Canlı Yayın
ABD'nin Michael Brown'u.
Yunanistan'ın Alexis'i.
Ve güzel kaşlı çocuk Berkin Elvan...
Üçü de ne çok 'büyüdüler' ölümlerinden bu yana...
Ne kocaman birer simge oldular...
****
Geçen yıl 16 Haziran’da oldu olan.
Ailesine göre ekmek almaya çıkmıştı sabah evden…
Kimilerine göreyse gösterilerin tam da ortasındaydı Okmeydanı'nda.
Nedeni teferruat...
Polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülü tam da başına isabet etti onun.
15 yaşındaydı daha.
Kapandı gözleri.
269 gün kaldı komada.
16 kiloya kadar düştü küçük bedeni.
Sonra o haber geldi 11 Mart'ta...
"Ölmüştür gitmiştir" diyemedi insanlar.
Sokaklara çıktı.
Onun adını haykırdı defalarca...
Mezarına konan misketlerden, kırmızı karanfillere, hatta elindeki ekmeğine her şey tartışıldı.
Ama onun cenazesinde koskocaman bu ülke bir bütün oldu.
Kol kola gözyaşı döktü...
****
O günlerde en çok mesaj Yunanistan'dan geldi bize.
Acımızı paylaşıyorlardı çünkü.
Çok benzerini 2008'de yaşamıştı onlar da.
Onların Berkin'i, Alexis de 15 yaşındaydı vurulduğunda.
Yanlış zamanda yanlış yerdeydi...
Atina'da bir süredir anarşist gösterilerin yaşandığı Eksarhia Meydanı çevresinde devriye geziyordu polis.
Bir grup gençle tartışma başladı.
Polise göre gençler taş ve şişe atmaya başladı üzerlerine.
Görgü tanıkları bunu hiç bir zaman doğrulamadı.
Polis memuru Epaminondas Korkoneas silahını çekti.
3 el ateş açtı.
İkisi uyarı için havaya, biri yere...
Ama bir kurşun tam kalbine isabet etti Alexis'in.
Hastane yolunda dayanamadı bedeni. Öldü.
Eğitim Bakanlığı yas ilan etti ülke genelinde. Okullar kapandı.
Binlerce kişi gitti cenazeye.
O gün başlayan gösteriler yayıldı hızla.
İçişleri Bakanı ve Emniyet Müdürü istifa etti.
Ama öfke dinmedi.
Bir halk ayaklandı onun ardından.
Sahip çıktılar çocuklarına.
İki hafta boyunca anarşistler indi sokağa.
Gösteriler şiddetlendi sonra. Atina'da adeta taş taş üstünde kalmadı.
Ve onu vuran polis memuru...
Hemen tespit edilip tutuklandı.
Ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Ama asıl ilginci, yanındaki mesai arkadaşı... Onu durdurmadı diye 10 yıl hapis cezası aldı.
İbreti âlem olsun diye belki de...
Ama olmadı...
***
Geçen hafta bu kez ‘polis kurşunu’ haberi ABD'den geldi.
Görgü tanıklarına göre elleri havadayken ateş açtı bir polis memuru, Michael Brown'a.
18 yaşında siyah bir gençti Brown.
Altı kurşun isabet etti vücuduna.
Hepsi önünden, yakın mesafeden...
Vuran polisin adını bile açıklamayı reddetti günlerce Amerikan yönetimi.
Öfke patladı.
Siyahlar ‘Artık yeter’ diye haykırmak için inmişti sokağa…
“Hani ırkçılık bitmişti?” diye…
Sokaklar savaş alanına dönerken polis “bir avuç çapulcu” diye niteledi onları.
Sonra da sokaklara ulusal muhafız denilen asker geldi müdahale için.
Biber gazları havada uçuştu…
Yıllar önce bitti denilen ırkçılığın bitmediğini haykırdı göstericiler.
Hâlâ beyazlardan daha fakiriz, işsiziz, mutsuzuz diye bağırdılar.
Ve ABD’nin ilk siyah başkanı… Barack Obama…
‘Yürek burkucu’ dedi Michael Brown’un ölümü için.
Tatilini yarıda kesip Beyaz Saray’a döndü.
Polislere ifade özgürlüğü uyarısı yaptı. “Müdahalenizi gözden geçirin” dedi.
Ama Michael Brown son olmadı.
Önceki günkü polis müdahalesinde siyah bir genç daha vuruldu.
Bir fidan daha düştü.
Ve böyle giderse de çiçek açamadan fidanlar düşmeye devam edecek…
ABD'nin Michael Brown'u.
Yunanistan'ın Alexis'i.
Ve güzel kaşlı çocuk Berkin Elvan...
Üçü de ne çok 'büyüdüler' ölümlerinden bu yana...
Ne kocaman birer simge oldular...
****
Geçen yıl 16 Haziran’da oldu olan.
Ailesine göre ekmek almaya çıkmıştı sabah evden…
Kimilerine göreyse gösterilerin tam da ortasındaydı Okmeydanı'nda.
Nedeni teferruat...
Polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülü tam da başına isabet etti onun.
15 yaşındaydı daha.
Kapandı gözleri.
269 gün kaldı komada.
16 kiloya kadar düştü küçük bedeni.
Sonra o haber geldi 11 Mart'ta...
"Ölmüştür gitmiştir" diyemedi insanlar.
Sokaklara çıktı.
Onun adını haykırdı defalarca...
Mezarına konan misketlerden, kırmızı karanfillere, hatta elindeki ekmeğine her şey tartışıldı.
Ama onun cenazesinde koskocaman bu ülke bir bütün oldu.
Kol kola gözyaşı döktü...
****
O günlerde en çok mesaj Yunanistan'dan geldi bize.
Acımızı paylaşıyorlardı çünkü.
Çok benzerini 2008'de yaşamıştı onlar da.
Onların Berkin'i, Alexis de 15 yaşındaydı vurulduğunda.
Yanlış zamanda yanlış yerdeydi...
Atina'da bir süredir anarşist gösterilerin yaşandığı Eksarhia Meydanı çevresinde devriye geziyordu polis.
Bir grup gençle tartışma başladı.
Polise göre gençler taş ve şişe atmaya başladı üzerlerine.
Görgü tanıkları bunu hiç bir zaman doğrulamadı.
Polis memuru Epaminondas Korkoneas silahını çekti.
3 el ateş açtı.
İkisi uyarı için havaya, biri yere...
Ama bir kurşun tam kalbine isabet etti Alexis'in.
Hastane yolunda dayanamadı bedeni. Öldü.
Eğitim Bakanlığı yas ilan etti ülke genelinde. Okullar kapandı.
Binlerce kişi gitti cenazeye.
O gün başlayan gösteriler yayıldı hızla.
İçişleri Bakanı ve Emniyet Müdürü istifa etti.
Ama öfke dinmedi.
Bir halk ayaklandı onun ardından.
Sahip çıktılar çocuklarına.
İki hafta boyunca anarşistler indi sokağa.
Gösteriler şiddetlendi sonra. Atina'da adeta taş taş üstünde kalmadı.
Ve onu vuran polis memuru...
Hemen tespit edilip tutuklandı.
Ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Ama asıl ilginci, yanındaki mesai arkadaşı... Onu durdurmadı diye 10 yıl hapis cezası aldı.
İbreti âlem olsun diye belki de...
Ama olmadı...
***
Geçen hafta bu kez ‘polis kurşunu’ haberi ABD'den geldi.
Görgü tanıklarına göre elleri havadayken ateş açtı bir polis memuru, Michael Brown'a.
18 yaşında siyah bir gençti Brown.
Altı kurşun isabet etti vücuduna.
Hepsi önünden, yakın mesafeden...
Vuran polisin adını bile açıklamayı reddetti günlerce Amerikan yönetimi.
Öfke patladı.
Siyahlar ‘Artık yeter’ diye haykırmak için inmişti sokağa…
“Hani ırkçılık bitmişti?” diye…
Sokaklar savaş alanına dönerken polis “bir avuç çapulcu” diye niteledi onları.
Sonra da sokaklara ulusal muhafız denilen asker geldi müdahale için.
Biber gazları havada uçuştu…
Yıllar önce bitti denilen ırkçılığın bitmediğini haykırdı göstericiler.
Hâlâ beyazlardan daha fakiriz, işsiziz, mutsuzuz diye bağırdılar.
Ve ABD’nin ilk siyah başkanı… Barack Obama…
‘Yürek burkucu’ dedi Michael Brown’un ölümü için.
Tatilini yarıda kesip Beyaz Saray’a döndü.
Polislere ifade özgürlüğü uyarısı yaptı. “Müdahalenizi gözden geçirin” dedi.
Ama Michael Brown son olmadı.
Önceki günkü polis müdahalesinde siyah bir genç daha vuruldu.
Bir fidan daha düştü.
Ve böyle giderse de çiçek açamadan fidanlar düşmeye devam edecek…
SON DAKİKA
