Dijitalleşmenin en büyük darbe vurduğu sektörlerden biri müzik. Hızla gelişen teknolojiye hazırlıksız yakalan, uzun bir süre dijitalleşmenin getirdiği dönüşümü reddeden müzik sektörü ciddi anlamda ekonomik zarara uğradı. Korsanla başa çıkamadı, gelirler azaldı, belki pek çok genç yetenek adını duyuramadan piyasadan silinip gitti.
CD satışlarının ciddi anlamda azaldığı sektöre son dönemde yasal dijital müzik platformları yavaş yavaş nefes aldırmaya başladı. Spotify ve Apple Music'in başını çektiği çevrimiçi müzik platformlarının rekabetine geçtiğimiz günlerde Youtube Müzik de dahil oldu.
Ancak Adele'in geçen hafta başı yayınladığı yeni albümü "25"i dijital platformlarda yayınlamama kararı alması sektörü bir anda tekrar altüst etti. "Artık CD almanın eski moda bir alışkanlığa dönüşmeye başladığı ve müzik sektörünün geleceğinin dijital platformlar olduğunu" iddia eden ben dahil pek çok kişi bir anda ofsayta düştü.
Çünkü Adele'in yeni albümü "25" sadece Amerika'da bir hafta içinde 3 milyondan fazla satış rakamına ulaşarak tüm zamanların -ilk hafta satış- rekorunu kırdı. Bundan önceki rekor 2000 yılında 2.4 milyon kopya satan NSYNC'in "No Strings Attached" albümüne aitti.
Aslında Adele albümünü müzik platformları dışında tutan ilk isim değil. Daha önce Beyonce kendi adını taşıyan albümünün bir yıla yakın Spotify'da yer almasına izin vermemişti. Taylor Swift'se sadece son albümü 1989'un Spotify'da yer almasına izin vermemekle kalmadı, tüm şarkılarını dijital platformdan çıkarttı.
Bu isimlerin albümlerinin dijital platformlarda yer almasına izin vermemelerinin sebebi, buralardan edindikleri telif haklarını yeterli bulmamaları ve CD satışından daha fazla gelir etmeleri. Bir kaç ay önce yazdığım bir yazımda Spotify'ın sanatçılara nasıl telif ödemesi yaptığını detaylı anlatmıştım. Bu sistemin de müzik sektörünün geleceği olabileceğini, sektörü düzlüğe çıkarabileceğini belirtmiştim.
Ancak asıl sorun elde edilen telif gelirlerinin yeterince adilce dağıtılmaması olarak görülüyor. Nitekim söz yazarları, besteciler bu paydan nerdeyse hiçbir şey kazanamazken, aslan payını yapım ve dağıtım şirketleri elde ediyorlar.
Şüphesiz Beyonce de, Taylor Swift de, Adele de yaptıkları bu manevralarla ciddi CD satış rakamlarına ulaştılar ve önemli de bir gelir elde ettiler. Ancak sektörün yeniden bu yöne evirileceğini düşünmek hayalden başka bir şey olmaz. Dijital platformlar bugün pek çok yeni grubun keşfedilmesine olanak sağlamakta. Ancak büyük yıldızlar olmazsa, bu platformlar da ayakta duramaz. Nitekim Adele de, Taylor Swift de şarkılarını Spotify dışında tutarak, dijital platforma zor zamanlar yaşatıyorlar.
Bugün sektörün bir araya gelip sistemi sürdürülebilir kılmanın yollarını bulması şart. Öncelikle elde edilen telif gelirlerinin daha adil dağıtılmasının sağlanması gerekiyor. Youtube Müzik'in de piyasaya girmesiyle rekabetin iyice arttığı platformların da hem gelirlerini artırmanın farklı yollarını bulmaları, hem de ödedikleri telif ücretlerini gözden geçirmeleri gerekiyor.
Sinema sektöründeki vizyon sonrası DVD, şifreli kanallar ardından açık kanallar sıralaması tarzı bir sistem de belki işe yarayabilir. Yani ciddi satış rakamına ulaşabileceği düşünülen albümler önce CD ve plak olarak piyasaya sürülür. Birkaç ay sonra I-Tunes gibi dijital downloada imkan veren platformlarda yer alır. Ardından çevrimiçi dijital platformların Premium (aylık ödeme yapan) üyelerine açık olur, en son da tüm kullanıcılara ulaşır. Bu gibi bir sistemin oturtulması, dinleyicilerin de kafa karışıklığını ortadan kaldırır, korsana yönelmesini de engelleyebilir.
Dijital müzik ve korsan paylaşımın ilk çıktığı yıllarda Napster'ın getirdiği değişimi anlamak, onunla ortaklık kurmak yerine onu batırmayı seçen sektör, geleceği göremedi. Kendisi kaybetti. Bugün de benzer bir anlayış ortaya konursa bu işten kaybeden sadece dijital platformlar değil, tüm sektör olacaktır.
Adele'in bugün kazanan tarafta olduğu kesin. Ama gelecekte kendisi de bu kararın altında ezilebilir.
Dijitalleşmenin en büyük darbe vurduğu sektörlerden biri müzik. Hızla gelişen teknolojiye hazırlıksız yakalan, uzun bir süre dijitalleşmenin getirdiği dönüşümü reddeden müzik sektörü ciddi anlamda ekonomik zarara uğradı. Korsanla başa çıkamadı, gelirler azaldı, belki pek çok genç yetenek adını duyuramadan piyasadan silinip gitti.
CD satışlarının ciddi anlamda azaldığı sektöre son dönemde yasal dijital müzik platformları yavaş yavaş nefes aldırmaya başladı. Spotify ve Apple Music'in başını çektiği çevrimiçi müzik platformlarının rekabetine geçtiğimiz günlerde Youtube Müzik de dahil oldu.
Ancak Adele'in geçen hafta başı yayınladığı yeni albümü "25"i dijital platformlarda yayınlamama kararı alması sektörü bir anda tekrar altüst etti. "Artık CD almanın eski moda bir alışkanlığa dönüşmeye başladığı ve müzik sektörünün geleceğinin dijital platformlar olduğunu" iddia eden ben dahil pek çok kişi bir anda ofsayta düştü.
Çünkü Adele'in yeni albümü "25" sadece Amerika'da bir hafta içinde 3 milyondan fazla satış rakamına ulaşarak tüm zamanların -ilk hafta satış- rekorunu kırdı. Bundan önceki rekor 2000 yılında 2.4 milyon kopya satan NSYNC'in "No Strings Attached" albümüne aitti.
Aslında Adele albümünü müzik platformları dışında tutan ilk isim değil. Daha önce Beyonce kendi adını taşıyan albümünün bir yıla yakın Spotify'da yer almasına izin vermemişti. Taylor Swift'se sadece son albümü 1989'un Spotify'da yer almasına izin vermemekle kalmadı, tüm şarkılarını dijital platformdan çıkarttı.
Bu isimlerin albümlerinin dijital platformlarda yer almasına izin vermemelerinin sebebi, buralardan edindikleri telif haklarını yeterli bulmamaları ve CD satışından daha fazla gelir etmeleri. Bir kaç ay önce yazdığım bir yazımda Spotify'ın sanatçılara nasıl telif ödemesi yaptığını detaylı anlatmıştım. Bu sistemin de müzik sektörünün geleceği olabileceğini, sektörü düzlüğe çıkarabileceğini belirtmiştim.
Ancak asıl sorun elde edilen telif gelirlerinin yeterince adilce dağıtılmaması olarak görülüyor. Nitekim söz yazarları, besteciler bu paydan nerdeyse hiçbir şey kazanamazken, aslan payını yapım ve dağıtım şirketleri elde ediyorlar.
Şüphesiz Beyonce de, Taylor Swift de, Adele de yaptıkları bu manevralarla ciddi CD satış rakamlarına ulaştılar ve önemli de bir gelir elde ettiler. Ancak sektörün yeniden bu yöne evirileceğini düşünmek hayalden başka bir şey olmaz. Dijital platformlar bugün pek çok yeni grubun keşfedilmesine olanak sağlamakta. Ancak büyük yıldızlar olmazsa, bu platformlar da ayakta duramaz. Nitekim Adele de, Taylor Swift de şarkılarını Spotify dışında tutarak, dijital platforma zor zamanlar yaşatıyorlar.
Bugün sektörün bir araya gelip sistemi sürdürülebilir kılmanın yollarını bulması şart. Öncelikle elde edilen telif gelirlerinin daha adil dağıtılmasının sağlanması gerekiyor. Youtube Müzik'in de piyasaya girmesiyle rekabetin iyice arttığı platformların da hem gelirlerini artırmanın farklı yollarını bulmaları, hem de ödedikleri telif ücretlerini gözden geçirmeleri gerekiyor.
Sinema sektöründeki vizyon sonrası DVD, şifreli kanallar ardından açık kanallar sıralaması tarzı bir sistem de belki işe yarayabilir. Yani ciddi satış rakamına ulaşabileceği düşünülen albümler önce CD ve plak olarak piyasaya sürülür. Birkaç ay sonra I-Tunes gibi dijital downloada imkan veren platformlarda yer alır. Ardından çevrimiçi dijital platformların Premium (aylık ödeme yapan) üyelerine açık olur, en son da tüm kullanıcılara ulaşır. Bu gibi bir sistemin oturtulması, dinleyicilerin de kafa karışıklığını ortadan kaldırır, korsana yönelmesini de engelleyebilir.
Dijital müzik ve korsan paylaşımın ilk çıktığı yıllarda Napster'ın getirdiği değişimi anlamak, onunla ortaklık kurmak yerine onu batırmayı seçen sektör, geleceği göremedi. Kendisi kaybetti. Bugün de benzer bir anlayış ortaya konursa bu işten kaybeden sadece dijital platformlar değil, tüm sektör olacaktır.
Adele'in bugün kazanan tarafta olduğu kesin. Ama gelecekte kendisi de bu kararın altında ezilebilir.