Canlı Yayın
Aslı Öymen
Ama önce klasik seçeneklerimize bakalım. Mevsimlerden yaz oluğuna göre, kendinizi sokaklara atabilir, uzun bir yürüyüş yapabilirsiniz. Londra, dünyanın en yeşil kenti. Kişi başına 23 metre kare yeşil düşüyor. Bulunmaz bir nimet.
İstanbul'da kişi başına ne kadar yeşil düşüyor biliyor musunuz? Bir buçuk metre kare. 
Yoksa alışveriş mi?
Alışverişe meraklıysanız ve de aylardan temmuz ise müthiş indirimlere denk gelmişsiniz demektir. Londra gerçek bir alışveriş ve indirim cenneti. O sihirli "up to 70%" yazıları tüm vitrinlerin baş köşesine yerleşmiştir. Fakat "al al nereye kadar! Bizim buralarda da o kadar ucuzlluk var. Ayrıca finasman meselesi var. Bizde kredi kartı pek marifetli. Tek seferde ödemektense böldürmek daha iyi" diyorsanız, en iyisi parayı memlekette harcamak. Sonra Pound son sıralarda 1'e 3 oldu, yarın öbür gün kim bilir ne olur.
Eğer yemek yemeyi herşeyden çok seviyorsanız dünyanın tüm mutfaklarının en iyi örnekleri gene Londra'da. Gerçekten de bu kısıtlı zamanı güzel bir yemek yiyerek değerlendirmek çok iyi bir fikir. Ama "bu sıcakta işim olmaz, zaten sabah açık büfede kendimi kaybettim, öğle yemeğini atlayayım" diyorsanız size 2-3 saatlik boş zamanınızı en iyi şekilde değerlendirebileceğiniz bir seçenek öneriyorum.
Sergiye gidin
Sergi deyince hemen aklınıza klasik resim ve heykel sergisi gelmesin. Benim size önerdiğim sergi bir müzisyenin sergisi.. İngiliz müzisyen David Bowie'in 50 yıllık müzik ve sanat kariyerini kutlayan ilk retrospektif sergi. "David Bowie is" Victoria &Albert müzesi'nde düzenlenen en çok ses getiren, en ilginç, en teknolojik, en eğlenceli ve başarılı sergilerinden biri. Hatta tarihinin en başarılı sergisi olduğunu söyleyenler de var.
Kostümleri, sahne tasarımları, videolar ve bol müzikli bir sergi
Glam rockun kralı olarak kabul edilen David Bowie, modern zamanların en yenilikçi, avangard ve etkileyici sanatçıların başında geliyor. Sadece müzisyen olarak değil, sahne performanslarıyla, kostümleriyle, oyunculuğuyla, yaratıcılığıyla bir çok sanatçıya ilham vermiş bir popüler kültür ikonu. 
Bu serginin benim açımdan bambaşka bir değeri var. Bir "Bowie sever"olarak öğrencilik yıllarımda "Dünya Turnesi" sırasında onu Paris'te izleme fırsatı yakalamıştım. Daha doğrusu, türlü maceralarla Paris'e gidip, otel bulamayıp geceyi arabada uyuyarak geçirip konsere gitmiştim.
Özellikle o yıllarda Bowie'nin sahne kostümleri büyük merak konusuydu, giydiği her şey olay olurdu.
Herkes gibi ben de sahneye ne kılıkta çıkacağını çok merak ediyordum. Sahneye çıktığında gene herkesi şaşırtmayı başarmıştı. Ben ise itiraf edeyim, şaşırmanın yanısıra biraz da hayal kırıklığına uğraştım.Bu koskoca Paris konseri için sen giy dümdüz, bembeyaz hiç bir özelliği olmayan bir pantalonla bluzu, sahneye çık! Sanki provaya çıkmış gibiydi. Ama konser çok iyiydi..
Tanımasanız bile
David Bowie'in hayatı boyunca hep farklı olduğunu, hep etrafını şaşırttığını bu sergide de gördüm. Bugün sıradışı hayatını böyle güzel bir sergide izlemek benim için büyük bir şans oldu.
Londra'dasınız, bir kaç saat vaktiniz var, parka yürüyüşe gitmediniz, alışveriş de yapmadınız.. ister "Bowie sever" olun ya da olmayın, onu tanıyın ya da tanımayan.. Gidin Victoria&Albert müzesi'ndeki "David Bowie is" sergisine. Bowie'yi tanımıyorsanız, onun 50 yıllık kariyerini ve o dönemi tanımak için daha iyi bir fırsat olamaz. Müziğini sevmeseniz bile çok güzel bir çağdaş sanat sergisi örneği görmüş olursunuz.
Dev ekranlarda David Bowie konser görüntüleri
Ama önce klasik seçeneklerimize bakalım. Mevsimlerden yaz oluğuna göre, kendinizi sokaklara atabilir, uzun bir yürüyüş yapabilirsiniz. Londra, dünyanın en yeşil kenti. Kişi başına 23 metre kare yeşil düşüyor. Bulunmaz bir nimet.
İstanbul'da kişi başına ne kadar yeşil düşüyor biliyor musunuz? Bir buçuk metre kare.
Yoksa alışveriş mi?
Alışverişe meraklıysanız ve de aylardan temmuz ise müthiş indirimlere denk gelmişsiniz demektir. Londra gerçek bir alışveriş ve indirim cenneti. O sihirli "up to 70%" yazıları tüm vitrinlerin baş köşesine yerleşmiştir. Fakat "al al nereye kadar! Bizim buralarda da o kadar ucuzlluk var. Ayrıca finasman meselesi var. Bizde kredi kartı pek marifetli. Tek seferde ödemektense böldürmek daha iyi" diyorsanız, en iyisi parayı memlekette harcamak. Sonra Pound son sıralarda 1'e 3 oldu, yarın öbür gün kim bilir ne olur.
Eğer yemek yemeyi herşeyden çok seviyorsanız dünyanın tüm mutfaklarının en iyi örnekleri gene Londra'da. Gerçekten de bu kısıtlı zamanı güzel bir yemek yiyerek değerlendirmek çok iyi bir fikir. Ama "bu sıcakta işim olmaz, zaten sabah açık büfede kendimi kaybettim, öğle yemeğini atlayayım" diyorsanız size 2-3 saatlik boş zamanınızı en iyi şekilde değerlendirebileceğiniz bir seçenek öneriyorum.
Sergiye gidin
Sergi deyince hemen aklınıza klasik resim ve heykel sergisi gelmesin. Benim size önerdiğim sergi bir müzisyenin sergisi.. İngiliz müzisyen David Bowie'in 50 yıllık müzik ve sanat kariyerini kutlayan ilk retrospektif sergi. "David Bowie is" Victoria &Albert müzesi'nde düzenlenen en çok ses getiren, en ilginç, en teknolojik, en eğlenceli ve başarılı sergilerinden biri. Hatta tarihinin en başarılı sergisi olduğunu söyleyenler de var.
Kostümleri, sahne tasarımları, videolar ve bol müzikli bir sergi
Glam rockun kralı olarak kabul edilen David Bowie, modern zamanların en yenilikçi, avangard ve etkileyici sanatçıların başında geliyor. Sadece müzisyen olarak değil, sahne performanslarıyla, kostümleriyle, oyunculuğuyla, yaratıcılığıyla bir çok sanatçıya ilham vermiş bir popüler kültür ikonu.
Bu serginin benim açımdan bambaşka bir değeri var. Bir "Bowie sever"olarak öğrencilik yıllarımda "Dünya Turnesi" sırasında onu Paris'te izleme fırsatı yakalamıştım. Daha doğrusu, türlü maceralarla Paris'e gidip, otel bulamayıp geceyi arabada uyuyarak geçirip konsere gitmiştim.
Özellikle o yıllarda Bowie'nin sahne kostümleri büyük merak konusuydu, giydiği her şey olay olurdu.
Herkes gibi ben de sahneye ne kılıkta çıkacağını çok merak ediyordum. Sahneye çıktığında gene herkesi şaşırtmayı başarmıştı. Ben ise itiraf edeyim, şaşırmanın yanısıra biraz da hayal kırıklığına uğraştım.Bu koskoca Paris konseri için sen giy dümdüz, bembeyaz hiç bir özelliği olmayan bir pantalonla bluzu, sahneye çık! Sanki provaya çıkmış gibiydi. Ama konser çok iyiydi..
Tanımasanız bile
David Bowie'in hayatı boyunca hep farklı olduğunu, hep etrafını şaşırttığını bu sergide de gördüm. Bugün sıradışı hayatını böyle güzel bir sergide izlemek benim için büyük bir şans oldu.
Londra'dasınız, bir kaç saat vaktiniz var, parka yürüyüşe gitmediniz, alışveriş de yapmadınız.. ister "Bowie sever" olun ya da olmayın, onu tanıyın ya da tanımayan.. Gidin Victoria&Albert müzesi'ndeki "David Bowie is" sergisine. Bowie'yi tanımıyorsanız, onun 50 yıllık kariyerini ve o dönemi tanımak için daha iyi bir fırsat olamaz. Müziğini sevmeseniz bile çok güzel bir çağdaş sanat sergisi örneği görmüş olursunuz.
Dev ekranlarda David Bowie konser görüntüleri
SON DAKİKA
