hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Küresel ekonomide "TİNA" gerçeği..

    23.04.2023 Pazar | 14:04Son Güncelleme:

    Küresel ekonomi ölçeğinde hızlı ve kapsamlı gelişmelerin yaşandığı görülüyor. Yaşanan Pandemi; bitmek bilmeyen Ukrayna savaşı; yeniden ortaya çıkan Enflasyon başta olmak üzere bir kısım büyük dinamikler, derin gelişmelerin kapılarını açıyor. Bu kapsamda, “Amerikan Dolarının rezerv para olarak kalabilmesi “ sorusu ön plana çıkıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan eko-politik sistemin, kurumları (İMF, Dünya Bankası, vd.) ve rezerv kıymeti (Amerikan Doları) ile halen geçerli olduğu görülüyor. Üstelik, kurucu anlaşma olan Bretton Woods döneminin, 1971 yılındaki radikal revizyonu (altın- dolar karşılığının kaldırılması) sonrasında dahi ayakta kalan bir “kurulu düzen” den bahsediyoruz. Oysa, bu günlerde, yaşanan olağanüstü gelişmeler ve Çin’in yeniden yükselen ekonomik performansı karşısında adeta yeniden bir sorgulama-tartışma zemininin ortaya çıktığı görülüyor.

    Pandemi sonrasında ve Başkan Şi’nin kesintisiz üçüncü dönem iktidarının deklarasyonunu takiben Çin’ in, küresel planda “vites yükselttiği” izleniyor. “Suudi Arabistan ile İran’ı aynı masaya oturtmak” benzeri, ses getirici projelere imza atmaya başlayan; küresel dinamiklere dair söylemlerini daha üst perdelere taşıyan bir Çin’ den söz ediyoruz. Dünya ticaretindeki rol ve ağırlığı bilinen ülkenin, diğer ülkelerle, “ulusal paralar ile alışveriş hacmi” ni, son yıllarda yaklaşık onbeş kat arttırmış olması da dikkatlerden uzakta kalmıyor. “Rezerv para” hakimiyetini kırmaya yönelik adımlarına, Çin; özellikle az gelişmiş ülkelere sağladığı kredi ve proje destekleri ile yeni açılımlar kazandırma uğraşını da aralıksız sürdürüyor. Üstelik, nadir elementler başta olmak üzere, Çin’ in sahip olduğu tedarik hakimiyeti de işin bir başka yönü olarak karşımıza çıkıyor. Yakın gelecekte Amerika’dan “en büyük ekonomi” sıfatını devralacak Çin ve Renminbi’nin, bütün bunlara karşın, ABD ve Amerikan Doları temelli sistemi hemen yerinden etmesi beklenmiyor. Özellikle yatırım iklimi; finansal altyapı ve iş hukuku alanları başta olmak üzere, Çin’de yapılması gerekenler dünya kamuoyu tarafından epey zamandır biliniyor; takip ediliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Son büyük savaşın galibi ve hegomonik-mutlak hakimiyetçi duruşun günümüzdeki temsilcisi Amerika’ nın büyük ve kapsamlı tehdit ile rekabetle karşılaştığı ve kimi mevzilerde irtifa kaybettiği açıktır. Ancak, tarihe bakıldığında; geçmişte Amerikan Doları’ na benzer rol üstlenen İngiliz Poundu; Hollanda Guldeni veya İspanyol Reali’nin temsil ettikleri değer ve sistemin, dönemsel emperyal hakimiyetin kaybı ile aynı zamanda, otomatik olarak ortadan kalkmadığı görülmektedir.

    Geçtiğimiz Eylül ayında son yirmi yılın en yüksek değerine ulaşan Amerikan Doları, o zamandan bu yana, altı ana para biriminden oluşan sepet karşısında, %10 oranında değer kaybına uğramıştır. Ancak, aynı dönemde borsa; kripto para ve altın enstrümanlarında görülen değer kaybı, baskılanma ve dalgalanma grafiğine bakıldığında, doların “güçlü konumunu koruduğu” görülecektir. FED destekli Güçlü Dolar Sendromu’ nun ortadan kalktığına dair kuvvetli kanıt bulmak, henüz mümkün değildir. “Güvenli Liman” kavramına en yakın duran altın dahi, bir türlü ikibin dolar sınırı üstünde tutunamamaktadır! Küresel finansal işlemlerin %90’ı SWİFT üzerinden gerçekleştirilmekte; onlarca Merkez Bankasına ait rezerv kompozisyonunda Amerikan Dolarının payı %70’in üzerinde kalmaya devam etmektedir. Gerçekçi bir değerlendirme çerçevesinde, “ Amerikan Doları hakimiyet ve referansının sürdüğü” ifade edilebilir. Aynı bağlamda, opsiyonel/alternatif yapılanma ve para birimlerine ait değerlendirmesi sorulan bir uzman (Chandler) tarafından sarfedilen kısa ve öz ifadeye dikkat çekilmelidir: “TİNA”.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “There Is No Alternative”- Başka Alternatif Yok! ifadesinin baş harfleri ile ortaya çıkan TİNA; gerçeklik dozu yüksek bir değerlendirmeye işaret ediyor ve belki de, bizlere; “ kılıç ile kazanılan, kılıç ile verilir!” deyişini hatırlatıyor. Umarız, bir sonraki Büyük (Paylaşım) Savaşı’ na gerek kalmadan revizyon ve düzenlemelere yol açılacak; ortak çözüm ile ilerlemenin barışçıl kulvarında küresel gelişmeler şekillenecektir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Değerli Okurlarımızın, içinde bulunduğumuz Ramazan Bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarını, esenlik dileklerimizle kutluyoruz.