hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ekmel Ertan ile "Bağımsız Yapılar ve Sanat Yönetimi"

    Ekmel Ertan ile Bağımsız Yapılar ve Sanat Yönetimi
    expand

    Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde "Sanat Yönetimi Üzerine Konuşmalar" tüm hızıyla devam ediyor.

    Sanat yönetiminde uluslararası kurallar ve Türkiye'de gelişmekte olan sanat yönetimi koşullarının tartışıldığı, Masumiyet Müzesi Direktörü Esra A. Aysun'un yönetimindeki toplantıların mayıs ayındaki konu başlığı "Bağımsız Yapılar ve Sanat Yönetimi".

    8 Mayıs Çarşamba günü, saat 18.30'daki dördüncü ve son toplantının konuğu ise BIS/amberPlatform'dan Ekmel Ertan.

    Kültür yönetimi alanında eğitmenlik yapan ve güncel sanat alanında danışman ve yönetici olarak çalışan, Masumiyet Müzesi Direktörü Esra A. Aysun'un yönetimindeki "Sanat Yönetimi Üzerine Konuşmalar" adlı söyleşi dizisinin ilki "Devlet ve Sanat Yönetimi" başlığıyla Şubat ayında gerçekleşti.

    Koç Üniversitesi'nin Beyoğlu'ndaki Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi'nde (ANAMED) gerçekleştirilen toplantılarda bugüne dek her ay farklı isimlerle farklı başlıklar masaya yatırıldı. Toplantıların 8 Mayıs Çarşamba günü, saat 18.30'da başlayacak son bölümünde BIS/amberPlatform'dan Ekmel Ertan'la "Bağımsız Yapılar ve Sanat Yönetimi" tartışılacak.

    Ağırlıklı olarak, 1980 sonrası tüm dünyada gözlemlenen ve etkisini gösteren ve "sanatın şirketleşmesi" olarak da tanımlanan, sanat kurumlarında ve sanat üretiminde oluşan değişim, artık günümüz Türkiye'sinde, 2000 sonrası İstanbulu'nda oluşan kültürel hareketlenme için de sık sık telaffuz ediliyor.

    Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kültür politikaları çerçevesinde yapılandırıldıktan sonra yalnızlığa terk edilen sanat üretimi, tüm dünya ile paralel olarak 1980 sonrasında gittikçe özel sektör girişimciliği ile şekillenirken daha önce sanat üretiminin içerisinde olmayan yeni bir terminoloji ile de tanışmış oldu.

    Daha çok "sanat işletmeciliği" olarak bahsi geçen ve şirketlerin işletmecilik kültürünün sanat kurumlarına benimsettiği bir model olarak anılan "sanat yönetimi" Türkiye'de üzerine çok da konuşulmamış bir alan. Son dönemde İstanbul'un kültür kurumları, mimari yapılandırılmaları, sponsor yatırımcılara çekici vitrinler olarak sunulmaları ya da sanatçılarla aralarında oluşan dil farklılıkları ile tartışılırken, varlıklarını sanat yönetimi alanında nasıl sürdürdükleri ise hiç konuşulmadı.

    Bu konuşma serisinin amacı da tam da böyle bir dönemde devlet, yerel yönetim, özel sektör ve bağımsız girişimlerle kurulan ve sürdürülen yapılara bakarak, bu alanlardaki kurumlarda var olan ya da hakkında araştıran, yazan ve üreten profesyonellere mikrofonu uzatarak "sanat yönetiminin" sahip olduğu kötü şöhrete bir açıklık getirmek. Kültür kurumlarının nasıl sürdürülebileceğini, bunun için nasıl bir yönetim modeli uygulamakla yükümlü olduklarını tartışabilmek.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow