Canlı Yayın
Benim çocukluğumun hayali uzay yolculuklarıydı. İzlediğim filmlerin de etkisiyle ben de gezegenler arası seyahat etme, evrenin en ücra köşelerine ulaşma hayali kurardım. Benim fiziksel dünyanın gerçekleriyle tanışmam belki de 1986 yılında yaşanan Challenger faciasıyla olmuştu. Uzay mekiğinin infilak edişini haber bültenlerinde defalarca izlemiştim. Yaşadığım hayal kırıklığını uzun süre üzerimden atamamıştım.
Bugün bırakın uzak gezegenleri, en yakın olana bile insanlı bir uçuş gerçekleştirebilmiş değil insanlık. Uzay yolculukları ne yazık ki günümüzde hala çok maliyetli ve bir o kadar da tehlikeli bir iş. Pek çok bilim adamı daha farklı ve ucuz yöntemler üzerine çalışmaya devam etse de, bildiğimiz roketli sistemler hala bizi uzaya taşıyan tek yöntem. Bunun sebebi de mekiğin yörüngeye ulaşması için gerekli olan saatte 30000 km.'lik yüksek hız. Ama bu iş işin çok fazla yakıt gerekiyor. Hatta roketin taşıdığı yükten daha ağır olabiliyor yakıt. İşin çıkmaz tarafı da bu ağır yakıtı taşımak için daha da fazla yakıt gerekmesi.
Yapılan hesaplamalar günümüzde uzay seyahatinin kazayla sonuçlanma ihtimalinin 100'de 1 gibi bir oran olduğunu gösteriyor ki bu özellikle ticari uzay uçuşları için çok çok yüksek bir oran.
Uzay endüstrisi geçtiğimiz hafta iki trajik kazayla sarsıldı. İlki NASA'ya ait kargoyu Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaştırması için Virginia'dan fırlatılan Antares roketiydi. Kalkıştan çok kısa bir süre sonra infilak etti. Neyse ki içinde insan yoktu. Antares roketi NASA için çalışan özel bir şirkete aitti.
İkinci kazanın kurbanıysa, bir süredir ciddi şekilde uzay turizmi hayalleri kurulmasını sağlayan Virgin Galactic şirketinin SpaceShip Two uzay mekiğiydi. Mekik test uçuşu sırasında kendisini belli bir yüksekliğe kadar taşıyan WhiteKnight Two uçağından ayrıldıktan kısa bir sonra California civarında çöle düştü. Bir pilot hayatını kaybederken, bir pilot da ağır yaralandı. Kazanın sebebi henüz belli değil. Sebebinin araştırılmasının 1 yıl süreceği tahmin ediliyor. Bu kaza birkaç ay içinde ilk yolcularını uzayın sınırına taşımaya hazırlanan Virgin Galactic'e ciddi bir darbe vurdu.
Uzay endüstrisi konusunda özel sektör uzun yıllardır ciddi yatırımlar yapıyor. Elon Musk'ın "Space X"i, Amazon'un kurucusu Jeff Bezos'un "Blue Origin"i, sizi dev bir balonla uzayın sınırına taşımaya hazırlanan "WorldView" projesi ya da Google ve James Cameron'ın arkasında olduğu "Planetary Resources" bu konuda yapılan önemli çalışmalardan sadece bir kaçı. Ama tüm bu projeler arasında hedefe en çok yaklaşan Virgin'in patronu çılgın milyarder Richard Branson'ın Virgin Galactic'iydi.
Virgin Galactic, 2004 yılında SpaceShip One projesiyle uzayın sınırına insan taşımayı başaran ilk özel girişim olan ve 10milyon dolarlık X-Prize ödülünü kazanan Scaled Composites'a ortak oldu. Branson ortaklığın ardından yaptığı açıklamada 3 yıl içinde ilk ticari uçuşun gerçekleşeceğini söylemişti. Aradan geçen zamanda yaşanan pek çok teknik sorun ve aksaklık uçuşun bu günlere kadar ertelenmesine sebep oldu. Ama Virgin Galactic 2015 yılında ilk aylarında Branson ve çocuklarını atmosferin dışına taşımaya hazırlanıyordu.
Aralarında Angelina Jolie, Brad Pitt, Justin Beiber, Tom Hanks'ın da olduğu yüzlerce de isim iki saatlik uzay yolculuğu için koltuk başına 250.000$ ödeyerek bu efsanevi uçuş için bilet satın almalarına rağmen yaşanan bu kaza büyük bir hayal kırıklığı oldu.
Kazadan sonra bir açıklama yapan Virgin'in patronu Branson isteyen yolcuların ödemelerini iade edebileceklerini ama tahminlerin aksine bu zor yolda ilerlemekten vazgeçmeyeceklerini belirtti. Ne de olsa havacılığın ilk zamanlarında da pek çok kaza yaşanıyordu ama bugün dünyanın en güvenli ulaşım yolu.
Richard Branson iş dünyasının çılgın ve haşarı çocuğu. Uzay yolculuğu gibi altından kalması zor bir işe girmek için biraz cesaret, biraz da çılgınlık gerekiyor. Branson'ın içindeki çocuğun da başladığı işi bitirmeden rahat edeceğini sanmıyorum.
"Dünyayı değiştirebileceğine inanacak kadar deli olanlar, ancak bunu gerçekleştirebilir."
Benim çocukluğumun hayali uzay yolculuklarıydı. İzlediğim filmlerin de etkisiyle ben de gezegenler arası seyahat etme, evrenin en ücra köşelerine ulaşma hayali kurardım. Benim fiziksel dünyanın gerçekleriyle tanışmam belki de 1986 yılında yaşanan Challenger faciasıyla olmuştu. Uzay mekiğinin infilak edişini haber bültenlerinde defalarca izlemiştim. Yaşadığım hayal kırıklığını uzun süre üzerimden atamamıştım.
Bugün bırakın uzak gezegenleri, en yakın olana bile insanlı bir uçuş gerçekleştirebilmiş değil insanlık. Uzay yolculukları ne yazık ki günümüzde hala çok maliyetli ve bir o kadar da tehlikeli bir iş. Pek çok bilim adamı daha farklı ve ucuz yöntemler üzerine çalışmaya devam etse de, bildiğimiz roketli sistemler hala bizi uzaya taşıyan tek yöntem. Bunun sebebi de mekiğin yörüngeye ulaşması için gerekli olan saatte 30000 km.'lik yüksek hız. Ama bu iş işin çok fazla yakıt gerekiyor. Hatta roketin taşıdığı yükten daha ağır olabiliyor yakıt. İşin çıkmaz tarafı da bu ağır yakıtı taşımak için daha da fazla yakıt gerekmesi.
Yapılan hesaplamalar günümüzde uzay seyahatinin kazayla sonuçlanma ihtimalinin 100'de 1 gibi bir oran olduğunu gösteriyor ki bu özellikle ticari uzay uçuşları için çok çok yüksek bir oran.
Uzay endüstrisi geçtiğimiz hafta iki trajik kazayla sarsıldı. İlki NASA'ya ait kargoyu Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaştırması için Virginia'dan fırlatılan Antares roketiydi. Kalkıştan çok kısa bir süre sonra infilak etti. Neyse ki içinde insan yoktu. Antares roketi NASA için çalışan özel bir şirkete aitti.
İkinci kazanın kurbanıysa, bir süredir ciddi şekilde uzay turizmi hayalleri kurulmasını sağlayan Virgin Galactic şirketinin SpaceShip Two uzay mekiğiydi. Mekik test uçuşu sırasında kendisini belli bir yüksekliğe kadar taşıyan WhiteKnight Two uçağından ayrıldıktan kısa bir sonra California civarında çöle düştü. Bir pilot hayatını kaybederken, bir pilot da ağır yaralandı. Kazanın sebebi henüz belli değil. Sebebinin araştırılmasının 1 yıl süreceği tahmin ediliyor. Bu kaza birkaç ay içinde ilk yolcularını uzayın sınırına taşımaya hazırlanan Virgin Galactic'e ciddi bir darbe vurdu.
Uzay endüstrisi konusunda özel sektör uzun yıllardır ciddi yatırımlar yapıyor. Elon Musk'ın "Space X"i, Amazon'un kurucusu Jeff Bezos'un "Blue Origin"i, sizi dev bir balonla uzayın sınırına taşımaya hazırlanan "WorldView" projesi ya da Google ve James Cameron'ın arkasında olduğu "Planetary Resources" bu konuda yapılan önemli çalışmalardan sadece bir kaçı. Ama tüm bu projeler arasında hedefe en çok yaklaşan Virgin'in patronu çılgın milyarder Richard Branson'ın Virgin Galactic'iydi.
Virgin Galactic, 2004 yılında SpaceShip One projesiyle uzayın sınırına insan taşımayı başaran ilk özel girişim olan ve 10milyon dolarlık X-Prize ödülünü kazanan Scaled Composites'a ortak oldu. Branson ortaklığın ardından yaptığı açıklamada 3 yıl içinde ilk ticari uçuşun gerçekleşeceğini söylemişti. Aradan geçen zamanda yaşanan pek çok teknik sorun ve aksaklık uçuşun bu günlere kadar ertelenmesine sebep oldu. Ama Virgin Galactic 2015 yılında ilk aylarında Branson ve çocuklarını atmosferin dışına taşımaya hazırlanıyordu.
Aralarında Angelina Jolie, Brad Pitt, Justin Beiber, Tom Hanks'ın da olduğu yüzlerce de isim iki saatlik uzay yolculuğu için koltuk başına 250.000$ ödeyerek bu efsanevi uçuş için bilet satın almalarına rağmen yaşanan bu kaza büyük bir hayal kırıklığı oldu.
Kazadan sonra bir açıklama yapan Virgin'in patronu Branson isteyen yolcuların ödemelerini iade edebileceklerini ama tahminlerin aksine bu zor yolda ilerlemekten vazgeçmeyeceklerini belirtti. Ne de olsa havacılığın ilk zamanlarında da pek çok kaza yaşanıyordu ama bugün dünyanın en güvenli ulaşım yolu.
Richard Branson iş dünyasının çılgın ve haşarı çocuğu. Uzay yolculuğu gibi altından kalması zor bir işe girmek için biraz cesaret, biraz da çılgınlık gerekiyor. Branson'ın içindeki çocuğun da başladığı işi bitirmeden rahat edeceğini sanmıyorum.
"Dünyayı değiştirebileceğine inanacak kadar deli olanlar, ancak bunu gerçekleştirebilir."
SON DAKİKA
