda tedavi olması gerekirse, sağlık hizmetleri bu konuda yetersiz kalır ciddi anlamda hepimizi zor durumda bırakacak sonuçlar söz konusu olabilir. İşte özellikle bunun yaşanmaması adına virüsten enfekte olan insan sayısının kontrol altına alınması hayati önem taşıyor. 

    ‘HAYATTA KALMA İÇGÜDÜSÜ DEVREDE’

    Tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüsle karşı karşıyayız. Bir anda oldu ve hızla yayıldı. Kişisel olarak planlarımız ne olursa olsun, ne kadar mühim ve acil olursa olsun salgın geldi ve her şeyin önüne geçti, hayatlarımızı alabora etti. Bir anda bambaşka bir hayata uyandık. Bu geçiş o kadar hızlı ve ani oldu ki, buna hazırlanmamız mümkün olmadı. Ve bu virüs “hayatta kalma dürtü”müzü acil şekilde devreye soktu. İnsanlar panikle marketlere koştu, kimi makarnalara saldırdı, kimi ihtiyacından çok fazla şey için stok yapmaya başladı. Bu insanlar delirmedi, bu kadar çok sayıda insana bu kontrolsüz davranışları yaptıran şey hayatta kalma içgüdüsüydü. Tehlike anında hızla hayatta kalma dürtümüz devreye girer çünkü... Bu süreci değerlendirirken psikolojik olarak da ele alıyorum ve her krizde bir fırsat olduğu inancıyla, Covid-19 hayatlarımıza neden geldi ve hayatlarımızda görevi ne, bize ne öğretmek için geldi? gibi soruların cevaplarını sorguluyorum.

    ‘BAZEN DURUP YAVAŞLAMAK GEREK’

    Bu süreçte kendimizi gözlemlememizin ve öz benliğimizi sorgulamanın önemine inanıyorum. Aynı zamanda “hayatta her zaman her şey olabilir” hayat bazen sizi bir yerden alır, bambaşka bir yere koyar ve sonra “haydi şimdi buradan devam et” der. Çünkü hayat böyle bir şeydir. John Lennon’ın söylediği gibi, “Hayat sen planlar yaparken, başından geçenlerdir”. Yine “evde kal”dığımız bugünlerin bize altını çizerek gösterdiği bir başka şey de “birlik” duygusu oldu. Hepimiz birbirimize nasıl da görünmez ipler ile bağlıyız, yaşayarak deneyimliyoruz. Sonra yine evlere çekilmemizle şehirlere inen ayılar, domuzlar, sahillere gelen yunuslar, köpek balıkları, uzun zaman sonra Venedik’teki kanallara gelen kuğular bizlere “buralar sadece insan kullanımı için değil” uyarısını yaptı. Bilgeler bilgesi doğa, dersini vermeye devam ediyor. Eğer görmesini bilirsek tabi. Hızına kapıldığımız modern hayat adeta bize dur, yavaşla ve evine dön çağrısını yaptı..

    ‘KÜÇÜK GÖRÜNEN ŞEYLERİN ÖNEMİNİ KAVRADIK’

    O kadar çok insandan duyuyorum ki, eşlerinin, çocuklarının farkında olmadıkları pek çok özelliğini bu dönemde keşfedenleri. Çünkü belki de uzun zaman sonra ilk kez çoğu aile, aynı çatı altında gerçekten aile olmayı deneyimledi. Tüm bunlar bir yana bu virüs bizi yepyeni bir hayata hazırladı. Uzaktan eğitim, uzaktan görüntülü konuşmalar, uzaktan videolu toplantılar, evden çalışmalar, temas olmadan özlemle yapılan görüntülü sohbetler, düğünler de altın günleri de dijital ortamda olmaya başladı. Küçük olan çoğu şeyin ne kadar da önemli olduğunu yine bu süreçte çok iyi anladık. Sarılmak ne büyük bir nimetmiş onu deneyimledik örneğin. Bir arkadaşımızla kahve eşliğinde bir kafede oturmak şu anda hayal gibi görünüyor bizlere.

    ‘EN ÖNEMLİSİ ANI YAŞAMAK’

    Çocuklar bir anda okullarını bıraktı, aileleri ile aynı çatı altında hem uzaktan eğitim hem aile içi eğitim alırlarken küçücük yaşlarında, adının anlamını belki anlayamadıkları “virüs” diye bir canavarla tanışmış oldular. Merakla ve umutla bugünlerin geçmesini bekliyorlar. İşte bu süreçte çocuğundan gencine yaşlısına hepimizin etkileşim ve iletişim halinde diyalog kurmamız ve paylaşmamız çok önemli. Çünkü hepimiz birbirimize işte böylesine derinden bağlıyız ve hepimiz aynı gemideyiz. Bunun bilinciyle önce zihnimizdeki sınırların kalktığı birlik olduğumuz sağlık dolu günlere. Bu süreçte size iyi gelen ne varsa onu yapın ve hiçbir şeyi ertelemeyin. Sevdiklerinize onların sizler için ne ifade ettiğini her fırsatta söyleyin. Çünkü bir dakika sonrasını hiçbirimiz bilmiyoruz. Geç olmadan ve anın değerini bilerek sevgiyle yaşayalım..

    MUSTAFA ŞEN: İŞ İNSANI

    Mutluluk değerlerimizi unuttukBu dönemi olumlu ve olumsuz olarak ikiye ayırmak gerekli diye düşünüyorum. Her şer de bir hayır vardır lafının ne kadar doğru olduğunu yaşayarak görüyoruz. Öncelikle bu virüsün sebep olduğu tüm kayıplarımız için baş sağlığı diliyorum, mekanları cennet olsun. Günümüz ne kadar boş bir yoğunluk içinde geçiyormuş ve rutin olarak yaptığımız şeyler ne kadar kıymetliymiş bizler için nasıl bir tezat içindeyiz akıl alır gibi değil. Arkadaşlarımız ile yemek yemek bir kahve molası, Mudanya’da yürüyüş yapmak, bisiklete binmek nasıl büyük bir lüksmüş meğerse bizler için pekiyi bunları anlamak için başımıza illa bir felaket mi gelmesi gerekiyormuş? Evet yoksa biz bunların bize bahşedilmiş olan birer lütuf olduğunu anlayamayacaktık.

     UMARIM SÜREÇ NORMALE DÖNER

    Umarım bu süreç normale döndüğünde bizler bunları unutup hayatın ritmine ayak uydurmayız ve kıymet bilmeyi, benzer bir felaketle hatırlamak zorunda kalmayız.Bazen, acaba dünyamızın bizleri evlerimize sokup büyük bir bahar temizliği mi yaptığını da düşünmüyor değilim aslında. O kadar kötü kullandık ki kaynakları doğa bize dur dedi ve yenilendiğini hissediyorum. ‘Mekanın sahibi geri geldi’ dercesine yerleşim yerlerinde gezen hayvanlar, denizlerimizde dolaşmaya başlayan görmeye hasret kaldığımız yunuslar. Tabii bir de bu işin sağlık boyutu var. Tüm sağlık çalışanlarımıza şahsım adına teşekkür ederim. Onlar, bizlerin hayatlarını kendi hayatları pahasına korumak için yoğun çaba harcıyor.

    ‘EN ÖNEMLİSİ SAĞLIĞA YATIRIM’ 

    Yapılacak en büyük yatırım ilim olmalıdır, bilim olmalıdır bunu bir kez daha yaşayarak tecrübe etmiş olduk. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Hayatta en hakiki ilim mürşit ilimdir”. Alışveriş merkezleri, lokantalar, berberler, kuaförler, eğlence mekanları, fabrikalar ve camiler kapatıldı. Ama hastahaneler sürekli açık. Demek yatırımın en büyüğü sağlığa yapılmalıymış bunu anladık. İşin en can sıkıcı kısmı ise geçim derdi. Maalesef bizim ülkemiz trilyon dolar yardım veren ülkeler kadar ekonomisi ve kasası güçlü bir ülke değil ve çalışıp üretmek zorundayız.Bu iş çok kolay bir şekilde halledilebilirdi, tüm ülkede üç hafta veya bir ay sokağa çıkma yasağı ilan edebilirdik. Her haneye bir aylık erzak yardımı ve tüm faturalarını ödemeye yetecek kaynağı ayırabilecek bir bütçemiz olsaydı. 

    ‘SAĞLIKLA KALIN’

    Önce ülkemiz sonra da dünyamızın bu virüsten temizlenip, bizlerin de bu yaşananlardan ders almış bir şekilde tekrar özgürce sokağa çıkıp sağlıkla yaşayacağımız günlere dönmemizi canı gönülden diliyorum. Ramazan ayının da tüm müslüman alemine bereketli olmasını ve birlik beraberliğimizin daim olmasını  temenni ediyorum. Son olarak geleceğimizin garantisi evlatlarımıza hediye edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını dakutlarım. Sağlıkla kalın.   

    İLKER CANSEVDİ: Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğü Türk Sanat Müziği Bölüm Başkanı

    Mutluluk değerlerimizi unuttukMillet olarak hiç alışkın olmadığımız günler yaşıyoruz. İnsanlarımız çok yoğun bir iş ve hayat temposundan soyutlanıp evlerinde oturmaları gerekiyor. Aslında bakarsanız yaşadığımız bu dönem, istediğimiz ve sadece vakit darlığından ötelediğimiz birçok düşüncemizi planlayıp uygulamamıza olanak sağlıyor. Fakat ne düşüncemiz olursa olsun aile ve çocuklarla geçirilen vakit bence en önemlisi. Özellikle yarınımız olan çocuklarımıza ayırdığımız vakit paha biçilemez. Hiçbir şey ailemizle dolu dolu geçirdiğimiz zamandan daha önemli olmaz.

    ‘GÜNLÜK RUTİNİM ETKİLENDİ’

    Bunun dışında kendimden özel olarak bahsetmem gerekirse hakikaten de tüm dünyanın yaşamını sınırlandıran koronavirüsü benim de olağan çalışma rutinimi fazlasıyla etkiledi. Şöyle ki kurumumuzla yapacağımız önemli gördüğüm birkaç proje ve etkinliği virüsün etkisiyle ileri bir tarihe erteleledik. Hayat boyu öğrenme kapsamında vermiş olduğumuz eğitimlere de ara verdik. Bununla birlikte almış olduğum eğitimlere de malesef ara vermiş bulunmaktayım. Fakat içinde bulunduğumuz durum ne olursa olsun çalışıp üretmemize engel değil. Bu süreç bana aklımdaki projeleri tasarlayıp olgunlaştırmama olanak sağladı. Ve bu projeleri şuan hazır duruma getirmiş bulunmaktayım.

    ‘ARKADAŞLARIMI ÇOK ÖZLEDİM’

    Bunun dışında kitaplığım da bulunan ve yoğunluğum nedeniyle  okuyamadığım kitaplarımı da bu dönemde okuma fırsatı buluyorum. Yine beste çalışmalarıma devam ediyorum. Bir albüm çalışmasının hazırlığını devam ettiriyorum. Fakat şunu belirtmeliyim ki kurumumuzca yapmış olduğumuz konserlerimizi ve çalışma arkadaşlarımı çok özledim. İnşallah dünya en kısa zamanda koronavirüs salgınından kurtulur. Bizlere düşen görev, devletimizin hazırlamış olduğu tedbirlere sıkı sıkıya bağlı kalıp süreci olabildiğince evde geçirmektir. Bir daha böyle bir salgını yaşatmamak üzere sağlıklı günler diliyorum.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow