Canlı Yayın
İdris Arıkan
Fenerbahçeli çoğunluğun beklediği Gökhan Gönül- Şener Özbayraklı değişikliği ise henüz sahaya yansımamıştı.
Defanstaki Ba-Alves değişikliği de göze çarptı.
Bu takımın Kayserispor'u kendi sahasında boğması, önde basması, hızlı şekilde atağa çıkması ve farklı sonuç alması beklenirdi. Ama yine olmadı, takım mühendisliğindeki sorun yine sahaya yansıdı.
Fenerbahçe ilk yarım saatte pozisyon bulma uğraşındaydı ama olmadı. Duran top imdadına yetişti.
Serbest vuruşta topun başına geçen Robin Van Persie sol ayağıyla çektiği enfes şutla Kayserispor kalecisi Kayacan Erdoğan'ın solundan topu filelerle buluşturdu. Gol jeneriklikti ama sonrası rölantı bir Fenerbahçe, neredeyse maç boyunca "dinleniyorum" görüntüsü çizdi.
Önde bastı Kayserispor, kendi sahasında kalmadı. Oyuna ortak olmaya çalıştı.
Kayserispor ise topu ayağında tutsa da, Türk takımlarının en önemli hastalıklarından biri olan "bal yapmayan arı" konumundaydı. Top çevirdi ama son vuruşlar da, son dokunuşlar da son pozisyon öncesi paslarda başarısızdı.
İlk yarıda Fenerbahçe adına iyi niyetini ortaya koyan isimlerden biri Nani'ydi.Top almaya çalıştı, topu ayağında tutmaya çalıştıysa da, yeterince verimli değildi. Fenerbahçe'nin defans emniyeti yine Mehmet Topal'ın ayaklarına baktı. Geçtiğimiz yıllarda takımı ileri taşıyan kanatlar özellikle Gökhan Gönül ve Caner Erkin'in yokluğunda yine verimli olmadı.
Fenerbahçe ilk yarı futbol tabiriyle "golü attı, sonuca yattı."
Fenerbahçe iki yarıya da beklenen baskıyla başlamadı. Sahada yine daha hareketli ve atak Kayserispor vardı ama bu baskı aynı oranda pozisyon zenginliği olarak yeşil sahaya yansımadı.
Fenerbahçe önce (zorunluluktan) Nani'yi ardından Markoviç'i oyundan aldı. Yerlerine giren Diego ve Alper Potuk'un girişiyle orta sahada üstünlük kurması bekleniyordu. Açıkçası topu ayağında tutup, takım karakteri ortaya konulamadı.
Kayserispor'da ise dikkati çeken isim hiç şüphesiz Diego Bisesvar'dı. Sorumluluk aldı, çalım attı, topu ve takımı yönetti. Kayserispor'un ikinci yarıda 3 net pozisyonu vardı.
Özellikle 77 ve 78. dakikalardaki iki pozisyonda kaleci Volkan'ın başarısı göze çarptı.
Kayserisporun son 10 dakikada 1 kişi eksilmesi Fenerbahçe'yi azda olsa rahatlattı. Sarı-lacivertliler, birkaç dakika rahat top çevirdi, pozisyon zenginliği açısından bir sonuç yoktu.
Son dakikalarda Zeki Yavru'nun orta-şut karışımı topunda neredeyse Akhisar maçındaki gibi "beklenen kaza" gerçekleşiyordu, Volkan Demirel yine hata yapmadı.
Çok düşündürücüdür, Kayserispor 10 kişiyken bile Fenerbahçe karşısında son dakikalarda baskı kurdu.
Bir maçta Fenerbahçe takımı "hiç mi organizasyon yapamaz". Gecenin özeti buydu. Bu kadar bonservis, bu kadar maliyetli transfere, bu futbol karşılık değil.
Fenerbahçe takımının en iyisi Volkan Demirel'di. Bir "büyük takım" için düşündürücü. Ancak Volkan Demirel'in uzatmalarda yaşadığı gerilim ise, Galatasaray maçı öncesi sıkıntıya neden olabilecek nitelikteydi.
Altın buldu Fenerbahçe, ligin sekiz haftasında görünen, oyunuyla değil kalitesiyle kazandı. Aslında bu oyuna 17 puan gerçekten "çok büyük başarı" bile diyebiliriz.
Fenerbahçeli çoğunluğun beklediği Gökhan Gönül- Şener Özbayraklı değişikliği ise henüz sahaya yansımamıştı.
Defanstaki Ba-Alves değişikliği de göze çarptı.
Bu takımın Kayserispor'u kendi sahasında boğması, önde basması, hızlı şekilde atağa çıkması ve farklı sonuç alması beklenirdi. Ama yine olmadı, takım mühendisliğindeki sorun yine sahaya yansıdı.
Fenerbahçe ilk yarım saatte pozisyon bulma uğraşındaydı ama olmadı. Duran top imdadına yetişti.
Serbest vuruşta topun başına geçen Robin Van Persie sol ayağıyla çektiği enfes şutla Kayserispor kalecisi Kayacan Erdoğan'ın solundan topu filelerle buluşturdu. Gol jeneriklikti ama sonrası rölantı bir Fenerbahçe, neredeyse maç boyunca "dinleniyorum" görüntüsü çizdi.
Önde bastı Kayserispor, kendi sahasında kalmadı. Oyuna ortak olmaya çalıştı.
Kayserispor ise topu ayağında tutsa da, Türk takımlarının en önemli hastalıklarından biri olan "bal yapmayan arı" konumundaydı. Top çevirdi ama son vuruşlar da, son dokunuşlar da son pozisyon öncesi paslarda başarısızdı.
İlk yarıda Fenerbahçe adına iyi niyetini ortaya koyan isimlerden biri Nani'ydi.Top almaya çalıştı, topu ayağında tutmaya çalıştıysa da, yeterince verimli değildi. Fenerbahçe'nin defans emniyeti yine Mehmet Topal'ın ayaklarına baktı. Geçtiğimiz yıllarda takımı ileri taşıyan kanatlar özellikle Gökhan Gönül ve Caner Erkin'in yokluğunda yine verimli olmadı.
Fenerbahçe ilk yarı futbol tabiriyle "golü attı, sonuca yattı."
Fenerbahçe iki yarıya da beklenen baskıyla başlamadı. Sahada yine daha hareketli ve atak Kayserispor vardı ama bu baskı aynı oranda pozisyon zenginliği olarak yeşil sahaya yansımadı.
Fenerbahçe önce (zorunluluktan) Nani'yi ardından Markoviç'i oyundan aldı. Yerlerine giren Diego ve Alper Potuk'un girişiyle orta sahada üstünlük kurması bekleniyordu. Açıkçası topu ayağında tutup, takım karakteri ortaya konulamadı.
Kayserispor'da ise dikkati çeken isim hiç şüphesiz Diego Bisesvar'dı. Sorumluluk aldı, çalım attı, topu ve takımı yönetti. Kayserispor'un ikinci yarıda 3 net pozisyonu vardı.
Özellikle 77 ve 78. dakikalardaki iki pozisyonda kaleci Volkan'ın başarısı göze çarptı.
Kayserisporun son 10 dakikada 1 kişi eksilmesi Fenerbahçe'yi azda olsa rahatlattı. Sarı-lacivertliler, birkaç dakika rahat top çevirdi, pozisyon zenginliği açısından bir sonuç yoktu.
Son dakikalarda Zeki Yavru'nun orta-şut karışımı topunda neredeyse Akhisar maçındaki gibi "beklenen kaza" gerçekleşiyordu, Volkan Demirel yine hata yapmadı.
Çok düşündürücüdür, Kayserispor 10 kişiyken bile Fenerbahçe karşısında son dakikalarda baskı kurdu.
Bir maçta Fenerbahçe takımı "hiç mi organizasyon yapamaz". Gecenin özeti buydu. Bu kadar bonservis, bu kadar maliyetli transfere, bu futbol karşılık değil.
Fenerbahçe takımının en iyisi Volkan Demirel'di. Bir "büyük takım" için düşündürücü. Ancak Volkan Demirel'in uzatmalarda yaşadığı gerilim ise, Galatasaray maçı öncesi sıkıntıya neden olabilecek nitelikteydi.
Altın buldu Fenerbahçe, ligin sekiz haftasında görünen, oyunuyla değil kalitesiyle kazandı. Aslında bu oyuna 17 puan gerçekten "çok büyük başarı" bile diyebiliriz.
SON DAKİKA
