Duygu Merzifonluoğlu Duygu Merzifonluoğlu

Alavya'dan bir Pop-up Sergi, bir de Caz Konseri..

18.06.2025 Çarşamba | 07:18Son Güncelleme:

Haftasonu Alaçatı’daydım. Alavya’da ilk defa gerçekleştirilen bir pop-up etkinliği vardı. Büyükdere35 Çağdaş Sanat Galerisi kendi bünyesinde yer alan 40 sanatçısının 125 eserini Alavya’nın içindeki MITU Restaurant ile Alavya Shop’un arasında kalan 24 metrekarelik alanda sergiledi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

İki günlük bu pop-up etkinliğinin ilk gününün akşam saatlerinde ise Alavya’nın bahçesindeki büyük dut ağacının hemen önünde bir caz konseri vardı. İpek Göztepe (vokal) ve Kerem Can Dündar (gitar) ‘ı dinlemeye gelenler ise sanata ve caza meraklı seçkin bir topluluktan oluşuyordu.

Alavyadan bir Pop-up Sergi, bir de Caz Konseri..

Konser, oldukça keyifliydi. Sanatçıların herkesi hemen etkisi altına alan samimi ve de doğal bir tavrı vardı. Öyle ki İpek Göztepe konserin sonuna geldiklerini anons ettiğinde, kimse konserin bitmesini istemedi ve bu nedenle de bis ısrarına dayanamayarak sanatçılar, bu konserde çalmak üzere hazırlandıkları şarkılar bittikten sonra, ilk çaldıkları şarkıları yeniden çalmaya başladılar.

Serginin ikinci gününün sabahında Büyükdere35 Sanat Galerisi’nin kurucusu Ferahnaz Pala Apdiç, Alavya Shop’un Yöneticisi Pelin Pestilci ve de Alavya Otel Alaçatı'nın Pazarlama ve İletişim Direktörü Zeynep Çiftçioğlu ile sergi alanında bir araya geldik. Sohbet ederken bu pop-up etkinliğinin, daha doğrusu sanat ve caz ile geçen bu haftasonunu ne zaman ve nasıl planladıklarını sordum. İlk olarak Alavya Shop’un Yöneticisi Pelin Pestilci bu etkinliği neredeyse 1.5 yıldır düşlediklerini söyledi. Sanat eserinlerinden tasarımlara, antikalardan dekoratif ürünlere, hatta kurabiyelere ekmeklere kadar insanı iyi hissettiren pek çok şeyin, içinde yer aldığı Alavya Shop’un bu işbirliğine nasıl karar vermiş olduğuna gelince..

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Alavyadan bir Pop-up Sergi, bir de Caz Konseri..

Aslında ilk kurulduğu günlerden bu yana hep akıllarında sanatçılarla, tasarımcılarla etkinlik yapma fikri varmış. Örneğin bundan öncesinde mücevher tasarımcısı Begüm Khan’ın "Jellyfish" ve tasarımcı Nazlı Soylu’nun "Lady Faith" adını taşıyan markasının "Sudaki mucize" koleksiyonlarının tanıtımını yapıp yine benzer şekilde Alavya Shop'ta sergilemişler. (Bu sırada Alavya Shop, Rana Erkan Tabanca ve Erol Tabanca’nın 12 yıl önce hayata geçirdiği Alavya Projesi’nin son 4 yılında hizmete açılan bir oluşum. Pandemi dönemi sonrası ilk olarak online’da satışa başlamışlar ve Türkiye’nin dört bir yanına Alavya’dan pek çok ürün göndermişler.)

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Bunu öğrenince Alavya Shop’un yöneticiliğinin yanısıra tüm seçkisini de yapan Pelin Hanım’a kendisinin yolunun nasıl Alavya ile kesiştiğini, ilk satılan ürünlerin neler olduğunu merak ettiğimi söyledim. Kendisi de bana Rana Erkan Tabanca’yı reklamcılık yaptığı günlerden tanıdığını dolayısıyla Alavya’nın bu geçen yıllarda tüm süreçlerine tanık olduğunu söyledi.

Alavya Shop 2021 yılında açıldıktan ve de online olarak belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra ise fiziki bir alana ihtiyaç duymuşlar. Bunun üzerine de yine tasarımcı ve iç mimar Hakan Ezer imzası taşıyan ufak bir dükkanı Alavya'nın içine eklemişler. (Daha önce yazdığım Alavya’nın hikayesine 29 Ocak 2024 tarihli yazımdan ulaşabilirsiniz.)

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

O zamanlar ilk sattıkları tasarımlar Canan Eren Arditi’nin şapkaları ile primitif madalyalarıymış. "B.Can" adını taşıyan bu markanın ardından ise Alavya’nın kendi mutfağından çıkan yerel ürünler devreye girmiş.

Sohbetimiz sırasında Büyükdere35’in kurucusu Ferahnaz Pala Apdiç’ten ise 8 yıllık bir galeri olduklarını ve galerinin kurulduğu ilk günlerde aslında kendisinin aklında galeri açmak gibi bir fikrin hiç olmadığını öğrendim ve bunun üzerine galericiliğe nasıl başladığını merak ettiğimi söyledim. Bana samimiyetle o günleri anlattı..

Küratör Marcus Graf ile ilk tanışmaları bir sanat tarihi dersinde bundan 8 yıl evvel olmuş. O sırada Ferahnaz Hanım kendi atölyesini Beykoz’dan Sarıyer’e taşımaya çalışan bir sanatçıymış. Sarıyer’de Büyükdere Çayırbaşı mahallesinde yeni bir mekan bulmuş. Marcus Graf’a mekanı göstermiş. O sırada bir çok galeri kapanıyor ve de genç sanatçıların sergi yapacakları alanlar git gide azalıyormuş. Marcus Graf kendisine küratöryel danışman olarak destek verebileceğini söylemiş. Böylece Büyükdere35'in ilk dönemde gerçekleştirdiği 11 sergiyi Marcus Graf ve o dönemki asistanı Melike Bayık'la beraber yapma şansları olmuş. Sonrasında ise Ferah Naz Hanım sanat yolculuğuna farklı ekip arkadaşları ve küratörlerle devam etmiş.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Alavyadan bir Pop-up Sergi, bir de Caz Konseri..

Bir ara Otizm Vakfına destek sağlamak için Beyoğlu tarafında bir pop-up etkinlik planlamışlar, böylece sanatın Sarıyer'den çok daha kolay izlenebildiği bir bölgeyi tanımış, orada olmaktan da büyük keyif almışlar. Bu sayede de galerilerinin ikinci dönemi başlamış, Beyoğlu'na taşınmışlar. 2022'de İstanbul Bienali'nin ana mekanlarından biri olmuşlar. Galerinin adı Büyükdere35 ise Sarıyer'de galerinin ilk kurulduğu semtten ve de bulunduğu binanın kapı numarasından geliyormuş..

Ferahnaz Hanım hikayesini anlatırken bana özellikle sanat alanında durduğu yerin genç sanatçıların yeteneklerini görünür kılmak istediğini, bu nedenle de bu genç sanatçıların sanat kariyerlerinin başlangıç noktasında bulunmayı bir misyon olarak gördüğünü söyledi. Bunun anlamı burada Alavya’da yer alan seçkideki eserlerin büyük bir çoğunluğu 20-40 yaş arası sanatçılardan oluşuyor. Bu nedenle satın alınan her eserin bu genç sanatçıların hayatında çok önemli bir yeri olacak.

Alavya Shop ve Büyükdere35 Sanat Galerisi ortaklığında gerçekleştirilen bu pop-up etkinliği ile ilgili son olarak ise Pelin Hanım’dan şu bilgiyi öğrendim. Bu sergi fiziken 2 gün boyunca açık kalmış olsa da aslında sona ermemiş. Pek çok kişiden çok güzel geri dönüşler aldıkları için sergide yer alan tüm eserleri 18 Haziran’dan itibaren Alavya Shop’un websitesi’nin altında "insan hayatına dokunan ürünler"in arasında, "sanat" başlığı altında sergilemeye devam edeceklermiş. Caz konserleri konusunda ise bu ilk konserin ardından yaz boyunca bu konserlere ara ara devam etmeyi düşünüyorlarmış. Çünkü bu güzel ilgiyi, samimi ve doğal ortamı yaşamak onlara da çok iyi gelmiş. Bu tip pop-up etkinliklerle ilgili olarak ise bundan sonra farklı galerilerle de benzer şekilde işbirliği yapmayı düşünüyorlarmış. Alavya’nın bir sonraki etkinliği ise her yılın Aralık ayının ilk haftasında yaptıkları yılbaşı etkinliği olacakmış.

Alavyadan bir Pop-up Sergi, bir de Caz Konseri..

Sürdürülebilirlik projesi #WELAVYAALAÇATI

Bu sırada benim İstanbul’a döndüğüm gün Alavya’nın 2018 yılından beri devam ettikleri sürdürülebilirlik projesinin 352. haftasıydı. #WELAVYAALAÇATI sloganı ile 7 yıldır devam eden bu projede - önceki yazımdan hatırlayanlarınız olacaktır - her Pazartesi sabahı Alavya’nın tüm çalışanları (ve onlara kim katılmak isterse) Alavya’nın önünde toplanıp, maske ve eldivenlerini takarak, çöplerin yoğun olduğu bölgelere gidip çöp topluyorlar. "Çevre Temizliği Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık Projesi" adı altında yaşadıkları topraklar için neler yapılabileceğini herkese gösteriyorlar.

Bu projenin bir yansıması olarak da Alavya, bu bilinçle kendi işletmeleri içinde plastik ürünler yerine kağıt, cam ve de keten/bez gibi ürünler kullanmayı tercih ederken, odalarda kullanılan buklet malzemelerin ise boş şişelerini geri dönüşüme gönderiyor.

Son 3 yıldır ise yılbaşı ağacının süslemesi için kendi geliştirdiği tekniklerle pet şişeleri dönüştürerek kaseler, takılar ve ev aksesuarları yapan sanatçı Gülnur Özdağlar ile işbirliğinde çalışarak yeni projeler geliştiriyor.

Not: Benim kaldığım odada da bir ağaç dalının ucuna takılmış sarı çiçeğe benzeyen bir plastik vardı. Önce bunun ne olduğunu anlayamadım ve yanındaki kartı elime alınca da gülümsedim. Kartta şöyle yazı yazıyordu:

"Hatırladınız mı çöpe giden şampuanınızı? Yeni bir hayat buldu onun kalıntıları.
Duştan sonraki yolunu da düşünerek, dünyayı kurtarmak için küçük bir adım bu plastik çiçek.

(Plastik çiçeklerin tasarımı geri dönüşüm sanatçısı Gülnur Özdağlar’a aittir.)"