Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) obeziteyi vücuttaki yağ oranının aşırılığı olarak tanımladığını, bu noktadan bakıldığında, basküle çıkıldığında görülen kiloların ne kadar aşırı yağ kitlesi olduğunu tam olarak gösteremediğini dile getiren Taşan, kiloyu belirleyenin, vücut kompozisyonu denilen bileşenlerin toplamı olduğunu söyledi.Prof. Dr. Taşan, "Yağsız vücut kitlesi, yağ dışında proteinler (kaslar, organlar), kemikler ve minerallerden oluşmaktadır. Dolayısıyla kilo vermede sadece fazla kiloları atmaya odaklanmak yerine, hangi vücut kompozisyonu bileşeninden ne kadar kilo kaybı olacağına odaklanmak daha doğru olacaktır. Sağlıklı bir diyet programında amaç, yağ kitlesini azaltmak, yağsız vücut kitlesini korumak, hatta arttırmaktır. Burada özellikle kas kitlesinin korunması önemlidir." dedi. "Şok diyetler yağ kitlesinin azalmasıyla seyreden gerçek bir zayıflama değil"Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, kas kitlesinin korunmasıyla daha ince ve sağlıklı bir görüntüye ulaşılabileceğini dile getirerek, "Ama kısa sürede çok kilo kaybı hedeflenirse, sağlıkla ilgili ağır bedeller ödemek zorunda kalınabilir. Araştırmalara göre, 3 hafta boyunca, günlük enerji ihtiyacının sadece yarısını yiyerek açlık diyeti uygulayan kişilerde, kilo kaybı olduğu ancak kas kitlesinde de yüzde 5 azalma meydana geldiği gözlemlenmiştir. Bu diyetin devam ettirilmesi halinde de kas kitlesi ve organ ölçülerinde yüzde 50 azalma ortaya çıkmaktadır." diye konuştu.