hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Bugün ve geleceği birlikte kurtarmak...

    19.02.2023 Pazar | 13:08Son Güncelleme:

    Ekonomik Gidişat ’ın; yaşadığımız felaket sonrasında, Seçim Ekonomisi konjonktürüne ilaveten Deprem Kırım ile Kıyım şartlarının ortak etkileşim ve bileşiminde şekilleneceği anlaşılıyor. Bu çerçevede, felaket/kriz durumuna hemen vaziyet etme amacına yönelik Kısa Vadeli politikalar (Borsa düzenlemeleri, vb.) ile Orta-Uzun Vadeli stratejilerin karşılıklı etkileşimi de ayrıca ön plana çıkıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Telafisi mümkün olmayan can kayıplarımızın ötesinde deprem felaketinin yol açtığı ekonomik kayıp ve dayatacağı faturayı ortaya koymak; kapsamlı bir envanteri oluşturmak durumundayız. İlk kestirimler, yaşanılan Servet Kayıbı’ nı; yüz milyar dolar civarına (milli gelirin %1,2 si) taşırken, depremin yaşandığı on ilin reel GSYH’ ları bakımından, on kat daha fazlası ile %12 düzeyinde daralmanın ortaya çıkacağı hesaplanıyor. Goldman Sachs tarafından yapılan bir tahmine göre, imar ve altyapı hasarı 25 milyar dolara ulaşmaktadır. Süratli tempoda gerçekleşecek “yeniden inşa faaliyet ve harcamaları” göz önüne alındığında ortaya çıkacak “milli geliri arttırıcı harcamalar” hesaba katılırsa, 2023 yılı Büyüme oranı üzerinde yarım puanlık bir düşürücü etki öngörülmektedir.

    Depremzede on ilimizin ülkemizde ortaya konulan Katma Değer’ in yaklaşık olarak onda biri’ ni sağladığını biliyoruz. Bu kapsamda, % 11,2 düzeyindeki Sanayi katkısını aşan ve % 14,3 değerine ulaşan Tarım üretimine dikkatleri çekmeliyiz. Toplam Tarımsal Katma Değer sözkonusu olduğunda; ülke tarım ihracatının yaklaşık beşte biri (% 18.7) bu coğrafyadan kaynaklanmaktadır. Türkiye’ de Tarım Yapılabilen Alanlar’ ın %15’ i deprem yaşayan illerimiz olup, tüm meyve bahçelerinin dörtte biri ve sebze bahçelerinin altıda biri bu bölgededir. Ülke genelinde kayıtlı toplam dörtyüzellibini aşan Gıda İşletmesi’ nden; ellibeşbin adedinin burada yerleşik olduğunu da hatırlatmalıyız. TÜİK açıklamasına göre, Ocak ayında % 11 oranını aşan ve yıllık bazda %143 düzeyine ulaşan Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi dikkate alındığında, konunun hassasiyet ve önceliği ortaya çıkmaktadır. Hayvancılık ve Turizm başta olmak üzere Hizmetler ile diğer sektörler için ayrıntılı ve özellikli değerlendirmelerin, ivedilikle sonuçlandırılması gerektiği açıktır.
    Viyana merkezli Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Kurumu-FIW tarafından, 2018 Aralığında yayınlanan özgün bir çalışmada(*) ; depremlerin yolaçtığı ekonomik kaybın, sekiz yıllık bir süreçte, Kişi Başına Milli Gelir düzeyini % 1.6 oranında azaltma şeklinde ortaya çıktığı hesaplanıyor. İlaveten, “yeniden inşa etkisi” sözkonusu olduğunda; gelir düzeyi yüksek ülkeler bakımından yıllar içinde pozitif etki/katkılar ortaya çıkabilirken, düşük-orta gelirli ülkeler bakımından tam tersine, en yüksek oranda uzun dönemli kayıpların meydana geldiğine dikkat çekiliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yaşanan felaketin ortaya çıkarttığı/dayattığı acil ve öncelikli karar ile uygulamaların, gene olağanüstü koşullar çerçevesinde formüle edileceği açıktır. Ancak, “günü ve şimdiyi iyileştirip, kurtarır” iken “yarınları ve geleceği de düşünmek” ihtiyacı ıskalanmamalıdır. Borsa başta olmak üzere, getirilen kısa dönemli ve palyatif (geçici) nitelikli düzenlemelerin; başta “ enflasyonu uyarıcı/destekleyici etkileri” olmak üzere, kapsamlı ve uzun erimli değerlendirmeler çerçevesinde ortaya konmasına özen göstermek durumundayız. Bir yönüyle, “ Beklenti Yönetimi “ dinamiklerinden ibaret olan ekonomik anlayış ile uygulamaların; ekonomik aktörlerin beklentilerinde ileriye dönük ve ekseninden çıkmış sapmalara yol açmayacak şekilde tasarlanması gerekmektedir. Bazılarınca, “ekonominin barometresi” kimliği ile tanımlanan Borsa-Sermaye Piyasaları başta olmak üzere, “uzun soluklu perspektif ve duruş iradesi” kulvarında kararlılık gösterilmeli; taviz verilmemelidir. Unutulmaması gereken bir gerçek şudur:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Regülasyon (Düzenleme) ile gelen/kazanılan; Regülasyon ile gider/kaybedilir!”.

    Bu cümleden olmak üzere, Bireysel Emeklilik Sistemi-BES mekanizmasının işleyiş ve algısına özenle yaklaşmak gerekmektedir.

    Henüz kayıplarımızın acısını yaşar ve birlikte paylaşırken, rakam ve hesapların soğuk kulvarlarına sıkışıp, kalamayız! Ancak, bugünümüzü kurtarır; şimdiye vaziyet ederken, yarınlarımızı sıkıntıya sokacak fevri davranışlardan kaçınma mecburiyeti, her alanda olduğu gibi, ekonomi kulvarı için de geçerli olmak gerekir! Hem, zaten ekonomi; “ kıt kaynakların ve kısa/orta/uzun vadelerin OPTİMAL-DENGELENMİŞ biçimde, HEMHAL edilerek yönetilmesi” işinden ibaret değil midir?.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    (*) “Earthquakes and Economic Growth”, Stephanie Leckner, FIW Working Paper, No.190, Aralık 2018