hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Biden'in ekonomik yolu...

    25.01.2021 Pazartesi | 16:56Son Güncelleme:

    Yaşanılan yönetimsel değişiklikler, dünyanın her ülkesi için yeni açılım ve ayrıntılı analizleri gündeme getirir. İktidarı; ümit edilir ki, demokratik süreçler sonucunda elde etmiş olan yeni yönetim ve lideri, artık seçim vaatlerini “kuvveden fiile geçirme” imtihanı ile sınanma sürecine girmiştir. Şimdi, Biden yönetimi için söz konusu olan budur ve bahsi geçen; “ekonominin en büyüğü/doların sahibi” Amerika Birleşik Devletleri ise, mesele herkesin konusu haline gelir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Pandemi sürecinde geçerli “kriz koşul ve ortamı” bir seneden uzun süredir varlığını hissettiriyor; koşul ve şartlarını dayatıyor. Farklı kaynak, politika ile tercihler temelinde her ülke, krize karşı korumacı ve tahribatı önleyici/giderici ekonomik paketleri uygulamaya alırken aslında aynı ortak paydada hareket ederler; serbestleştirici-parasal genişlemeci (reflasyonist) eksende atılan adımlar ve sektör ile vatandaşlarına nakit-cansuyu sağlamak.

    Başkan Biden’ın, görevi devralma öncesi açıkladığı ve bir kısmını hemen uygulamaya geçtiği ekonomik destek paketi, iki trilyon dolarlık ilave bir açılım getiriyor. Böylece, Trump döneminde bir yıl zarfında harcanan kaynak kadar ek bir miktar Amerikan hazinesine yüklenmiş olacak. 2008 krizi sonrasında benzer mantık ile uygulamaya geçilen destek paketinin sekizyüz milyar dolar mertebesinde kaldığı gözönüne alındığında yaşanılan durumun vahameti ortaya çıkmaktadır. Önceki yönetimden farklı olarak, “eyaletlere doğrudan yardım” opsiyonu Biden tarafından açılmıştır ve önümüzdeki aşamalarda artan tempoda kullanılacağı anlaşılmaktadır. Yeni başkanın, iktidarının ilk yüz gününde sağlamayı vadettiği ferahlatıcı tedbirlerin ötesinde birtakım ekonomik açılımları gündeme getirmesi gerektiği her halde açıktır ve bunların satırbaşı olarak ifadesi mümkündür:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Amerika’nın “büyük ölçüde dökülen” altyapı yenileme ve ıslahatı için bir trilyon dolara ulaşan ekonomik kaynak ayrımı öngörülmektedir.

    Amerikan halkının tamamını kapsayacak bir genel sağlık sigortası sisteminin oluşturulması ve sigorta güvence sistemlerinin yaygınlaştırılması için öngörülen maliyet iki trilyon dolara yaklaşmaktadır.
    Eyaletlere destek programının sürdürülmesi paralelinde, federal saatlik asgari ücret onbeş dolara çıkarılacak; en yüksek kurumlar ve gelir vergisi oranlarında ciddi artışlar sağlanacak ve Amerikan şirketlerinin uluslararası vergi esirgeme mekanizmaları köreltilecektir.

    İlk anda imzalanan başkanlık genelgesi ile -Kanada’yı kızdırma bahasına- iptal edilen boru hattı projesi aslında iklim ve çevre konularında tutulacak yolun bir öncü sinyali olarak kabul edilebilir. Nitekim, “2050 yılına kadar net sıfır emisyonla tamamen temiz enerjiye geçiş” büyük hedefi doğrultusunda dört yıllık dönemde yapılacak harcama tutarı iki trilyon doları aşkın faturayı ortaya koyacağı gibi, uluslararası dinamik ve ilişkilerde çevreci perspektifler ağırlık kazanmaya; pazarlığın parçası olmaya başlayacaktır. Bu durumu önceden kestiren Çin’in; çevreci söylem ve hedefleri sahiplenmeye birden başlamasını tesadüfe bağlamak herhalde, mümkün değildir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Avrupa Birliği’nin aceleci; Çin’in önalıcı yaklaşımları ile yedi yıldan bu yana süren yatırım işbirliği görüşmelerinin; sene sona ermeden “imzaya bağlanmış olması” Amerika’nın işini kolaylaştırmıyor ama Çin ile ilişkileri daha sistematik-dosya bazında yürütme tercihli bir yaklaşım sergileyeceklerini öngörüyor; tansiyon arttırıcı duruş ile söylemlere itibar edilmeyeceğini kestiriyoruz.

    Yenilikçi politikaları ve orta sınıfın ekonomik refahını önceleyerek Amerika’nın küresel ekonomideki yerini tahkim etmeye çalışacak Biden yönetiminin, alacağı çok mesafe; aşacağı çok engel bulunmaktadır. İkibuçuk asıra yaklaşan Amerikan Cumhuriyeti tarihinde, birlik ve beraberliğin bu denli elzem olduğu zamanlar nadirdir. Belki de, 1929 büyük buhranı sonrası görevi devralan Başkan Roosevelt tarafından ortaya atılan “Yeni Anlaşma” benzeri kapsamlı yaklaşım ve duruşlara ihtiyaç vardır. Biden’in, programını; ”Amerika Kurtarma Planı” olarak adlandırmış olduğunu hatırlatalım.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Biden, ikinci bir Roosevelt olur mu; göreceğiz. Yeni dönemin başında, sözü edilen yıllara ilişkin bir anekdotu aktarmak, belki muradımızı ifadede yardımcı olacaktır:

    1933 yılında görevi devralmasını hemen takibeden günlerde Roosevelt’i ziyaret eden bir konuk şu ifadeyi sarfetmiş;” ekonomik programınız başarılı olursa, Amerikan tarihinin en büyük başkanı; başarısız olursa, en kötüsü olacaksınız.” Başkanın cevabı ise;” eğer başarısız olursam, tarihin son başkanı olurum!” şeklinde tarihe kaydedilmiş...