Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

9,09'luk enflasyon ve 19.OVP

10.09.2023 Pazar | 14:42Son Güncelleme:

Geçtiğimiz haftanın ülke gündeminde ekonomi mahreçli iki önemli başlık; Ağustos ayı enflasyonu ve 2024-26 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program (OVP) ön plana çıktı. Her iki konu da, bundan sonraki ekonomik gidişatı belirleme / öngörmedeki ağırlık ve değerleri bakımından, toplumun tüm kesimlerini ilgilendirmektedir.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Yaz mevsiminin son ayına ait enflasyon manşeti, beklentilerin üst sınırında gerçekleşti. Aylıkta iki haneli rakamların hemen altında kalan 9,09’luk TÜFE skorunun alt kırımlarına bakıldığında, enflasyon dinamiklerinde; “çekirdek katılık” ve “inatçı yapışkanlık” handikaplarının henüz aşılamadığı izleniyor. Nitekim, TÜİK sepetinde yeralan ürün gruplarının hemen tamamında (toplam 143’ ün; 138’ inde) fiyat artışı görülmesi, ekonomik aktörlerin, sürekli zam yapma alışkanlıklarından vazgeçmediğine işaret ediyor. Açıklanan Ağustos istatistikleri çerçevesinde, TÜİK esaslı çalıştırdığımız tahmin modelimize dayanarak, sene sonu enflasyon tahminimizi; %76.7 olarak, yukarı yönlü güncelliyoruz.

Yaşanan yüksek oranlı ve frekanslı vergi / yakıt fiyat artışlarına bağlı olarak ortaya çıkan Ulaştırma kalemindeki hızlı yükselişin yanında, Gıda kulvarı gene hassas ve kritik önemi ile ön planda kalıyor. Bolluk-bereket mevsiminde bile Sebze’ de %100; Meyve’ de %150 oranlarına ulaşan yıllık artışlar (Antalya Ticaret Borsası verileri) dikkat çekiyor. Keza, tüketim profilimiz bakımından önemli kalemlere bakıldığında; Domates faslında % 125’ e kadar çıkan fiyat artışı ve Kuru Soğan’ da – ihracat kısıtlaması tedbiri ve arz artışına karşılık- % 400 oranında tarla-market farkının sürmesi işin vahamet ve ehemmiyetini gösteriyor. Gene, önde gelen gıda tercihlerimizden Peynir fiyatlarında Ağustos ayında yaşanan artış; manşet enflasyonun tam üç katına ulaşıyor. Türkiye’ de Gıda fiyatları, tam otuzaltı aydır, aralıksız artıyor. Üstelik, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) küresel gıda fiyatlarında Mart 2021’ den bu yana en düşük seviyeye inen ve gerilemeye devam eden trende işaret ederken, TÜİK tarafından açıklanan Gıda fiyatları artışı %8,4 olarak karşımıza çıkıyor..

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Gıda “meselesi” ne çözüm bulunmadan, enflasyon derdine çare elde edilemeyeceği ortadadır. Hal ve Market Yasaları olarak bilinen kulvarlardaki yasal düzenlemeler ve rekabet / denetim alanlarındaki eksiklikler geçerli olmakla birlikte, meselenin daha kapsamlı ve gerçekçi ele alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan, mesela, ülkemize gelen turist sayısı ile Gıda fiyatları arasındaki ilişkinin incelenmesi; meselenin, İhracat Yoluyla Yoksullaşma penceresi dahil her yönüyle ve gerçekçi olarak çalışılması bakımından fayda sağlayacaktır. Gene, tarımsal üretim alanlarımızda, bir değerlendirmeye göre son otuz yılda %10’ u aşan, kayıp ve yanlış arazi kullanımı ile yapılaşma etkisi başta gelmek üzere yapısal dinamiklerin de masaya yatırılmasına, herhalde gerek duyulacaktır.

2005 yılından bu yana hazırlanan Orta Vadeli Program (OVP) çalışmalarının ondokuzuncu versiyonu kamuoyuna sunuldu. Esasen, 5018 sayılı kanuna göre Merkezi Bütçe hazırlanmasında yasal bir aşama niteliği taşıyan ve bürokratik / teknokratik yönü ağır basan OVP dökümanları, tüm kamuoyunun ilgi ve alakasını çekmeye devam ediyor. Burada, elbette 2018’ den başlayarak başlığının YEP ( Yeni Ekonomi Programı ) olarak lanse edilmesi; geçen sene de, “Yeni Dengelenme, Yeni Normal, Yeni Ekonomi” flaş ibaresi altında hemhal edilmiş olması kadar, temel göstergeler bakımından Ekonomi Yönetimi’ nin vaziyet edişini; ufuk ve izanını ortaya koyan bir “Yol Haritası” kimliği ön plana çıkıyor.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Türkiye, 1960’ lı yılların “ Plan mı; Pilav mı ?! “ kısır tartışmalarını çoktan geride bırakmıştır. Rekabetçi ekonomilerin plan-program yoluyla “Pro-Aktif Duruş ve Vaziyet Ediş” bakımından durumlarını sağlam hale getirmeleri beklenilir. Bahse konu 19. OVP de, bu açıdan değerlendirilmelidir:

OVP cephesinde daha önce de görülen “takdim-tehir” sıkıntısının aşılamadığı görülüyor. İlgili yasada, OVP lerin; beş yıllık Kalkınma Programı ile bağlantılı ve atfen oluşturulması / irtibatlandırılması gerekir iken bu duruma ulaşılamıyor; bütün (Plan) ortaya konmadan, parça (Program) önceden açıklanıyor. Teorik plandaki bu sıkıntı, sadece “akademik kaygı” olarak değerlendirilemeyecek kadar önemli ve planlama yetkinliği bakımından kritik etki sahibidir. Güncel OVP’ de “iddialı” bir başlıktan uzak kalınmasına ilaveten, 2023 sonu enflasyon tahmininin ikibuçuk katlık bir artışla revize edilmiş olması; bir önceki OVP’ de 2025 için öngörülen tek haneli enflasyon hedefinin 2026’ya ötelenmesi gibi karinelerle, bu dökümanın daha gerçekçi / ayakları yere basar bir duruşu temsil ettiği ifade edilebilir. Bu suretle, en son 2016 yılında görülen tek haneli enflasyona dönüş süresinin on yıla endekslendiği ve “enflasyonda kayıp on yıl” tespitinin kayıtlara geçirildiği anlaşılmaktadır. Program ekinde yer alan ve yedi ana başlık altında sınıflandırılan reform kulvarlarının, önceki versiyonlardan farklı ve tamamen yeni açılımları gündeme getirici bir profil çizmediği yönünde yaygın bir kanaat oluştuğu izlenmektedir.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Değişik yönleriyle tartışılmaya devam edilecek ondokuzuncu OVP çalışmasının; çerçeve ekonomik yapılanmanın üçlü sacayağını oluşturan Mali Politikalar-Parasal Politikalar-Yapısal Reform bünyesini tamamlayıcı ve kuvvetlendirici katkıları kadar, geliştirilmeye ve / veya değiştirilmeye muhtaç bileşenleri dikkatle not edilmelidir. Bu süreçte, beş yıllık gelecek perspektifi bakımından resmin tamamını oluşturacak Onikinci Kalkınma Planı üzerinden daha gerçekçi analizlere gidilebileceğini dikkate almak durumundayız.