Tabii gerçek biraz farklı. Yapılan açıklamada; Alman otomobil üreticisi Volkswagen'in Baunatal kentindeki fabrikasında meydana gelen kazada, 22 yaşındaki işçinin, üretim robotunun montajı için tesise geldiği, montaj sırasında robotun işçinin kolunu yakalayıp metal levhaya çarptığı belirtildi. Ağır yaralanan işçi, hastanede hayatını kaybetmiş.
Burada robot diye bahsedilen bir otomasyon sisteminin parçası olan ve insan tarafından programlanan mekanik bir kol. Yani aslında yaşanan kazanın sebebi duygusal bir kriz geçiren robot değil, tamamen "insan".
Robotların bir gün yaratıcılarını öldürmeye başlayacağı ve insanoğlunun sonunu hazırlayacağı distopyası, uzun yıllardır kullanılan, hem edebiyata hem de sinemaya düzenli içerik de sağlayan bir düşünce. Özellikle yapay zeka konusunda son dönemde yapılan çok ciddi çalışmalar, Hollywood'un da konuya fazla uzak kalmamasını sağlıyor.
Son dönemde vizyona giren filmlere bir bakarsak; Alex Garland imzalı "Ex-Machina", Güney Afrikalı yönetmen Neill Blomkamp'in "Chappie"si, Antonio Banderas'lı "Automata", Johnny Depp'li "Transendence", tabii ki serisin son filmiyle hala "Terminator" insanlığın kendi yarattığı canavar tarafından yok oluşuyla karşı karşıya kalmasını işleyen filmler. Matrix serisi, I Robot, Battlestar Galactica dizisi, Blade Runner gibi örnekler daha önceki dönemlerin hitleri.
Stephen Hawking, Elon Musk, Bill Gates gibi bilim ve teknoloji dünyasının popüler isimlerinin yapay zekanın bir gün insan zekasına ulaşacağı, hatta geçeceği, bunun da insanoğlunun muhtemel kıyameti olabileceği yönünde son dönemde yaptıkları açıklamalar da konuyu sıcak tutuyor. Şüphesiz bu değerli insanların düşüncelerinin ciddiye alınmaması mümkün değil.
Ancak şu da gerçek ki, her ne kadar basit yapay zeka ürünleri yavaş yavaş günlük yaşamımıza girmiş olsa da, kısa dönemde insanoğlunu yok edecek düzeye gelmesi pek mümkün gözükmüyor. Bilim insanlarının kendi kendine karar veren, duygusal iniş çıkışlar yaşayan, ölüm korkusunu hisseden yapay zekaları yaratmadan önce, öncelikle "bilinç" dediğimiz gizemi çözmesi gerekiyor.
Geleceğe hazır mıyız?
İnsan benzeri, hatta insandan daha zeki robotlar yaratma çalışmaları, uzun dönemde insanlığın varlığı için tehlike oluşturmaya başlayabilir. Böyle bir geleceği şimdiden öngörüp, yaşanabilecekleri iyi hesaplamak, olası sıkıntıları engellemek için bir sistem geliştirmek ve o gün geldiğinde hazırlıklı olmak gerekiyor.
Ama dünya toplumlarının kısa dönemde çözmesi gereken çok daha ciddi bir sorun var. Robotların ve otomasyonun gelişimiyle yakın dönemde oldukça ciddi hissedilmeye başlanacak olan istihdam sıkıntısı.
Robotların hem üretim hem de hizmet sektöründe daha aktif iş yaşamına girmesiyle başlayacak işsizlik sorununa ne kadar hazırız? Ne gibi çözümler üretmek gerekiyor? Yaşanacak işsizlik büyük sosyal patlamalara neden olabilir mi? Belki de insanlığın hem ekonomik hem de sosyal yaşamı en baştan dizayn etmesi gerekiyor. Böyle bir değişime hazır mıyız?
Tabii gerçek biraz farklı. Yapılan açıklamada; Alman otomobil üreticisi Volkswagen'in Baunatal kentindeki fabrikasında meydana gelen kazada, 22 yaşındaki işçinin, üretim robotunun montajı için tesise geldiği, montaj sırasında robotun işçinin kolunu yakalayıp metal levhaya çarptığı belirtildi. Ağır yaralanan işçi, hastanede hayatını kaybetmiş.
Burada robot diye bahsedilen bir otomasyon sisteminin parçası olan ve insan tarafından programlanan mekanik bir kol. Yani aslında yaşanan kazanın sebebi duygusal bir kriz geçiren robot değil, tamamen "insan".
Robotların bir gün yaratıcılarını öldürmeye başlayacağı ve insanoğlunun sonunu hazırlayacağı distopyası, uzun yıllardır kullanılan, hem edebiyata hem de sinemaya düzenli içerik de sağlayan bir düşünce. Özellikle yapay zeka konusunda son dönemde yapılan çok ciddi çalışmalar, Hollywood'un da konuya fazla uzak kalmamasını sağlıyor.
Son dönemde vizyona giren filmlere bir bakarsak; Alex Garland imzalı "Ex-Machina", Güney Afrikalı yönetmen Neill Blomkamp'in "Chappie"si, Antonio Banderas'lı "Automata", Johnny Depp'li "Transendence", tabii ki serisin son filmiyle hala "Terminator" insanlığın kendi yarattığı canavar tarafından yok oluşuyla karşı karşıya kalmasını işleyen filmler. Matrix serisi, I Robot, Battlestar Galactica dizisi, Blade Runner gibi örnekler daha önceki dönemlerin hitleri.
Stephen Hawking, Elon Musk, Bill Gates gibi bilim ve teknoloji dünyasının popüler isimlerinin yapay zekanın bir gün insan zekasına ulaşacağı, hatta geçeceği, bunun da insanoğlunun muhtemel kıyameti olabileceği yönünde son dönemde yaptıkları açıklamalar da konuyu sıcak tutuyor. Şüphesiz bu değerli insanların düşüncelerinin ciddiye alınmaması mümkün değil.
Ancak şu da gerçek ki, her ne kadar basit yapay zeka ürünleri yavaş yavaş günlük yaşamımıza girmiş olsa da, kısa dönemde insanoğlunu yok edecek düzeye gelmesi pek mümkün gözükmüyor. Bilim insanlarının kendi kendine karar veren, duygusal iniş çıkışlar yaşayan, ölüm korkusunu hisseden yapay zekaları yaratmadan önce, öncelikle "bilinç" dediğimiz gizemi çözmesi gerekiyor.
Geleceğe hazır mıyız?
İnsan benzeri, hatta insandan daha zeki robotlar yaratma çalışmaları, uzun dönemde insanlığın varlığı için tehlike oluşturmaya başlayabilir. Böyle bir geleceği şimdiden öngörüp, yaşanabilecekleri iyi hesaplamak, olası sıkıntıları engellemek için bir sistem geliştirmek ve o gün geldiğinde hazırlıklı olmak gerekiyor.
Ama dünya toplumlarının kısa dönemde çözmesi gereken çok daha ciddi bir sorun var. Robotların ve otomasyonun gelişimiyle yakın dönemde oldukça ciddi hissedilmeye başlanacak olan istihdam sıkıntısı.
Robotların hem üretim hem de hizmet sektöründe daha aktif iş yaşamına girmesiyle başlayacak işsizlik sorununa ne kadar hazırız? Ne gibi çözümler üretmek gerekiyor? Yaşanacak işsizlik büyük sosyal patlamalara neden olabilir mi? Belki de insanlığın hem ekonomik hem de sosyal yaşamı en baştan dizayn etmesi gerekiyor. Böyle bir değişime hazır mıyız?