hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kadınlar neler yaşadığı konuşuldu

    Kadınlar neler yaşadığı konuşuldu
    expand
    KAYNAK DHA

    MUĞLA'nın Datça ilçesinde, 'Kadınlar Neler Yaşıyor? Nasıl Yaşıyor' konulu panel düzenlendi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    MUĞLA'nın Datça ilçesinde, 'Kadınlar Neler Yaşıyor? Nasıl Yaşıyor' konulu panel düzenlendi.

    Datça Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından Bülent Ecevit Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Kadınlar Neler Yaşıyor? Nasıl Yaşıyor' konulu panele, Türkiye Kadın Hareketi öncülerinden Avukat Hülya Gülbahar ve Muğla Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi Avukat Fatma Gül Evren konuşmacı olarak katıldı. Muğla Barosu avukatı Gözde Pıçak'ın yönetiminde gerçekleştirilen paneli, Datça Belediye Başkan Yardımcısı CHP'li İnci Bilgin ve çok sayıda kadın ilgiyle izledi.

    "TOPLUMSAL ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ YARATTIK"

    Panelde ilk olarak söz alan Avukat Gülbahar, Türkiye'de 1980 sonrası yaşanan kadın hakları mücadelesinden örnekler verdi. Ülkede, 1980 sonrası verilen tüm hak mücadeleleri değerlendirdiğinde, ne işçi, ne demokrasi, ne de sosyalist hareketlerden hiçbirinin, Türkiye Kadın hareketi kadar yoğun bir mücadele yürütmediğini söyleyen Gülbahar, "Hiçbiri, Türkiye Kadın Hareketi kadar önemli yasal değişiklikler yaptırmayı başaramadı. Biz, Türkiye Kadın Hareketi olarak, sadece kağıt üzerindeki kanunları değiştirmedik. Toplumsal bir zihniyet değişikliği yaratacak bir hareket yarattık. Türkiye Kadın Hareketi, bu nedenle dünyanın en sağlam kadın hareketlerinden biridir. Bu yıl, OHAL koşullarındaki 8 Mart gece yürüyüşü, New York Times'da yarım sayfa kapak oldu" dedi.

    PARTİLER ÜSTÜ MÜCADELE ÇAĞRISI

    Son 30 yıllık kazanımların tümünün, kadın-erkek eşitlik zemini üzerinde yükseldiğini hatırlatan Gülbahar, "Siz devlet politikası olarak, 'kadınlarla erkekler eşit değildir' dediğiniz zaman, onun üzerine koyduğumuz, anayasa maddeleri, Medeni Kanun, Türk Ceza Kanunu maddeleri, altından zemini çekilmiş gibi çöker. Şu an uygulanmak istenen, 'kadınlar ve erkekler eşit değildir', çizgisindeki devlet politikası tüm yasaların altını boşaltmak anlamına geliyor. Şu anda Türkiye'de son 30 yıllık ve hatta 200 yıllık mücadele sonunda elde edilen kadın haklarının hepsi, birer pamuk ipliğine bağlı bulunuyor. Seçimlerden sonra yeniden gündeme gelecek olan yeni anayasa meselesinde, yan aktör ya da figüran rolünü kabul etmeyeceğiz. Kadın sorunlarımızı, partiler üstü bir halde ele alarak, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa bırakıp, ortak meseleye kilitlenmeliyiz" diye konuştu.

    KADINA EKONOMİK ŞİDDET VAR

    Muğla Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi Avukat Fatma Gül Evren ise konuşmasında, kadınların birlikte dayanışma içerisinde olmaları gerektiğini söyledi. Evren, "Devletin, adliyeye gelmeden önce kadına yönelik şiddeti önlemesi gerekiyor. Şiddet olduğunda ise adil olarak yargılamak zorundadır. Erkekçe değil, kadın adaleti istiyoruz. Yargılama ile devletin işi sona ermiyor. Kadını koruyucu tedbirleri de almakla yükümlüdür. Bunların hiçbiri gerçekleşmiyor. Bir kadın şiddete maruz kalıyor. Gittiği yerde bir aylık koruma tedbiri uygulanıyor. Sonrasında boşanma süreçlerinde, komik nafakalar. Sonuçta, evi barkı olmayan kadın ortada kalıyor. Ekonomik şiddet bütün hızıyla ağırlığını hissettiriyor. Soruşturuyorum, ev, arsa, otomobil, tarla, bağ, bahçe hepsi erkeğin üzerine. Kadının üzerine kayıtlı mal varlığı yok. Bunun adı fiziksel değilse de ekonomik şiddettir" dedi.

    Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla), (DHA)

    FOTOĞRAFLI

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow