hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Dr. Mithat Bülent Özmen Dr. Mithat Bülent Özmen

    Boş kontenjanlar

    10.08.2017 Perşembe | 13:47Son Güncelleme:

    2016 ÖSYS yerleştirme sonuçlarına göre üniversitelerin örgün programlarında 60 bin kontenjan boş kalmışken 2017 yılında boş kontenjan sayısı 215 bine dayanmış.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu dramatik açığın elbette çeşitli nedenleri var ve konunun uzmanları buna ilişkin görüş ve tespitlerini açıklıyorlar.  Ancak öte taraftan, konunun ekonomik boyutuna bakıldığında; bir başka ilginç detay ortaya çıkıyor. Buna göre, 2016-2017 Öğretim Yılı YÖK verilerine göre, Türkiye’de, 

    - 7.1 milyon yükseköğrenim gören öğrenci var. 
    - Bunların 2.5 milyonu ön lisans (yüzde 57’si açık ve uzaktan öğretim), 4.1 milyonu lisans (yüzde 47’si açık ve uzaktan öğretim), 480 bini yüksek lisans (yüzde 6’sı uzaktan öğretim), 91 bini doktora öğrencisi.
    - Kız öğrenci oranının lisans programlarında yüzde 39 olmak dışında, diğer tüm programlarda yüzde 40’ın üzerinde ve toplamda yüzde 46 olması önemli, sevindirici ama daha iyisi her zaman mümkün.
    - Devlet üniversitelerinde okuyan öğrenci sayısı 6.6 milyon ile toplamın yüzde 92’sine karşılık geliyor. 3.4 milyonluk açık ve uzaktan öğrenim gören öğrenci dışarıda bırakıldığında, bu defa devlet üniversitelerinde örgün öğrenim gören öğrenci sayısı toplam örgün öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde 85’ine karşılık geliyor. Vakıf üniversitelerinin payı bu defa yüzde 8’den yüzde 15’e çıkıyor.
    Öte taraftan, yine 2016-2017 Öğretim Yılı YÖK verilerine göre, Türkiye’de,
    - Yüzde 75’i ön lisans-lisans ve yüzde 25’i yüksek lisans-doktora olmak üzere, 213 ülkeden toplam 108 bin yabancı uyruklu öğrenci yükseköğrenim görüyor (yüzde 66 erkek ve yüzde 34 kız öğrenci). 
    - Hâlihazırda yükseköğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin yüzde 14’ü Suriye, yine yüzde 14’ü Azerbaycan, yüzde 10’u Türkmenistan, yüzde 6’sı İran, yüzde 5’i Afganistan, yine yüzde 5’i Irak, yüzde 3’ü Almanya ve yüzde 2’si Yunanistan uyruklu öğrencilerden oluşuyor.  
    - 2015-2016 verilerine göre Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarından mezun olmuş yabancı uyruklu öğrenci sayısı 7 bin 369.

    Sonuç olarak, Türkiye’de yükseköğrenim gören yabancı uyruklu öğrenci sayısı toplam öğrenci sayısının sadece yüzde 1.5’i. Yabancı uyruklu öğrencilerin tamamının örgün eğitimde olduğu varsayıldığında ise bu oran toplam örgün öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde 2.8’i. Bu oran artar mı? Artarsa, öğrenim, ulaşım, barınma, beslenme gibi en temel harcamalar üzerinden ekonomimize ve elbette entelektüel zenginliğimize katkısı ne olur? 

    Bunun için Oxford Üniversitesi ile ilintili Oxford Economics adlı kuruluşun bir araştırmasından küçük bir alıntı fikir verecektir. Buna göre, her yıl 270 bin civarında yabancı uyruklu yeni öğrenci ağırlayan Birleşik Krallık’ta, bu öğrencilerin milli gelire katkısı 2014-2015 yılı için 25.8 milyar Sterlin olarak hesaplanmış (bugünkü kurlarla kabaca 120 milyar TL).

    Dolayısıyla, tıpkı sağlıkta olabileceği gibi eğitim ve öğretimde de, en azından bulunduğumuz coğrafyada çekim merkezi olmanın; ülke ekonomisine öngörülenin ötesinde katkı sağlayabileceği açıktır. Türkiye’nin bulunduğu bölgede böyle bir merkez olma potansiyeli vardır. Bu zor olabilir ama mümkündür. Ama hepsinden öte kaçınılmaz bir zorunluluktur da. Keza, eğitim ve öğretimdeki nicelikselden (örneğin derslik sayısı) çok daha önce gelecek şekilde niteliksel (eğitimin kalitesi) ölçekte sağlanan başarı, aslında kendi beşeri sermayemizin de ülke içinde kalması ve bayındır bir ülke olmanın teminatı anlamına geliyor. 

    Boş kontenjanlara biraz da bu çerçeveden bakmak gerekiyor.