hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ait olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu...

    Ait olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu...
    expand
    KAYNAKHande Sönmez / Cnnturk.com

    Ortaokulda okumamızın salık verildiği Sofie'nin Dünyası, 'Kimsin sen?' sorusunu Sofie ile birlikte okuyucusuna da soran ve bu sorunun cevabını uzun uzun düşündüren romanlardandı. Cevabını aramaktan hiç sıkılmayacağımız ve muhtemelen hiçbir zaman da tam olarak bulamayacağımız bu sorunun belki de hemen devamında kendimize sorduğumuz bir soru daha var; Nereye aitsin? Sahi siz biliyor musunuz nereye ait olduğunuzu?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İşte Gülce Uğurlu ve Ceren Ercan tarafından kaleme alınan İstenmeyen'deki Khaled, Bahar ve Barış da bunu bilmiyor ve hikayeleri insana pek bir tanıdık geliyor.

    Geçtiğimiz yıl İstanbul Tiyatro Festivali'nde seyirciyle buluşan, Ceren Ercan ve Gülce Uğurlu'nun yazdığı İstenmeyen'e ancak 2. sezonunda denk gelebildim. Son yıllarda karşılaştığım en iyi Türkçe metinlerden biri olan İstenmeyen, değindiği evrensel mesele 'ait olmak' üzerine önemli şeyler söyleyen, insanı çarpan oyunlardan.
     
    Oyunda kendini, ait olduğu yeri arayan Khaled, Barış ve Bahar'ın hayatlarından kesitler izliyoruz. Barış, Bahar'ın kardeşi, Khaled ise kocası. Bu üç karakterin aile bağıyla bağlı olmalarının dışında bir ortak noktaları da yaşadıkları dünyayla ilişki kuramamaları. Birçoğumuz gibi...

    31 Mayıs 2013'te Taksim Gezi Parkı'nda başlayan oyun, 2011'deki Kahire Meydanı'na gidiyor, sonraysa bugüne geliyor. Her karakterin dönüşümüne geri dönüşlerle tanık olduğumuz oyun kafa karıştırmaya müsait yapısına karşın bunun altından başarıyla kalkıyor.

    "İstenmeyen", üstünde düşünülmüş kurgusuyla izleyiciye özgün bir deneyim sunarken, oyuncu performanslarıyla da öne çıkmayı başarıyor. Özellikle Mısırlı Khaled'e hayat veren Bedir Bedir'in kusursuz performansı karşısında nutkunuz tutuluyor.

    İstenmeyen'den önce Yalnızlar Kulübü ve Üst Kattaki Terörist gibi oyunlarda izlediğim oyuncu, çok özel bir performansla oyunu bir üst sıraya taşıyor. Amerika rüyasının peşinde savrulan Barış'a hayat veren Deniz Celiloğlu'nun da harika bir iş çıkardığını söylemek lazım mutlaka.

    Ait olduğunu düşündüğü Amerika'da yaşadığı hüsran sonrası ardına bakmadan kaçtığı evine yani İstanbul'a dönen ve aradığını bulamayan Barış'ı izlerken tanıdık bir hisle de burun buruna geliyorsunuz. Oyunun yazarlarından Gülce Uğurlu'nun hayat verdiği Bahar ise Mısır'la İstanbul arasında mekik dokuyan ve kendisine ne istediğini sormaya hiç fırsat bulamamış genç bir kadın. Kocası ve çocuğunu seviyor ama sevince de samanlık seyran olmuyor, sonunda o da kendini, ait olduğu yeri sorgularken buluyor.

    Khaled'in sarf ettiği 'Kendimi bir tek otel odalarında mutlu ve ait hissediyorum' (tam olarak bu sözler olmayabilir) ile başlayan repliği insanoğlunun kendini yaşadığı yere uyumlayamamasıyla ilgili verilebilecek en güzel örneklerden biriydi. Bu gibi pek çok repliğin aklınıza çakıldığı oyun size de 'ben nereye aitim' sorusunu sordurtmakta gecikmiyor.

    Kısacası İstenmeyen, rejisi, metni ve oyunculuklarıyla bu sezon izlenebilecek en güzel oyunlardan biri olmuş. Oyuna emeği geçen herkesi tebrik eder, henüz izlememiş olanları oyunun peşine düşmeye davet ederim...

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow