hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Cizre Bohtan Beyi Bedirhan'ın sürgün yılları

    Cizre Bohtan Beyi Bedirhanın sürgün yılları
    expand

    "Cizre-Bohtan Beyi Bedirhan: Direniş ve İsyan Yılları" adlı kitabıyla, Kürt sorununun Osmanlı İmparatorluğu'ndaki köklerine eğilen Ahmet Kardam'ın, devamı niteliğindeki kitabı "Cizre-Bohtan Beyi Bedirhan: Sürgün Yılları"nı, Dipnot Yayınları okurla buluşturdu.

    Ahmet Kardam'ın eriştiği arşiv belgelerine dayanarak yazdığı titiz bir çalışmanın ürünü olan bu kitap, önceki ciltte isyan ve direniş sürecini irdelediği Bedirhan Bey'in, bu kez de başlattığı ayaklanmanın 1847'deki yenilgisiyle başlayıp 1869'da Şam'da ölümüyle sona eren 22 yıllık esaret ve sürgün hayatına ışık tutuyor.

    Kürt bölgelerinin özerkliğinin ortadan kaldırılarak Osmanlı merkezi yönetimine bağlaması girişimlerine karşı bir direnç olarak ortaya çıkmış olan Bedirhan ayaklanması, giderek federe bir Kürt devleti kurmayı hedeflemiş ve bu hedefin arkasına tarihin gördüğü en geniş Kürt ittifakını almıştır.

    Ahmet Kardam'ın Mir Bedirhan'la ilgili bu iki ciltlik çalışması, bugün Kürt sorununu anlamak ve 19. yüzyılda Kürt-Osmanlı ilişkilerini kavramak bakımından değerli bir kaynak niteliğinde.
    Cizre-Bohtan Beyi Bedirhan: Sürgün YıllarıAhmet Kardam
    Sayfa: 302
    Fiyat: 20 TL
    Konu: Araştırma İnceleme

    İsmail Beşikçi'den kapak yazısı

    Kitabın, İsmail Beşikçi'nin yazdığı arka kapak yazısı şöyle:

    "Kürd bölgelerindeki özerk yapıyı bozup dağıtmak, bölgeyi tamamen merkeze bağlamak, Osmanlı Yönetimi'nin çok önemli bir çabası olmuştur. Sadrazam Mustafa Reşit Paşa'nın merkezi devlet bilinci bu konuda çok belirleyicidir. 19. Yüzyılın ilk yarısında ve ortalarında Osmanlı'nın beka sorunu, merkezi devlet anlayışının yaşama geçmesini gerekli kılmaktadır. Kürd bölgelerindeki özerk, otonom yapının korunmasını ve güçlendirilmesini amaçlayan her düşünceyi ve eylemi, Osmanlı yönetimi kendisi için tehdit saymaktadır. Bu çaba içindeki Kürd beylerinin etkisiz hale getirilip sürgüne gönderilmesi çok önemli bir operasyondur. Sürgünlerle birlikte Kürd beylerinin mallarına el konulması, sürgünlerden dönüşün söz konusu bile edilmemesi, Osmanlı'daki beka bilincinin önemli unsurları olmaktadır. Bu çerçevede, mallarına mülklerine tamamen el konan, mülksüzleştirilen Kürd beylerine çok küçük bir maaş bağlanması, onların bu yolla devlete muhtaç kılınması, beka bilincinin yine önemli bir unsuru olmaktadır. Cizre-Bohtan Beyi Bedirhan kitabının birinci cildinde, Mir Bedirhan'ın Hiristiyan Nasturilere karşı düzenlediği katliam anlatılıyordu. Girit'teki sürgün yıllarında, 1858'de, gerçekleşen bir Hiristiyan direnişinde, Mir Bedirhan'ın, Hıristiyanları korumaya çalıştığını, Müslümanlar tarafından linç edilmek istenen bir Hiristiyan gencini kurtarma yönünde girişimlerde bulunduğunu görüyoruz. Bunu, Mir Bedirhan'ın zihninde gelişen bir aydınlanma olarak değerlendirmek mümkündür. Ahmet Kardam'ın, Mir Bedirhan'la ilgili iki ciltlik bu çalışması, 19. Yüzyılda Kürd-Osmanlı ilişkilerini kavramak bakımından değerli bir kaynak niteliğindedir."  

    "Cizre-Bohtan Beyi Bedirhan- Sürgün Yılları" kitabıyla birlikte okura bir de CD sunuluyor. CD'de yazarın Osmanlı Arşivi'nden bulup günyüzüne çıkardığı ve Yücel Demirel tarafından Türkçeleriyle birlikte transkripsiyonu yapılan yüzlerce sayfa belge bulunuyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow