hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Devlet Bahçeli: "Davutoğlu, senin aklın başında mı?"

    Devlet Bahçeli: Davutoğlu, senin aklın başında mı
    expand

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'nun milli gelirin 19 bin doları aştığı iddiasını aktardı ve "Türkiye hangi arada 19 bin dolarlık kişi başı gelire ulaşmıştır? Sayın Davutoğlu, senin aklın başında mıdır? 2014 yılında 10 bin 537 dolar olan kişi başına düşen gelirin, 2015'in ilk aylarında volkan gibi patlayarak 19 bin dolara çıkması, patenti Davutoğlu'na ait ve sırrını hiç kimsenin bilmediği hesap ve matematik yöntemlerinin bir sonucu olsa gerektir. Çamur Ahmet, bu kez de Cebir Ahmet olmuş çıkmıştır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Latin Amerika ülkelerinde turist gibi gezen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın devletin ve milletin birliğini temsil etmekten uzak olduğunu" söyledi. Cumhurbaşkanının Anayasa'nın uygulanmasını gözetmesi gerekirken, sekteye uğrattığını, sabote ettiğini, hukuka suikast düzenlediğini öne süren Bahçeli, "Erdoğan başkan olabilmek, diktatörlüğünü tescilleyebilmek amacıyla AKP'ye oy istemekte, 400 milletvekilinin düşünü kurmaktadır" diye konuştu.

    Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Yüzde 50 oy alıyoruz. Fakat diğer yüzde 50'de nefret seziyorum. Kamplaşma var. Türkiye yönetilebilir olmaktan çıkabilir" sözlerinin aslında "Erdoğan'a örtülü bir suçlama, dolaylı bir ikaz" olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

    "Başkanlık sistemi olsaydı, bugün çok farklı yerlerde olurduk' diyen Erdoğan, ülkemizi siyasi kamplaşmanın doruklarına çıkarmış, demokrasiyi aşındırmış, bireysel hak ve özgürlükleri budamıştır. Türkiye'nin başına böyle bir Cumhurbaşkanı gelmemiştir. 'Alışılmış Cumhurbaşkanı olmayacağım' diyerek yetki alanlarını geçen, göreviyle ilgili sınırları aşan Erdoğan, Türkiye'nin sinir uçlarıyla oynamaktadır. Tamamen kendisine odaklanmış, tamamen kirli çamaşırlarını aklamanın hevesine kapılmıştır. 92 yıllık Cumhuriyet döneminde gelmiş geçmiş hangi Cumhurbaşkanı bu kadar frensiz, kontrolsüz, kuralsız hareket etmiştir? Birliği temsil etmekle görevli bir Cumhurbaşkanı, bir parti adına ne zaman oy istemiş, alenen miting organize etmiştir? AKP'ye oy istemekle; tarafsızlık, adamlık ve demokratik olgunluk nasıl bağdaşacaktır? Erdoğan 'davet ediliyorum gitmeyecek miyim' diye sormaktadır; biz de diyoruz ki, gitsen de siyaset yapmayacak, AKP'nin propagandasına tevessül etmeyeceksin. Herkese eşit mesafe koyacak, devletin başı olmaktan kaynaklanan sorumluluklarına leke sürmeyecek, sürdürmeyeceksin. Eğer ki, ısrarla siyasi üsluba devam eder, AKP lehine konuşmalarını sürdürürsen, bilesin ki, nefesimiz 17-25'in derin izleriyle kararmış kalın ensenden ayrılmayacaktır."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Anonymous IŞİD'i hack'ledi: "Size virüs gibi davranılacak"

    "Bu da size Devlet sözü olsun"

    Kamuoyunda "İç Güvenlik Paketi" olarak bilinen kanun tasarısının görüşülmesi AK Parti tarafından ertelendiğini anımsatan Bahçeli, "Dileğim bu tasarının Meclis gündemine hiç alınmaması, hiç getirilmemesidir. Anayasa'ya aykırı olan, hukuk devleti prensiplerini iğfal eden iç güvenlik paketinin polis devletini tesis edeceği, can ve mal güvenliğini sakatlayacağı kuşkusuzdur" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "AKP'nin maksadı molotof atanları, maske takanları cezalandırmak değildir. Eğer hedef buysa hiçbir güvenlik görevlisinin elini tutan yoktur" ifadesini kullanan Bahçeli, "Teröristler bırakınız molotofu, elinde uzun namlulu silahlarla korkusuzca dolaşmakta, önüne gelene şiddet uygulamaktadır" dedi.

    HDP'de adaylar belli oluyor

    "Davutoğlu için atış serbesttir, mikrofon müsaittir"

    AK Parti'nin korku devletinin yasal kılıfını hazırladığını dile getiren Bahçeli, iç güvenlik paketi nedeniyle kendisini hedef alan Başbakana yanıt verdi. Bahçeli, şunları söyledi:

    "Davutoğlu için atış serbesttir, mikrofon müsaittir, nasılsa kendisini çılgınca alkışlayan bindirilmiş kıtalar hazırdır. Sayın Davutoğlu, bilmiyorsan sana öğreteyim; adım Devlet olduğu kadar devletime sahip çıkarım, milletime asla toz kondurmam. Biz yıllar evvel 'ya devlet başa ya kuzgun leşe' diyorken; biz yıllarca Türk devletinin izzet ve iffetini savunuyorken acaba sen neredeydin, nerelerde geziyordun? Vandallarla, işbirlikçilerle, ihanetten vicdanları kapkara olmuş hainlerle düşüp kalkan sensin ve Hükümeti'ndir. Sayın Başbakan 'Paris'te bulunduğumuzda Avrupalı olarak konuşuruz, Semerkant'ta, Buhara'da Hoca Ahmet Yesevi gibi konuşuruz, Şam'da, Bağdat'ta, Mekke'de evladı Resul olarak konuşuruz, Saraybosna'da, Üsküp'te Evlad-ı Fatihan gibi konuşuruz' demişti. Sayın Başbakan itiraf ediniz, İmralı'da canibaşıyla konuşurken bölücü mü oldunuz? Açıklayınız, Kandil'de PKK'yla aynı masayı paylaşırken terörist mi kesildiniz? Çok şükür biz her yerde olduğumuz gibi konuşur, konuştuğumuz gibi oluruz ve Müslüman Türk olarak aleme sesleniriz. Sayın Davutoğlu, sana ve zihniyetine her yerde farklı farklı yüzlerle konuşma konusunda başarılar dilerim. Yüzünüzün de kızarmayacağını çok iyi bilirim. Adım gibi yaşatmaya ant içtiğim bu ülkeyi sizlere bırakmayacağım, tezgahlarınızı, senaryolarınızı inşallah başınıza yıkacağım. Bu da size Devlet sözü olsun."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sarayın camisi fotoğraflandı

    Konuşmasında, demokrasiyle ekonominin birleşik kaplar gibi olduğunu belirten Bahçeli, bunlardan birinin diğerinden aşağıda veya yukarda olamaması gerektiğini söyledi. Demokrasinin yara aldığı, demokratik kültürün yozlaştığı bir ülkede ekonominin güvencede kalması ve istikrara kavuşmasının akla ve bilime aykırı olduğunu ifade eden Bahçeli, ekonominin toplumsal güvenin sarsılmasından ve gelecekle ilgili beklentilerin bozulmasından olumsuz şekilde etkilendiğini dile getirdi. Türkiye'de uzun süredir ekonominin bıçak sırtında olduğunu dile getiren Bahçeli, makro ekonomik parametrelerin tehlike sinyalleri verdiği uyarısında bulundu. Türkiye'nin ekonomik güvenliği, ekonomik dinamizmi ve ekonomik direncinin iktidar tarafından devamlı zayıflatıldığını belirten Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'nu "hayal tacirliği, ezberlediği klişe ve şablon ifadelerle süslediği umut satıcılığına devam etmekle" suçladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Çamur Ahmet, bu kez de Cebir Ahmet olmuş çıkmıştır"

    Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'nun gayrisafi yurt içi hasılanın neredeyse 800 milyar doları geçtiğini, kişi başına düşen milli gelirin de 19 bin doları aştığını iddia ettiğini aktardı ve "Zannederim son günlerdeki siyasi tartışmalardan ve sarayın müdahalelerden nevri dönmüş, ayarı kaçmıştır. Yine de
    sormadan geçemeyeceğim, Davutoğlu kişi başına düşen gelir rakamını söylerken ciddi midir? Türkiye hangi arada 19 bin dolarlık kişi başı gelire ulaşmıştır? Sayın Davutoğlu, senin aklın başında mıdır?" diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir konuşmasında "Kişi başına gelirde 10 bin doların üstüne çıkıldığını" söylediğini, bir başka konuşmasında da bu rakamın 10 bin 444 dolar olduğunu ifade ettiğini bildiren Bahçeli, şunları söyledi:

    "2014 yılında 10 bin 537 dolar olan kişi başına düşen gelirin, 2015'in ilk aylarında volkan gibi patlayarak 19 bin dolara çıkması, patenti Davutoğlu'na ait ve sırrını hiç kimsenin bilmediği hesap ve matematik yöntemlerinin bir sonucu olsa gerektir. Çamur Ahmet, bu kez de Cebir Ahmet olmuş çıkmıştır. IMF'nin 2015'te ülkemizin kişi başına düşen milli gelirinin 11 bin 18 dolara çıkacağını tahmin etmesi henüz çok yenidir. Ekonominin belirli bir kişi başına gelir düzeyine ulaştıktan sonra oraya sıkışıp kalması şeklinde tanımlanan orta gelir tuzağı Türkiye'yi çoktandır tesiri altında tutmaktadır. Bu açıktır. Tasarruf ve yatırım düzeyi azsa, imalat sanayinde gelişme yavaşsa, emek piyasası zaaf geçiriyorsa, sanayi yetersizse orta gelir tuzağı kaçınılmazdır. Durum böyleyken Başbakan neyin artışından, kimin gelirinden, hangi parlak başarıdan bahsetmektedir? Geliri astronomik ölçüde artan vardır, bunu en iyi bilen doğal olarak Davutoğlu'dur. Servetine servet katan sonradan görme kaymak tabakanın, rüşvetçilerin, soyguncuların kimler olduğunu pek tabiidir ki Davutoğlu bilmektedir."

    Haşim Kılıç emekliliğini açıkladı ve uyardı

    "Artan gelir değil, işsizlik, yoksulluk ve sefalettir"

    Bahçeli, Birleşik Krallık menşeli bir bankanın İsviçre koluyla ilgili çıkan haberlere işaret ederek söz konusu bankanın, usulsüz ve ahlak dışı para transferlerine ev sahipliği yaptığının ileri sürüldüğünü hatırlattı. 1988-2007 yılları arasında 188 ülkeden 120 milyara dolara yaklaşan 30 binden fazla hesapla ilgili sızıntının ülke ve dünya gündemine oturduğunu aktaran Bahçeli, şöyle konuştu:

    "Ayrıca bu bankada 2 bin 711 Türk vatandaşının 3,5 milyar dolara yakın parasının bulunduğu anlaşılmaktadır. İşin daha da tuhaf yanı, AKP iktidara geldiğinde Türk vatandaşlarına ait 800 hesap varken, 5 yıl içinde bu sayı 2 bin 711'e çıkmıştır. Muhtemelen şu anda bu miktar daha da fazladır. Her şey meydandadır. AKP, durmak yok çalmaya yüzsüzce devam demiştir. Başbakan, İsviçre bankalarına kaçırılan paraları, açılan gizli hesapları baz alarak kişi başına düşen milli gelir hesabı yapıyorsa, emin olunuz ki, açıkladığı rakam çok eksik ve yetersizdir. Sadece saraya baksa, saraydaki şahsın milyar dolarlarını düşünse, etrafını şöyle bir süzse zenginleşmenin, gelir yükselişinin tüm yönlerini açıklıkla görecektir. Ne var ki gerçekte artan gelir değil, haram ve hıyanettir. Artan gelir değil, işsizlik, yoksulluk ve sefalettir."

    Milletvekili adaylığı için istifa yağmuru

    Bahçeli, "17-25 Aralık lobisinin Başbakan'ın vicdanını törpülediğini, dilini mühürlediğini, baştan ayağa esir aldığını" öne sürerek şu ifadeleri kullandı:

    "Bu yüzden Davutoğlu'nun şuur kapakları kapanmış, basiret penceresi örtülmüştür. Buna rağmen Davutoğlu bizimle mahcup olacağı, altından kalmayacağı polemiklere girmeye yeltenmektedir. Davutoğlu, şahsımın aritmetikle, geometriyle uğraştığını, piramitler, elipsler çizdiğini geçtiğimiz hafta değişik zeminlerde söylemiş, biraz da paralelle ilgilenmemi tavsiye etmiştir. Bize tavsiye vermeye, akıl öğretmeye kalkan ve cüret eden Davutoğlu'na diyorum ki; aritmetikle uğraşan ve geometriye kafa yoran asıl sen ve çevrendir. Allah'a şükür biz küp yapıp içini haram lokma ile doldurmadık. Allah'a şükür etrafımızda ne yamuk, ne de ahlaksızlıkla yamulan namert gördük. Yanımızda ne ihanetten dört köşeye dönmüş millet hasımları, ne de kalbi silindire çevrilmiş şeref fukaraları bulduk. Siz kendinize bakın, kendi derdinize yanın, kendi çukurunuzda birbirinizle uğraşın. Sayın Davutoğlu 12 yıl boyunca paraleli çizen siz, doğrudan sapan siz, 17-25 Aralık çemberine sığan siz, PKK'nın simetrisi olan siz, Oslo'da ihanet karesine giren siz, Türkiye'ye BOP prizmasından bakan yine sizsiniz. Onun için Sayın Davutoğlu, sen git de saraydaki abin gelsin; karşımıza 17-25 Erdoğan çıksın."

    Anayasa Mahkemesi'nin yeni başkanı belli oldu

    "Erdoğan, huzursuzluk çıkarmakta, belirsizliği teşvik ve tahrik etmektedir"

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Merkez Bankası'na dönük eleştirilerinin Türkiye ekonomisini salladığını, dövizin tansiyonunu yükselttiğini öne süren Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştukça dövizin tırmandığını savundu.

    "Enflasyona göre faizin ayarlanamayacağını ve yüksek faizin yüksek enflasyona neden olacağını söyleyen Erdoğan ekonomiyi günlerdir zora sokmaktadır" diyen Bahçeli, Erdoğan'ın "Kendine çeki düzen ver, dalga mı geçiyorsun, neyi bekliyorsun, mesajdan nasibini almamış" diyerek güvensizlik ve tedirginliği tetiklediğini iddia etti. Bir ay bile dolmadan Türk lirasındaki değer kaybı yüzde 10'nu bulduğunu ileri süren Bahçeli, şu değerlendirmeleri yaptı:

    "Yıllık enflasyonun yüzde 7,24 olduğu bir ülkede bunun anlamı bellidir ve bütün oklar tek kelimeyle gizli devalüasyonu göstermektedir. Geçtiğimiz Ocak ayında fiyatlar yüzde 1,10 oranında artmış, mutfak enflasyonu ise yıllık yüzde 12,61'e ulaşmıştır. Erdoğan, sözde faiz lobisine karşı mücadele verirken, döviz lobisine hizmet etmiş; döviz borçlusu özel sektör şirketlerini ve vatandaşlarımızı zarara-ziyana sokmuştur. Bu kapsamda özel sektör firmalarının borcu özkaynaklarının yüzde 175'ine ulaşmıştır. Erdoğan, huzursuzluk çıkarmakta, belirsizliği teşvik ve tahrik etmektedir. Kerameti kendinden menkul bir şekilde, faiz-enflasyon oranı arasında kurduğu sakat mantık ilişkisi insanımıza anında fatura edilmektedir."

    Erdoğan'ın Latin Amerika ülkeleri ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında "Doların alçalması-yükselmesi, bu süreci değerlendirmek bana ait bir şey değil" demesini "sorumsuzluk" olarak nitelendiren Bahçeli, şöyle konuştu:

    "Merkez Bankası'na saldıran, faizin aşağılara çekilmesini dayatan, piyasaları ve yabancı yatırımcıları endişelendiren Erdoğan, dövizin pahalanmasında bir numaralı suçludur. Döviz borçlusu vatandaşlarımız, Erdoğan'ın şamarını yemiştir. Döviz cinsinden yükümlülükleri bulunan şirketler, Erdoğan'ın ceremesini çekmiştir. 'Merkez Bankası yönetemiyorsa hesabını verecektir' diyen Erdoğan, sanki sütten çıkmış ak kaşıktır. Ortada vahim bir yanlış, cehalet ürünü bir zorlama vardır. Çıkan dövizin hesabını ahlaken önce Erdoğan vermelidir.

    Anayasa Mahkemesi'nin yeni başkanı belli oldu

    Merkez Bankası'na Hükümet cenahından da arka arkaya tenkit gelmektedir. Öyle bir hava estirilmektedir ki Hükümet faiz insin derken, Merkez Bankası buna yanaşmamakta, faiz lobisine hizmetkarlık yapmaktadır. Madem ekonominin temel kaideleri görmezden gelinmektedir, o halde Erdoğan ve vesayet altındaki Hükümet Merkez Bankası Kanunu'nda değişiklik yaparak faizle istediği gibi oynayabilecektir. Bu konuda önlerinde bir mani hal yoktur. Güçleri varsa, gözleri kesiyorsa, yürekleri yetiyorsa bir kanun değişikliği yaparak faize son darbeyi indirebileceklerdir. Açıktır ki piyasada geçerli olan faiz oranı Merkez Bankası'nın belirlediği politika faiz oranından çok fazladır. Faiz inerse, bizim de ilke olarak benimsediğimiz budur, yatırım ve üretimin önü daha da açılacak, ucuz krediye ulaşım imkanı kolaylaşacaktır. Fakat bu oluyorken, vatandaşlarımızın aşırı borçlanmasını ve talepteki yoğunlaşmayı hesaba katmak, düşen faizden dolayı artacak olan döviz fiyatının nerede duracağını iyi kestirmek lazımdır. Siyasi baskılarla inen veya inecek faizin yan tesiri olarak cari açık büyüyebilecek, buna bağlı olarak enflasyon yukarı tırmanacaktır. Çoktandır kredibilitesi zedelenen Merkez Bankası, tüm ihtimalleri dikkate almak, en iyi seçeneği belirlemek durumundadır. Banka'nın döviz rezervindeki artışı geçmişte meydan meydan anlatan, bununla da kalabalıkların gözünü boyayan Erdoğan, esasta bunun faiz eseri olduğunu bilmeyecek kadar ya kara cahil ya da fırsatçıdır. AKP Hükümeti faiz lobisinin içimize yerleştirdiği, rantiyecilerin beslediği, para baronlarının sırtını sıvazladığı karaborsa ve kapkaççı zihniyettir."

    Yargıtay'ın yeni başkanı belli oldu

    Döviz arttığını, memurun kaybettiğini çünkü maaşların eridiğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

    "Sayıları 12 milyonu aşan işçilerimiz kaybetmektedir, çünkü ücretleri buharlaşmakta, kendilerine çok görülen kıdem tazminatı reel olarak azalmaktadır. Emeklilerimizin umutları solmakta, esnafımızın uykuları kaçmaktadır; çünkü dövizin bedelini ödeyecek onlardır. Şirketlerin bilançoları bozulmaktadır; çünkü döviz kurundaki her artış girdi maliyetlerini yükseltmektedir. Bize göre Recep Tayyip Erdoğan suç işlemiş, ekonomik tetikçilerin eline koz vermiş, Türkiye üzerinde hesabı olan mihraklara destek sağlamıştır. Türkiye ekonomisi imdat çağrısı vermekte, rüşvet ve yolsuzluk faillerinin emellerine mahkum edilmektedir. Erdoğan, paralel diyerek ve bir ara "zaten battı" suçlamasıyla malum bir bankanın yönetimine kanunsuz şekilde el koydurmuştur. Ekonominin kuralları yok sayılmakta, vatandaşlarımızın ekonomik güvenliği, ekonomik ihtiyaçları ve ekonomik talepleri dikkate değer görülmemektedir. Erdoğan gerilim mucidi, kavga meraklısı, kutuplaşma mimarıdır. Erdoğan'ın olduğu yerde ekonomi belini doğrultamayacaktır. Biliniz ki, AKP'nin iktidarında ekonomi düzlüğe çıkamayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi doymayan, giymeyen, gezmeyen, gülmeyen milyonların hakkını ve alacağını savunmak için iktidar olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, dövizden canı yanmış, faizden takati kesilmiş, sömürüden nefesi daralmış, borçtan bunalmış aziz vatandaşlarımızın tercümanı olmak maksadıyla iktidara ulaşacaktır. 'Memurum, ama baskı ve eziyet görüyorum, ayın başını getiremiyorum, geçinemiyorum' diyenler bilsin ki, MHP ümittir. 'İşçiyim, toplu sözleşmelerde hakkım verilmiyor, köle gibi çalıştırılıyorum' diyenler, unutmasın ki MHP onlar için vardır. MHP Türkiye için elini taşına altına koymaya kararlıdır. MHP Türk milleti için göreve hazır, iktidar sorumluluğunu taşımaya inançlı ve muktedirdir."

    Diyarbakır E Tipi Cezaevi için "müze kavgası"

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow