Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

(Ayağa) kalkın ey Ehl-i Sanayi!

01.10.2023 Pazar | 12:39Son Güncelleme:

Hafta içinde açıklanan İstanbul Sanayi Odası üyesi en büyük beşyüz şirketine ait İSO 500 Araştırması sonuçları, çok yoğun olmayan bir gündem akışında dahi gereken ilgiyi göremedi. Korkarız, yüksek enflasyonun cari (şimdiki) gündem ve dayatmaları; Sürdürülebilir Kalkınma formülünün ana dinamiği olan Sanayi-İmalat konusunu da geri plana atıyor. Yerleşmiş yüksek enflasyon ortamının tipik “günü kurtarırken; geleceği ıskalama!” sendromunun yeni bir örneği ile karşı karşıyız.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

İSO 500 Araştırması, 1968 yılından bu yana düzenli olarak gerçekleştirilen ve ülkemizin en değerli araştırma çalışmalarından birisi olma hüviyetine sahip bir zenginliğimizdir. İlerleyen yıllarda, İkinci Beşyüz Firma çalışmasının da eklenmesi suretiyle çok daha kapsamlı bir içeriğe ulaşılmıştır. Özlü bir ifadeyle, bu çalışmanın; ülkemizdeki sanayi-imalat sektör yapılanma ile gidişatını karşılaştırmalı olarak takip ve analiz bakımından ana kaynak durumunda olduğu belirtilmelidir.

Yaşanan deprem felaketi dolayısıyla veri toplamada ortaya çıkan aksaklıklar, bu sene İSO 500 sonuçlarının gecikmeli yayınlanmasını gerektirmiş ve 2022 yılına ait sonuçlar, geçtiğimiz hafta içinde kamuoyu ile paylaşılmıştır. Geçtiğimiz yıl içinde, önde gelen sanayi kuruluşlarımızın üretimden satışlarında %120’ lik bir artışla cirolarını; iki trilyon’ dan, dörtbuçuk trilyon liraya çıkarttıkları görülüyor. Faaliyet karlarındaki artışın ise, neredeyse iki katı artış sağlamış olduğu izleniyor. Enflasyon muhasebesi yokluğunda bu rakamları “enflasyondan arındırdığımız” zaman, karlardaki artış oranı %35 düzeyine yaklaşıyor. Üstelik, bu karlılıkta artış oranı, en keskin ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) kullanılarak endekslendiğinde dahi, (kemiksiz) %10 düzeyini aşıyor. Geride kalan yılın büyük sanayi kuruluşları bakımından net kazanç ile tamamlandığı ortaya konmuş bulunuyor. Nitekim, TÜİK Sektör Bilanço İstatistikleri de, sadece İSO 500 sektörleri için değil ve fakat, ekonominin hemen tamamında (toplam onyedi sektörün onbeşinde) şirket karlarındaki artışın son öndört yılın zirvesine ulaştığına işaret ediyor. O halde, yüksek enflasyon koşullarında ticaret-sanayi erbabı, bazı toplum kesimlerinin tam tersine olarak, karlılıklarını korumayı/arttırmayı başarabilmiştir!. Şimdi, bu resmin arka planına da bakmak ve Sürdürülebilir Kalkınma hedefi bakımından uygunluk tartışmalarının önünü açma zamanıdır:

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Pazar hakimiyeti ve ortaya konulan ciro bakımından listenin sadece %10’ unu temsil eden ilk elli şirketin senelerdir süren %50 civarındaki ağırlığı, gerilemek bir yana, %52’ ye yükselmiştir. İlk ikiyüz firma dışında kalan sanayi firmalarının payı sadece %20 düzeyindedir. Üstelik, ilk yüz firma; ağırlıklı %80 oranının ezici çoğunluğu olan %65’ ini temsil etmektedir. Pazar hakimiyeti bakımından ortaya çıkan ve süregelen bu dengesiz tablo, herhalde, büyük sanayinin olduğu kadar, ekonominin de “yumuşak karını” ve kırılganlığı olarak değerlendirilebilir.

İSO 500 şirketlerinin ülkemizin sanayi ihracatı içerisindeki payını %40’ ların üzerine taşımada gereken atılımı gerçekleştiremediği görülmekte; senelik ihracat katkısının yüz milyar doların altında kaldığı ortaya çıkmaktadır. Bu durumun, “içerideki yüksek talep ve zam yapabilme konforu” dışında hangi sebeplerden kaynaklandığı objektif olarak değerlendirilmelidir. Mesela, İSO 500 firmalarından Yüksek Teknolojili Ürün kulvarında yer alanların halen %10 oranına bile neden ulaşamamış bulundukları sorguya muhtaçtır. Gene, ortaya konulan katma değerin; geçen bunca zamana karşın, halen üçte iki oranda Düşük ve Orta-Düşük Teknoloji Ürün bandından kaynaklandığı sıkıntılı gerçeğini çalışmak gereklidir. Belki de, hep konuşulan Yapısal Değişim/Reform liginde çanlar, büyük sanayi için çalmalıdır! Sanayinin başını çektiği bir Sürdürülebilir Kalkınma Modeli bakımından, mevcut katma değer kompozisyonu ile rekabetçi güce ulaşmanın, “eşyanın tabiatına aykırı olduğu” bilinmelidir.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Daha yüksek oranlı ve rekabetçi katma değer platformuna ulaşma ve Sürdürülebilir Kalkınma modelinin yapılandırılması yolunda kritik ögelerin başında AR-GE (Araştırma-Geliştirme) gelmektedir. İşte bu noktada, İSO 500 grubunda AR-GE harcaması yapan kuruluş sayısı toplamının ancak yarısına ulaştığı ve üstelik, bu sayının beş firma kadar eksildiği; artan Satışlar/Ciro’ dan ayrılan oranların, tam tersine düştüğü (%0.36) bir gidişatta, kalkınmanın liderliğini üstlenmesi beklenen sanayimiz bakımından herhalde, Ziya Paşa’ nın söylemiyle, makale başlığındaki gibi seslenmek yerinde olacaktır.