hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Güncel ekonomi okumaları - 4

    04.04.2024 Perşembe | 12:20Son Güncelleme:

    Yerel seçimlerin sonuçlanması ile eş zamanlı olarak yılın ilk çeyreği tamamlandı. TÜİK göstergelerine göre ilk üç aylık dönemde enflasyon toplamı şimdiden 15 puanı aşmış bir tabloya işaret ederken, seçim ile ilgili sonuç ve çıkarımların gündemin ilk sıralarında yerini koruduğu izleniyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Seçim sonrasında rutin Geçim Ekonomisi koşullarına ılımlı bir geçiş yapıldığı görülüyor. Kurda görece dengelenme ve CDS primlerinde gerileme tablosuna; on yıllık tahvil faizlerindeki düşüş eşlik ediyor. Ekonomi yönetiminin verdiği mesajlar ve toplanan Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK) bildirisinde, “kararlılık ile dezenflasyonist politikaların sürdürüleceği” ifadesine vurgu yapılıyor. Seçimin hemen ertesinde, TCMB’ nin reeskont ile avans faizleri üzerinden, ve takiben tüzel kişi Türk Lirası hedeflerini revize etmesiyle likidite sıkılaştırıcı ek tedbirlerin devreye alındığı görülüyor. Bununla beraber, Genel Seçim döneminden gelen dahil olmak üzere, Seçim İklimi/Ekonomisi kaynaklı “sıkılaştırma karşıtı!” birikimlerin, sadece Parasal Politikalar marifetiyle izale edilmesi opsiyonu hızla geçerlik ve meşrutiyetini kaybediyor. İlk çeyrek enflasyon seyri ve “önümüzdeki Mayıs’ta beklenen yeni zirve” göz önüne alındığında, bu durum daha da keskin çizgilerle ortaya çıkıyor.

    Enflasyonla mücadelede etkin ve kalıcı çözümlerin elde edilmesi yolunda, 12. Kalkınma Planı ve 2024-2026 Orta Vadeli Planı kulvarlarını keskinleştirici ve ince ayrıntılı Oyun Planı ihtiyacı artık karşımızda duruyor. Yılın ilk çeyreğinde %9’ a yaklaşan Türk Lirası değer kaybı ve sene sonu enflasyon beklenti manşetinin %50’ sine şimdiden ulaşıldığı bir grafik çiziyoruz. Karşımızdaki “esansiyal-yerleşik yüksek tansiyon” problemini tedavide; standart reçetelerin yerini, vakit kaybetmeden, özellikli ve özgün tedavi protokollerinin alması gereken bir klinik tablo ile malul durumdayız! İlk çeyreğin son ayında beklenti altında kalan TÜİK manşetinin alt kırımları, genelde bir iyileşmeden ziyade, süregelen katılık ve yapışkanlık kronik semptomlarına işaret ediyor:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Son yılların en yüksek Mart ayı TÜFE manşetini; hem ÜFE, hem de Çekirdek Enflasyon rakamları aşıyor ve ölçüm yapılan madde gruplarının sadece onda birinde fiyat düşüşü izleniyor. 143 adet ölçüm sepeti grubundan 121 adedinde fiyatların artmış olması, ekonomik aktörlerin fiyat arttırmaya devam konusunda ellerini hiç de korkak alıştırmadıklarına, bir kere daha, dikkatleri çekiyor. Bilhassa gıda kaleminde, halen etkili olması gereken Ramazan Etkisi’ nin endekslere yansımadığı anlaşılıyor. Nitekim, geçen ay yapılan sürprizin ( ilk kez İTO ve ENAG rakamlarını geride bırakan TÜİK manşeti), bu ay ortaya çıkmadığı görülüyor. Bizim deyişimizle; enflasyonumuzda var olan “Gerilmiş Zemberek” etkisi, güçlü şekilde izlenmeye devam ediliyor. Şimdi gözler, Mayıs ve Ağustos ayları için planlanan Enflasyon Görünüm Raporlarına çevrilmiş ve yıl sonu hedef manşeti olan 30-42 aralığının (orta noktası 36 olmak üzere) yukarı yönlü muhtemel güncellenmesi konusu mercek altına çekilmiştir.

    Geçtiğimiz günlerde, Ekonomi alanının en önemli ve saygın isimlerinden ve Nobel Ödülü sahibi Daniel Kahneman, doksan yaşında aramızdan ayrıldı. Tutucu ve hatta sekter tutumuyla bilinen Ekonomi Akademik camiasında bir sosyal psikolog olarak yer edinmeyi ve Nobel Ekonomi ödülü kazanmayı başaran ve Amos Treversky ile ortaklaşa yaptıkları çalışmalarla; “bilinen/klasik ekonomi kuramını değiştiren” saygın bir akademisyen olarak bilinmekte; Davranışsal Ekonomi (Behavioural Economics) disiplininin kurucu babaları arasında yer almaktadır. “İnsanlar, o kadar da karmaşık değillerdir, ve fakat, insanlar arası ilişkiler karmaşık olandır!” özlü tespitleri ile ekonomik aktörlerin belirsizlik durum ve koşullarında nasıl davrandıklarını; tercih ile kararlarını formüle ettiklerini çözümleme uğraşında, Kahneman-Treversky gibi öncülerin katkıları çok değerlidir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Klasik iktisat teorisinin, “ayakları yere basmayan” Homo-Economicus (İktisadi İnsan) temel varsayımı, Davranışsal Ekonominin neşet etmesi ile birlikte yeni ufuklara yönelme şans ile imkanlarına kavuşmuştur. Neticede, Ekonominin öznesi olarak İNSAN merkeze yerleştirilmeli ve temel amacın O’ nun refah ve esenliğini arttırmaktan ibaret bulunduğu asla ıskalanmamalıdır. İnsan Davranışı ise, sadece ve hemen daima, “rasyonel/objektif” yaklaşım ve motiflerden ziyade ve onunla birlikte “duygusal/sübjektif” yönelimler üzerine inşa edilir!.