Reha Erus Reha Erus

Pretty Woman

03.05.2019 Cuma | 11:48Son Güncelleme:

Başlangıçta ben bir Julia Roberts hayranı değildim. Ağzına, acayip genişleyebilen dudaklarına takmıştım. Oysa O’na herkes hayrandı ve özellikle de duraklarına!

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

 “Pretty Woman” filminde bence Richard Gere’in gölgesinde kalmıştı. Hoş bir iki ödül kazandı ama o yapıt sayesinde de kendisine şans kapılarını açtı. Yıl1990’dı. Sonra çok teklif aldı. Kimi filmde vasatın üzerine çıkamadı. “The Pelican Brief”te bana ”Acaba ben mi yanılıyorum?” dedirtti.

1996’da “Michael Collins”te Liam Neeson ile oynadı. Hollywood’da borsası yükseliyordu. Arkasından “My Best Friend’s Wedding”de oldukça başarılıydı. Sanki komedi türü kendisine daha yatkındı.

“Notting Hill”de de fena değildi. Ama Julia Roberts gerçek oyunculuk yeteneğini 2000 yılında “Erin Brockovich”te gösterdi. Muazzam oyunu ona Oscar ödülünü getirdi. Oscar’ı alırken oradaydım. Hollywood’da Sahnede gereğinden fazla kaldı. Ağladı, çığlıklar attı. Heykelcikle sahnede adeta aşk yaşadı. Gerçek Erin Brockovich aktivist bir avukattı ve California’da düzenbazlık yapan “Pacific Gas ve Electric Company” şirketine dava açmış ve kazanmıştı. O bile Julia Roberts’in kendisini beyaz perdede canlandırmasına şapka çıkartmıştı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Pretty Woman

 Artık Julia Roberts’in koyu bir hayranı saymaya başladım kendimi. Arkasından George Clooney, Matt Damon ve Brad Pitt ile birlikte “Ocean’s 11” ve “Ocean’s12” filmlerinde yüksek paralar kazandı. Araya “Mona Lisa Smile”ı sıkıştırdı. 2010’da “Eat, Pray, Love” filmini çekti.

O film için kendisi ile Roma’da CNN TÜRK için teke tek röportaj yapmıştım. Orada kendisine bir kez daha hayran oldum. Birlikte anlık görüntü almak için yanına gitmem gerekiyordu ama oturduğu koltuğun her iki yanında da kahve fincanları, bardaklar, şişeler var. Etrafına bakındı. “O zaman kucağıma oturacaksın başka çaren yok” demişti. Röportaj TV ve gazetede yayınlandığında “Neden oturmadın?” sorularına hedef olmuştum. Sonra Julia Roberts’in beni etkileyecek bir filmi olmadı. Belki “Larry Crowne”. 

Bu hafta vizyona Julia Roberts’in son filmi girdi. Yönetmenliğini Paul Hedges’in yaptığı “Ben is Back” yani “Eve Dönüş” te oğlu uyuşturucu bağımlı bir anneyi canlandırıyor. Sinema eleştirmenleri Julia Roberts’in oyunu gücünü 19 yıl önceki “Erin Brockovich” ile eş değerde tutuyorlar. Haksızda değiller. Julia Roberts’ın “Ben is Back” ta ki anne rolü olağanüstü, hatta şahane. Ne yazık ki Oscar’lara daha çok var. “Eve Dönüş” mutlak izlenmesi gereken bir Julia Roberts filmi.