hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    “Sosyal medyanın kanunlara etkisi olmamalı”

    “Sosyal medyanın kanunlara etkisi olmamalı”
    expand

    “Sosyal medyanın kanunlara etkisi olmamalı”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İSTANBUL, (DHA) - Bir şüphelinin tutuklanmasına ya da bir sanığın cezalandırılmamasına karar verecek mercinin sosyal medya olmaması gerektiğine dikkat çeken Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Volkan Dülger, “Sosyal medyadaki kalabalıkta ciddi bir yanlışlık hali söz konusu. Kanunun kılıcı başımızın üstünde keskin ve emin olmalı” dedi.

    İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Volkan Dülger sosyal medyanın kanunlara etkisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Doç.Dr. Dülger, “Bir şüphelinin tutuklanmasına ya da bir sanığın cezalandırılmamasına karar verecek mercii sosyal medya olmamalı. Ortada cezalandırılması gereken biri varsa onun gereken cezayı alacağı konusunda hepimizin içi rahat olmalı ve bununla beraber ortada cezalandırılması gerekmeyen biri varsa hiç birimizin tepkisi onu cezalandırmaya yetmemeli; bu bakış açısı tutuklama ya da serbest bırakma için de aynen geçerli olmalı. Kanunun kılıcı başımızın üstünde keskin ve emin olmalı. Sosyal medyadaki kalabalıkta ciddi bir yanlışlık hali söz konusu” dedi.

    KATİLLER CEZA İNİDİRMLERİNDEN FAYDALANMALI MI?

    Kadın cinayetleri için en ağır yaptırım olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulandığını ancak katillerin yararlandıkları ceza indirimleri olduğunu diler getiren Doç. Dr. Murat Volkan Dülger “Caydırıcılık acımasız kanunlarla sağlanamaz. Aynı zamanda bu öneri eşitlik ilkesine de aykırı. Modern suç ve ceza anlayışında failler intikam almak ya da vicdanları rahatlatmak amacıyla cezalandırılmazlar. Cezanın amacı önleme ve rehabilitasyondur. Ceza kanunu da diğer tüm kanunlarımızda olduğu gibi kendisine Anayasa’yı esas almaktadır ve anayasa önünde her birey, suçlu ya da değil, eşittir. Haksız tahrik, duruşmada iyi hal kurumlarının uygulaması tartışmaya açık, yönetmelikler eleştirilebilir ve uygulama yöntemleri düzenlenebilir. Ancak herhangi bir insanı kanundan yararlanamayacak hale getirmek eşitliğe aykırı olacaktır. Bir şeyleri düzeltirken başka şeyleri yıkmamak gerekir” dedi.

    "ŞİDDETİ ÖNLEMENİN YOLU EĞİTİMDEN GEÇİYOR"

    Şiddet için en önemli önlemin eğitim olduğunu belirten Doç. Dr. Dülger “Kadına yönelik şiddeti durduracak olan hukuk değildir aslında. Hukuk, toplumdaki tüm bireylerin adil ve güvenli bir hayat sürmesi için var. Hukuk, tüm bireylere koruma sağlamak için, tüm bireylerin mağduriyetine eşit ve doğru müdahale için var. Hukuk kişileri kadın ya da erkek olarak ayıramaz. Onun gözünde herkes adalete ihtiyacı olan birer bireydir. Kadına yönelik şiddeti de eğitimle engelleyebiliriz. Çünkü bu sistematik bir sorun. Bu tarz sorunlar sonrasına cezaları arttırarak ya da indirimleri kaldırarak, onlarca ekleme yaptığınız kanunlarla bir yere varamazsınız. Bu tıpkı freni bozuk araba üretmek gibi. Bütün bir fabrikadaki tüm arabaları freni bozuk üretip sonra ortaya çıkan kazaları hukukun önlemesini beklemek gibi. Ama bizim sorunumuz üretim kısmında. Kişiler doğru eğitimi aldıklarında, hukuk da önüne gelen uyuşmazlıklarda kanunları uygulama konusunda adil ve eşitse toplum da bundan hicap duymayacaktır” diye konuştu.  

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow