hour SON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Nur Erdem Özeren Nur Erdem Özeren

    Tercih yapmayanlara sorduk “neden?”

    18.09.2017 Pazartesi | 17:34Son Güncelleme:

    YÖK binlerce gence neden tercih yapmadığını sordu, anket yaptı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Binlerce kontenjanın boş kaldığı, binlerce öğrencinin de tercih yapmadığı, yani arz ile talebin eşleşemediği 2017 ÖSYS sonuçlarının etkisi aslında ülke için milyonlarca lira zarar. Bazı Vakıf Üniversiteleri’nde işten çıkarmalara kadar gidebilecek olan, binlerce gencin zamanının heba olduğu bir sonuçla karşı karşıya kaldık bu yıl.

    Ne mutlu ki YÖK bu konuyu detaylı bir şekilde ele aldı ve binlerce gence neden tercih yapmadığını sordu. Ancak anket sonucunun kamuoyu ile paylaşılması sırasında yapılan yorumlar, konuya yanlış yerden yaklaşıldığını ve bir başka temel sıkıntının göz ardı edildiğini gösteriyor. Ayrıca raporda mükerrer ifadeler de ne yazık ki profesyonel bir duruşu yansıtmıyor.

    Verilere bakılırsa, tercih yapmayanların yalnızca yüzde 32’si yeni mezun gibi görünüyor. Yani anket sonuçlarına göre, tercih yapmayan gençler en az ikinci yıllarını heba ediyorlar. Bu durum sıkıntının çok daha vahim olduğunu gösteriyor.

    Her şeyden önce, anketin sonuçlarının tercih ve yerleştirme istatistikleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani sadece anket cevaplarına bakıp “hmm, anladık, tamam o zaman” diyemeyiz… Ancak bunun yanında, verilerin de doğru yorumlanmadığını düşünüyorum…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Anketin bir numaralı çıkarımı, bu gençlerin tercih yapmama sebebi olarak iki temel etkeni söylüyor; iş bulma imkanı ve “giriş puanı”…

    İkisini ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Önce “giriş puanı”na bakalım… Devlet Üniversitesi’ni seçmeyi düşünüp seçmeyenlerin yüzde 65’i, 3’te 2’si puanı yetmediği için tercih yapmamış. Vakıf Üniversiteleri'nde ise bu oran yüzde 30… Ve YÖK bunu şöyle yorumluyor:

    Adayların önemli bir kısmı ÖSYS-2017’de almış oldukları puanların öğrenim görmek istedikleri bir devlet üniversitesi programı için yeterli olmadığından tercihte bulunmamışlardır. Bu durum arz/kontenjan ve talep arasındaki uyumsuzluğa işaret etmekle birlikte, buradaki en önemli faktör öğrencilerimizin sahip oldukları puan ile istihdamı yüksek programlara yerleşemeyeceklerine dair kanaatleridir. Bu bulgu, adaylarımızın paylaşılan veriler ışığı altında daha bilinçli tercih yaptıklarını teyit etmektedir.

    Sayın Başkan, sayın Prof. Dr. Yekta Saraç, “puanı yetmediği için” ne demektir? O puanların geçen yılın olduğunu bu gençlere söylemek yerine neden “puanı yetmedi” savını kabul ediyorsunuz? Binlerce kontenjan açık kaldığına göre, bize şu istatistiği de verir misiniz, yani şu istatistiğe de baktınız mı? Bu gençlerin kaçı tercih yapsaydı o boş kalan kontenjanlara yerleşecekti? Kontenjanlar boş kaldığına göre, puanı yetmediği için tercih yapmayan gençler tercih yapsa aslında yerleşecekti. Geçen yılın taban puanına bakmaması gerektiğini söylemek yerine bu yönlendirme doğru mu? Bugün yüzlerce genç, İstanbul’da bir üniversitenin boş kalan yüzde 50 burslu Tıp Fakültesi'ni “puanı yetmediği için” yazmamış olması nedeniyle şu an Tıp Fakültesi’ne giremedi ya da yüzde 25 burslu veya ücretli okuyor, ama o programın 20’den fazla boş kontenjanı var! Bu yaklaşımı nasıl desteklersiniz? Geçen yılın puanına bakıp tercih yapmayı nasıl sanki bu yılki puanmış gibi yorumlamalarını teşvik edersiniz?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    YÖK Atlas’ı yüzde 20’si kullanmış, daha çok tanıtım yapılacakmış. Başka kaynaklardan değil de YÖK Atlas’tan baktıklarında “puanlarının yetmediği” düşüncesinden kurtulmalarını mı sağlayacaksınız? Hangi katma değeri nedeniyle yerleşme istatistiğine katkı sağlayacak YÖK Atlas? Tamam, kullansınlar, ama geçen yılın puanlarına ve istatistiklerine bakıp “puanım yetmiyormuş” dediklerinde başımıza gelen felaketi gördük, neden hala istatistiklere bu kadar bel bağlatıyoruz gençlerimize?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bir diğer en önemli etkenin iş bulma imkanı olduğu söyleniyor. İş bulamama kaygısı, devlet üniversitesini seçmeme nedeninde bu oran yüzde 27 iken, vakıf üniversitelerinde yüzde 13. Yani gençlerin iş bulamama kaygısı nedeniyle tercih yapmadığını söylemek çok da kolay değil. Ancak MYO programlarını seçmeme nedenlerinin başında yüzde 45 ile iş bulamama kaygısı, yüzde 35 ile MYO programları ile ilgili olumsuz algı, yani yine iş bulamama kaygısı geliyor. yüzde 80’i MYO mezunu olunca iş bulamayacak diye tercih yapmamış. Yani hala “2 yıllık okuyacağına hiç okuma daha iyi!” yaklaşımı hala yaygın.

    Velev ki bunu gençler böyle yorumluyor, yani bazı bölümlerden mezunların iş bulmasının zor olduğunu düşünüyor, siz de böyle mi yorumluyorsunuz? Yani asıl mesele bu programlardan mezunların iş bulamayacağı kaygısı ise, peki gerçek bu mu? MYO mezunları işsiz mi kalıyor? Ya da boş kalan kontenjanları olan İBF Fakülteleri mezunlarının işsizlik oranları “iş garantili” zannedilen bölümlere göre daha mı yüksek? Ya da nedir “iş bulmak”? Devlete atanmak mı? Dolan bölümlerin mezunları daha kolay mı iş bulacaklar? Devlet toplam istihdamın yüzde 10’unu yapıyor, yüzde 90’ın istihdam edildiği özel sektör bölüm ismine mi bakıp işe alım yapıyor?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu garanticilik yerine gençlere aslında iş bulmanın bölümle değil kendileri ile ilgili olduğunu anlatacak kampanya başlatsanız? İş dünyasına sordunuz da size bölüm adı mı verdiler? “Biz yalnızca bu bölümlerin mezunlarını işe alıyoruz” mu dediler? Bu yaklaşımın yanlış olduğunu gençlere anlatsak daha iyi olmaz mı? İş dünyası, başta TOBB bas bas bağırmıyor mu “ara eleman” diye! Yani aslında yüzde 80 tercih edilmeme sebebi iş bulamama olan MYO mezunları için aslında iş bulmak çok kolay, bunu onlara anlatsak daha iyi olmaz mı?

    Ama bunun çaresi MYO mezununa çift diploma imkanı sunmak değil. O gençler zaten akademik anlamda çok başarılı değiller, Çift diploma pratikte çoğu için imkansıza yakın. Ki alsalar bile o çift diplomayı, o zaman daha donanımlı ve daha hazır mı olacaklar iş hayatına?

    Asıl sorun bunların hiçbiri değil. Alınan kararları alelacele hemen uygulamaya çalışmak. Çift diploma hakkından yüzde 80’i haberdar değil. Daha da önemlisi, bu gençlerin asıl tercih yapmama sebebi, artık dershaneler yok ve sınavsız geçiş hakları bu yılın başında kalktı. Meslek Lisesi mezunlarının bir yılı daha heba oldu. O YGS puanı düşük gençler meslek lisesi mezunları. Onlar 2 yıldır görmedikleri “kültür dersleri” YGS’de karşılarına gelince barajı aşamadılar. MYO’ları onlar dolduruyorlardı, bu yıl barajı aşamadılar, aşsalar bile “puanlarının yetmeyeceğine” inandılar. Değişen sistem ile bakacakları bir taban puanları bile yoktu.

    Yapılan yanlış uygulamalar, ardından tercih yapmayan neredeyse 1 milyon gencin kaçının doldurduğu açıklanmayan bir anketin yanlış yorumlanması ile kapatılmaya çalışılıyor. Güneş balçıkla sıvanmaz, yanlış yorumlayarak, gençleri istatistiklere boğarak, geçen yıla sanki bu yıl verileri gibi bakarak, bölümlere bel bağlatıp kendini geliştirip iş hayatına hazır olmanın önemini göz ardı ederek, atanmayı iş garantisi sayarak, yanlış yapıyoruz…

    Anketin sonuç raporuna bu linkten ulaşabilirsiniz http://www.yok.gov.tr/web/guest/YOK-tercih-anketi-sonuclandi