Canlı Yayın
Metin Güneş
Twitter’da ise işler iyi gitmiyor. 2013 yılında 645 milyon dolar zarar etti ve bu da yüzde 23’ün üzerinde değer kaybına uğramasına yolaçtı; şirketin değerinden 6.5 milyar dolar kısa bir zamanda silinip gitti. Twitter beklediği sayıda yeni kullanıcı çekemiyor ve kullananlar da, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek dışında, artık eskisi kadar sık kullanmıyor. Bu durum Twitter için sonunun başlangıcı olabilir mi? Muhtemelen olmaz. Zira Facebook da gerçek anlamda kar etmeye başlamadan önce yıllarca zarar etmişti.
Yine de yanlış giden bir şeyler var ve bir şeyler yapılmalı. Bir uzmana göre Twitter’ı anneler kurtarabilir ancak: “Anneniz Facebook’ta mı?” “Evet.” Şimdi aynı soruyu Twitter için soralım; hemen herkes bu soruya “hayır” yanıtını verecektir. Twitter, Facebook gibi yaygın hale gelebilecek mi? Teknoloji çevreleri yıllarca Facebook’un sonunun yakın olduğu yönünde fikir beyan ettiler. Oysa site 10 yaşına girdi ki bu da yaklaşık 70 internet yılı anlamına geliyor. Aktif aylık kullanıcı sayısı ise Twitter’ın beş katı kadar.
Twitter’ın sorunları bu kadarla da bitmiyor. Bu yılın başlarında zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisi ve ailesi ile ilgili yolsuzluk iddialarını içeren ses kayıtlarının paylaşılması üzerine Twitter’ı yasakladı. Neyse ki Anayasa Mahkemesi bunun ifade özgürlüğünün kısıtlanması anlamına geldiğini görerek yasağı kaldırdı. Oysa zamanın başbakanına kalsa, Twitter kapatılıp yerine bir e-alışveriş sitesi kurulabilirdi. Fakat onun da kendine göre çekinceleri vardır herhalde. Twitter’ı tamamen kapatarak Melih Gökçek’i karşısına almaktan çekinmiş olabilir.
Zamanın başbakanına “Facebook mu Twitter mı?” diye sorulsa, alınacak yanıt “hiçbiri” olacaktı. Çünkü Gezi eylemleri sırasında darbeci çevreciler, darbeci Çarşı ve Fenerbahçeliler, darbeci sanatçı ve öğrenciler, darbeci Aleviler, akademisyenler, simitçiler, anneler, babalar, dedeler ve nineler hep bu Facebook ve Twitter denilen “bela” sayesinde haberleşip bilgi paylaşıyordu.
Ama yine de zamanın başbakanının hedefinde Facebook değil de Twitter vardı. Çünkü Twitter haberlerin yayılması ve sıcak tartışmalar konusunda Facebook’un önüne geçmişti. Facebook daha çok bebek ve kedi fotoğrafları ile tatil anılarının paylaşıldığı yumuşak bir platform haline gelirken, Twitter daha sert olup, daha seçkin bir kullanıcı kitlesine sahip. 140 karakter kısıtlaması zeka kıvraklığı gerektiriyor. Bir de bünyesinde troller barındırıyor.
Facebook, sosyal paylaşım olayının aslında insanların sosyalleşmesine hizmet eden bir araç olduğunun farkında. Kullancılar kendilerini çevirdikleri bir filmde başrol oyuncusu olarak görüyor, kendi hikayelerinin kahramanı oluyor. Oysa Twitter’da kendinizi bir partide dansa kaldırılmadığı için kenarda kalmış bir genç kız, utangaç bir delikanlı, ya da içine kapanık tuhaf bir karakter gibi hissedebiliyorsunuz.
Zaten rakamlar da her şeyi açıklıyor. Facebook her aktif kullanıcısı için ayda 20 TL kadar kazanıyor; Twitter ise bunun yarısından daha az kazanıyor. Facebook sahip olduğu en büyük değeri, yani kullanıcılarını tanımak, onlar hakkındaki hemen her şeyi öğrenerek bundan kazanç elde etmeyi amaçlarken, Twitter hala bugün bile kullanıcıları hakkında çok az şey biliyor.
Yine de artık dünyada milyarlarca insanın hayatının bir parçası haline gelen bu sosyal paylaşım sitelerinin Türkiye’deki gelecekleri konusunda kesin bir şey söylemek mümkün değil. Eski başbakan cumhurbaşkanı olduktan sonra “Yeni Türkiye” diye bir kavramla haşır neşir olmaya başladık. Çarşı’nın darbeye teşebbüsten yargılandığı bu “Yeni Türkiye”de Facebook ve Twitter’ın da geleceği pek parlak görünmüyor.
Twitter’da ise işler iyi gitmiyor. 2013 yılında 645 milyon dolar zarar etti ve bu da yüzde 23’ün üzerinde değer kaybına uğramasına yolaçtı; şirketin değerinden 6.5 milyar dolar kısa bir zamanda silinip gitti. Twitter beklediği sayıda yeni kullanıcı çekemiyor ve kullananlar da, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek dışında, artık eskisi kadar sık kullanmıyor. Bu durum Twitter için sonunun başlangıcı olabilir mi? Muhtemelen olmaz. Zira Facebook da gerçek anlamda kar etmeye başlamadan önce yıllarca zarar etmişti.
Yine de yanlış giden bir şeyler var ve bir şeyler yapılmalı. Bir uzmana göre Twitter’ı anneler kurtarabilir ancak: “Anneniz Facebook’ta mı?” “Evet.” Şimdi aynı soruyu Twitter için soralım; hemen herkes bu soruya “hayır” yanıtını verecektir. Twitter, Facebook gibi yaygın hale gelebilecek mi? Teknoloji çevreleri yıllarca Facebook’un sonunun yakın olduğu yönünde fikir beyan ettiler. Oysa site 10 yaşına girdi ki bu da yaklaşık 70 internet yılı anlamına geliyor. Aktif aylık kullanıcı sayısı ise Twitter’ın beş katı kadar.
Twitter’ın sorunları bu kadarla da bitmiyor. Bu yılın başlarında zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisi ve ailesi ile ilgili yolsuzluk iddialarını içeren ses kayıtlarının paylaşılması üzerine Twitter’ı yasakladı. Neyse ki Anayasa Mahkemesi bunun ifade özgürlüğünün kısıtlanması anlamına geldiğini görerek yasağı kaldırdı. Oysa zamanın başbakanına kalsa, Twitter kapatılıp yerine bir e-alışveriş sitesi kurulabilirdi. Fakat onun da kendine göre çekinceleri vardır herhalde. Twitter’ı tamamen kapatarak Melih Gökçek’i karşısına almaktan çekinmiş olabilir.
Zamanın başbakanına “Facebook mu Twitter mı?” diye sorulsa, alınacak yanıt “hiçbiri” olacaktı. Çünkü Gezi eylemleri sırasında darbeci çevreciler, darbeci Çarşı ve Fenerbahçeliler, darbeci sanatçı ve öğrenciler, darbeci Aleviler, akademisyenler, simitçiler, anneler, babalar, dedeler ve nineler hep bu Facebook ve Twitter denilen “bela” sayesinde haberleşip bilgi paylaşıyordu.
Ama yine de zamanın başbakanının hedefinde Facebook değil de Twitter vardı. Çünkü Twitter haberlerin yayılması ve sıcak tartışmalar konusunda Facebook’un önüne geçmişti. Facebook daha çok bebek ve kedi fotoğrafları ile tatil anılarının paylaşıldığı yumuşak bir platform haline gelirken, Twitter daha sert olup, daha seçkin bir kullanıcı kitlesine sahip. 140 karakter kısıtlaması zeka kıvraklığı gerektiriyor. Bir de bünyesinde troller barındırıyor.
Facebook, sosyal paylaşım olayının aslında insanların sosyalleşmesine hizmet eden bir araç olduğunun farkında. Kullancılar kendilerini çevirdikleri bir filmde başrol oyuncusu olarak görüyor, kendi hikayelerinin kahramanı oluyor. Oysa Twitter’da kendinizi bir partide dansa kaldırılmadığı için kenarda kalmış bir genç kız, utangaç bir delikanlı, ya da içine kapanık tuhaf bir karakter gibi hissedebiliyorsunuz.
Zaten rakamlar da her şeyi açıklıyor. Facebook her aktif kullanıcısı için ayda 20 TL kadar kazanıyor; Twitter ise bunun yarısından daha az kazanıyor. Facebook sahip olduğu en büyük değeri, yani kullanıcılarını tanımak, onlar hakkındaki hemen her şeyi öğrenerek bundan kazanç elde etmeyi amaçlarken, Twitter hala bugün bile kullanıcıları hakkında çok az şey biliyor.
Yine de artık dünyada milyarlarca insanın hayatının bir parçası haline gelen bu sosyal paylaşım sitelerinin Türkiye’deki gelecekleri konusunda kesin bir şey söylemek mümkün değil. Eski başbakan cumhurbaşkanı olduktan sonra “Yeni Türkiye” diye bir kavramla haşır neşir olmaya başladık. Çarşı’nın darbeye teşebbüsten yargılandığı bu “Yeni Türkiye”de Facebook ve Twitter’ın da geleceği pek parlak görünmüyor.
SON DAKİKA
