Canlı Yayın
Yıldız Savaşları artık sadece bir film değil. Bir yaşam biçimi, dev bir endüstri, hatta kimine göre bir din. Gelin “Star Wars” evrenine bir yolculuk yapalım ve detaylarına birlikte bakalım.
Her şey bundan 44 yıl önce başladı. 1971’de Yıldız Savaşları’nın ilk fikrini karalayan ve daha önce sadece 2 film yönetmiş bir çılgın adam etrafındakileri bir hayale inandırdı. Aslında başta çok da inandıramadı. İkinci filmi American Graffiti 1973’te iyi bir başarı yakalayıp önemli Oscar adaylıkları alınca yapım şirketi FOX, fikre çok inanmasa da “Yıldız Savaşları” filmine onay verdi. Günümüzün bütçelerine oranla çok komik bir rakam, 8,5 milyon dolar bütçe verildi. Film bütçeyi biraz aşsa da sonunda 11 milyon dolara tamamlandı.
Aslında başta filmin kabul edilmesini engelleyecek çok fazla unsur vardı. Pek çok kişiye çocuk filmi gibi gelen bir Uzay Westerni hikayesi, pek de tanınmamış başrol oyuncuları, garip robotlar, yaratıklar vs… O dönemde kulağa bir başyapıt gibi gelmiyordu. Filmin oyuncuları bile fazla bir başarı beklemiyordu.
Daha önceki filmi için 150bin dolarlık yönetmenlik kaşesi alan George Lucas, bu sefer kendisine 500bin dolar öneren yapım şirketi FOX’a, karşı bir teklifle gitti. “Siz bana yine 150bin dolar verin ama bunun karşılığında filmin tüm ticari eşya(oyuncak, t-shirt, kalem vs…) satış hakları benim olsun” dedi. Üstelik film başarılı olursa gelecek tüm devam filmleri için de bu anlaşma geçerli olacaktı. Filme çok da inanmayan FOX yöneticileri bu teklifi hemen kabul etti. Sonrasını söylemeye gerek var mı? Rakamsal karşılığına biraz sonra bakalım…
Yıldız Savaşları vizyona girdiği 1977’de inanılmaz bir başarı elde etti. Günümüze kadar sadece bu ilk film enflasyon oranı da hesaplanınca 2,5 milyar dolarlık bir gişe hasılatı elde etti. (11 milyon dolara mal olan bir filmden bahsettiğimizi hatırlatayım.) 10 dalda Oscar adayı oldu.
Ardından çekilen devam filmleri, milyonlarca adet satılan oyuncakları, kostümleri, süs eşyaları, televizyon dizileri, video oyunları, kitapları, posterleri derken özellikle 80’lerde çocuk olan bir kuşak Yıldız Savaşları’yla büyüdü.
2005 yılında vizyona giren, seride üçüncü ama yapım sırasında altıncı ve son film “Sith’in İntikamı” 1977’de başlayan hikâyeyi sonlandırdı ve Yıldız Savaşları serisi sessizliğe gömüldü.
Derken 2012 yılında Disney büyük bir sürpriz yaparak George Lucas’ın şirketi LucasArt’ı ve Star Wars’un tüm haklarını 4.1 milyar dolara satın aldı. Ardından da öncelikle serinin üç devam filminin geleceğini, hatta ayrıca yan hikâyeler anlatan başka “Yıldız Savaşları” filmleri olacağını açıkladı. Buna göre 2019 yılına kadar –her yıl bir adet olmak üzere- tam beş yeni “Yıldız Savaşları” filmi vizyona girecek. Bu kadar çok film serinin kalitesinde yavanlık yaratır mı o bilinmez, ama şüphesiz milyonlarca “Yıldız Savaşları” hayranı şu aralar heyecanla 17 Aralık’ı bekliyor.
Gelin “Yıldız Savaşları” hakkında az bilinen(fanatik hayranları mutlaka biliyordur ama) bazı ilginç anekdotlara bakalım;
İlk üçlemenin ana karakteri Luke’un soyadı çekimler başlayana kadar “Starkiller”dı, ama daha sonra bir Jedi’ya yakıştırılamayan soyadı “Skywalker” olarak değiştirildi.
Beşinci bölüm “İmparatorun Dönüşü” çekilmeden kısa bir süre önce Luke Skywalker’ı canlandıran Mark Hamill bir trafik kazası geçirdi ve yüzünden yaralandı. Yüzündeki yarayı mantıklı kılmak için filmin başına, Luke’un Wampa isimli yaratık tarafından yaralandığı o ünlü sahne eklendi.
Yoda karakterini en başta bir maymunun oynaması planlanıyordu. Sonra neyse ki Frank Oz ortaya çıktı. Hem yönetmen ve oyuncu, hem de bir kukla ustası olan Frank Oz, 4-5-6 ve 1. bölümde Yoda’yı kukla olarak yönetti ve seslendirdi. 2. ve 3. filmde Yoda karakteri bilgisayar efektleriyle yaratıldı.
Altıncı bölüm “Jedi’ın Dönüşü”nün adı uzun süre “Jedi’ın İntikamı”ydı. Hatta bu şekilde posterler bile basıldı ama ardından “Jedi intikam almaz” tepkileri üzerine isim değiştirildi.
Altı filmin hepsinde geçen bir replik var; “I have a bad feeling about this”. “İçimde kötü bir his var” repliği farklı karakterler tarafından her filmde bir kez dile getiriliyor.
John Williams tarafından seslendirilen ve En İyi Film Müziği Oscarı kazanan “Yıldız Savaşları” tema müziği, Amerikan Film Enstitüsü tarafından “Tüm Zamanların En İyi Film Müziği” seçildi.
Amerika’da serinin tüm filmleri George Lucas’ın doğum günü olan 14 Mayıs’tan bir hafta sonra vizyona girdi.
Gelelim George Lucas’ın dahi fikrinin sonucuna; gişe hasılatları bir yana, ilk film sadece 1977-1978 yıllarında 100 milyon dolarlık oyuncak geliri elde etti. Bugün tüm gişe hasılatları, lisanslama, VHS-DVD hakları, bilgisayar oyunları, oyuncak, süs, kitap satışları vs.. derken 2015 itibarıyla 27milyar dolarlık bir hasılattan bahsediyoruz. Buradan Disney’e satışla beraber George Lucas’ın en azından 7milyar dolarlık bir kazanç elde ettiği tahmin ediliyor.
GÜÇ UYANIYOR
Sıra geldi yeni filme. “Güç Uyanıyor” ilk üçleme, yani 4-5-6. bölümlerin devamı niteliğinde. Dolayısıyla özlediğimiz karakterler Luke Skywalker, Han Solo, Prenses Leia, Chewbacca’yla yeniden buluşacağız. Fenomen ikili R2-D2 ve C3PO yine bizlerle olacak. Yanı sıra yeni karakterler Kylo Ren, Poe Dameron, Rey ve Finn karakterleriyle tanışacağız. Filmin yönetmeni de bizi efsane dizi “Lost”la tanıştıran J.J. Abrams.
Yukarıdaki resmi posterde tüm bu karakterleri görebiliyoruz ama sadece biri eksik. Fragmanlarda da hiç göremediğimiz Luke Skywalker ortada yok. Aslında bir fragmanda R2-D2’ya uzanan mekanik siyah bir el görüyoruz ve muhtemelen o Luke’un eli. Ama yönetmen J.J. Abrams onu neden bu kadar gizemli tutuyor göreceğiz.
Belki de filmin en heyecanlı yanlarından biri ilk üçlemenin uzay gemileriyle tekrar buluşacak olmamız; Millenium Falcon, X-Wing’ler, Tie Fighter’lar, yepyeni bir Ölüm Yıldızı vs…
Filmin ana karakterlerinden biri Daisy Ridley’nin canlandırdığı Rey karakteri. Fragmanda da vurgulandığı üzere “Kimdir bu Rey?” Luke’ın kızı olabilir mi? Ya da Han ve Leia’nın?
Bir diğer yeni karakter, John Boyega’nın canlandırdığı Finn. Anlaşıldığı kadarıyla bir İmparatorluk askeriyken bir şekilde isyancılara katılıyor.
Bir mendilin üzerine taslak bir çizim olarak başlayan ve daha film vizyona girmeden fenomen haline gelen bir robot; BB-8’le de tanışıyoruz. R2-D2 ve C3PO’nun ardından serinin yeni yıldızı olacak gibi gözüküyor.
Birinci bölümde tanıştığımız ama tüm serinin en sevilmeyen karakteri haline gelen Jar Jar Binks ise, yeni filmde olmayacak.
Filmde yaşanacaklarla ilgili pek çok dedikodu dolaşıyor ama aslında ne olacağını kimse tam olarak bilmiyor. Bana sorarsanız bu yeni başlangıçta biraz karanlık bir hikâyeyle karşılaşacağız.
“Star Wars” evreniyle ilgili yazacak o kadar çok bilgi, detay, hikâye var ki buraya sığmaz. Dolayısıyla burada bir son verip filmi bekleyelim.
Aşağıdaki fragmanda Han Solo’nun da heyecanını paylaştığı gibi;
Chewy, eve döndük!
Yıldız Savaşları artık sadece bir film değil. Bir yaşam biçimi, dev bir endüstri, hatta kimine göre bir din. Gelin “Star Wars” evrenine bir yolculuk yapalım ve detaylarına birlikte bakalım.
Her şey bundan 44 yıl önce başladı. 1971’de Yıldız Savaşları’nın ilk fikrini karalayan ve daha önce sadece 2 film yönetmiş bir çılgın adam etrafındakileri bir hayale inandırdı. Aslında başta çok da inandıramadı. İkinci filmi American Graffiti 1973’te iyi bir başarı yakalayıp önemli Oscar adaylıkları alınca yapım şirketi FOX, fikre çok inanmasa da “Yıldız Savaşları” filmine onay verdi. Günümüzün bütçelerine oranla çok komik bir rakam, 8,5 milyon dolar bütçe verildi. Film bütçeyi biraz aşsa da sonunda 11 milyon dolara tamamlandı.
Aslında başta filmin kabul edilmesini engelleyecek çok fazla unsur vardı. Pek çok kişiye çocuk filmi gibi gelen bir Uzay Westerni hikayesi, pek de tanınmamış başrol oyuncuları, garip robotlar, yaratıklar vs… O dönemde kulağa bir başyapıt gibi gelmiyordu. Filmin oyuncuları bile fazla bir başarı beklemiyordu.
Daha önceki filmi için 150bin dolarlık yönetmenlik kaşesi alan George Lucas, bu sefer kendisine 500bin dolar öneren yapım şirketi FOX’a, karşı bir teklifle gitti. “Siz bana yine 150bin dolar verin ama bunun karşılığında filmin tüm ticari eşya(oyuncak, t-shirt, kalem vs…) satış hakları benim olsun” dedi. Üstelik film başarılı olursa gelecek tüm devam filmleri için de bu anlaşma geçerli olacaktı. Filme çok da inanmayan FOX yöneticileri bu teklifi hemen kabul etti. Sonrasını söylemeye gerek var mı? Rakamsal karşılığına biraz sonra bakalım…
Yıldız Savaşları vizyona girdiği 1977’de inanılmaz bir başarı elde etti. Günümüze kadar sadece bu ilk film enflasyon oranı da hesaplanınca 2,5 milyar dolarlık bir gişe hasılatı elde etti. (11 milyon dolara mal olan bir filmden bahsettiğimizi hatırlatayım.) 10 dalda Oscar adayı oldu.
Ardından çekilen devam filmleri, milyonlarca adet satılan oyuncakları, kostümleri, süs eşyaları, televizyon dizileri, video oyunları, kitapları, posterleri derken özellikle 80’lerde çocuk olan bir kuşak Yıldız Savaşları’yla büyüdü.
2005 yılında vizyona giren, seride üçüncü ama yapım sırasında altıncı ve son film “Sith’in İntikamı” 1977’de başlayan hikâyeyi sonlandırdı ve Yıldız Savaşları serisi sessizliğe gömüldü.
Derken 2012 yılında Disney büyük bir sürpriz yaparak George Lucas’ın şirketi LucasArt’ı ve Star Wars’un tüm haklarını 4.1 milyar dolara satın aldı. Ardından da öncelikle serinin üç devam filminin geleceğini, hatta ayrıca yan hikâyeler anlatan başka “Yıldız Savaşları” filmleri olacağını açıkladı. Buna göre 2019 yılına kadar –her yıl bir adet olmak üzere- tam beş yeni “Yıldız Savaşları” filmi vizyona girecek. Bu kadar çok film serinin kalitesinde yavanlık yaratır mı o bilinmez, ama şüphesiz milyonlarca “Yıldız Savaşları” hayranı şu aralar heyecanla 17 Aralık’ı bekliyor.
Gelin “Yıldız Savaşları” hakkında az bilinen(fanatik hayranları mutlaka biliyordur ama) bazı ilginç anekdotlara bakalım;
İlk üçlemenin ana karakteri Luke’un soyadı çekimler başlayana kadar “Starkiller”dı, ama daha sonra bir Jedi’ya yakıştırılamayan soyadı “Skywalker” olarak değiştirildi.
Beşinci bölüm “İmparatorun Dönüşü” çekilmeden kısa bir süre önce Luke Skywalker’ı canlandıran Mark Hamill bir trafik kazası geçirdi ve yüzünden yaralandı. Yüzündeki yarayı mantıklı kılmak için filmin başına, Luke’un Wampa isimli yaratık tarafından yaralandığı o ünlü sahne eklendi.
Yoda karakterini en başta bir maymunun oynaması planlanıyordu. Sonra neyse ki Frank Oz ortaya çıktı. Hem yönetmen ve oyuncu, hem de bir kukla ustası olan Frank Oz, 4-5-6 ve 1. bölümde Yoda’yı kukla olarak yönetti ve seslendirdi. 2. ve 3. filmde Yoda karakteri bilgisayar efektleriyle yaratıldı.
Altıncı bölüm “Jedi’ın Dönüşü”nün adı uzun süre “Jedi’ın İntikamı”ydı. Hatta bu şekilde posterler bile basıldı ama ardından “Jedi intikam almaz” tepkileri üzerine isim değiştirildi.
Altı filmin hepsinde geçen bir replik var; “I have a bad feeling about this”. “İçimde kötü bir his var” repliği farklı karakterler tarafından her filmde bir kez dile getiriliyor.
John Williams tarafından seslendirilen ve En İyi Film Müziği Oscarı kazanan “Yıldız Savaşları” tema müziği, Amerikan Film Enstitüsü tarafından “Tüm Zamanların En İyi Film Müziği” seçildi.
Amerika’da serinin tüm filmleri George Lucas’ın doğum günü olan 14 Mayıs’tan bir hafta sonra vizyona girdi.
Gelelim George Lucas’ın dahi fikrinin sonucuna; gişe hasılatları bir yana, ilk film sadece 1977-1978 yıllarında 100 milyon dolarlık oyuncak geliri elde etti. Bugün tüm gişe hasılatları, lisanslama, VHS-DVD hakları, bilgisayar oyunları, oyuncak, süs, kitap satışları vs.. derken 2015 itibarıyla 27milyar dolarlık bir hasılattan bahsediyoruz. Buradan Disney’e satışla beraber George Lucas’ın en azından 7milyar dolarlık bir kazanç elde ettiği tahmin ediliyor.
GÜÇ UYANIYOR
Sıra geldi yeni filme. “Güç Uyanıyor” ilk üçleme, yani 4-5-6. bölümlerin devamı niteliğinde. Dolayısıyla özlediğimiz karakterler Luke Skywalker, Han Solo, Prenses Leia, Chewbacca’yla yeniden buluşacağız. Fenomen ikili R2-D2 ve C3PO yine bizlerle olacak. Yanı sıra yeni karakterler Kylo Ren, Poe Dameron, Rey ve Finn karakterleriyle tanışacağız. Filmin yönetmeni de bizi efsane dizi “Lost”la tanıştıran J.J. Abrams.
Yukarıdaki resmi posterde tüm bu karakterleri görebiliyoruz ama sadece biri eksik. Fragmanlarda da hiç göremediğimiz Luke Skywalker ortada yok. Aslında bir fragmanda R2-D2’ya uzanan mekanik siyah bir el görüyoruz ve muhtemelen o Luke’un eli. Ama yönetmen J.J. Abrams onu neden bu kadar gizemli tutuyor göreceğiz.
Belki de filmin en heyecanlı yanlarından biri ilk üçlemenin uzay gemileriyle tekrar buluşacak olmamız; Millenium Falcon, X-Wing’ler, Tie Fighter’lar, yepyeni bir Ölüm Yıldızı vs…
Filmin ana karakterlerinden biri Daisy Ridley’nin canlandırdığı Rey karakteri. Fragmanda da vurgulandığı üzere “Kimdir bu Rey?” Luke’ın kızı olabilir mi? Ya da Han ve Leia’nın?
Bir diğer yeni karakter, John Boyega’nın canlandırdığı Finn. Anlaşıldığı kadarıyla bir İmparatorluk askeriyken bir şekilde isyancılara katılıyor.
Bir mendilin üzerine taslak bir çizim olarak başlayan ve daha film vizyona girmeden fenomen haline gelen bir robot; BB-8’le de tanışıyoruz. R2-D2 ve C3PO’nun ardından serinin yeni yıldızı olacak gibi gözüküyor.
Birinci bölümde tanıştığımız ama tüm serinin en sevilmeyen karakteri haline gelen Jar Jar Binks ise, yeni filmde olmayacak.
Filmde yaşanacaklarla ilgili pek çok dedikodu dolaşıyor ama aslında ne olacağını kimse tam olarak bilmiyor. Bana sorarsanız bu yeni başlangıçta biraz karanlık bir hikâyeyle karşılaşacağız.
“Star Wars” evreniyle ilgili yazacak o kadar çok bilgi, detay, hikâye var ki buraya sığmaz. Dolayısıyla burada bir son verip filmi bekleyelim.
Aşağıdaki fragmanda Han Solo’nun da heyecanını paylaştığı gibi;
Chewy, eve döndük!
SON DAKİKA
