hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Biyoteknoloji'nin yadsınamaz ağırlığı

    12.11.2021 Cuma | 16:14Son Güncelleme:

    Pandemi süreci, tüm coğrafyalarda gözlenmeye başlanan yeni vaka artışları ile devam ederken, bazı uzmanlar; artık Beşinci Dalga evresine girildiğini ifade ediyorlar. Salgın sürecinin gidişat ve açılımlarını net olarak modelleme; ortaya koyabilme imkan ve kabiliyetinden, halen yoksun durumdayız.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bununla beraber, “virüs mekanizması/davranışı” alanında ilerleme kaydetme; teknoloji yardımı ile yeni önleyici-tedavi edici araç ile mekanizmaları geliştirerek, bunları devreye alma çabalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. 

    Geçtiğimiz günlerde, ruhsatlandırılma aşamasına girdiği açıklanan Molnupiravir adlı “ilk ilaç”; etkinliği “aşı” lardan daha düşük olsa da, genel bir yaklaşımla, hastalanmayan kişilere değil(aşılanma sayısının altı milyarı aştığı biliniyor), ve fakat, sadece hastalanan bireylere uygulanma opsiyon ile açılımını kazandırıyor. 

    Sözkonusu ilacın; “beklenen mucize ilaç” bekleyişini ne ölçüde karşılayacağını zaman gösterecek, ancak, pandemi ile mücadele yolunda önemli bir aşama ve kazanım olduğunu belirtmek durumundayız. 

    Nitekim, piyasa reaksiyonunun; “aşı üreten firma hisse değerlerinde düşüş ve eş zamanlı olarak, yeni ilacı geliştiren şirket kağıtlarında yükseliş” temelinde olgunlaştığını not etmeliyiz. 
    Aynı dönemde ortaya çıkan bir başka BİYOTEKNOLOJİ Temelli Gelişme; çok sayıda kanser türü için erken teşhis sağlayan yeni bir “kan testi” nin bulunması olarak kayıtlara geçirildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İnsan geni dizilimi alanında kolaylık ve mali fizibilite sağlayan yeni biyoteknolojik kazanımlar sayesinde, elliden fazla kanser türü için %98 güvenirlik oranı ile erken teşhis sağlamak imkan dahiline giriyor. Kanser illeti sözkonusu olduğunda, “erken teşhis” in kritik önemi oranında, olağanüstü bir kazanım sağlandığına herhalde şüphe edilemez!  

    Gen teknolojisi alanındaki müthiş gelişmelerin elde edilmesi, sadece son yirmi yıl içerisinde başarıldı. İnsanın tam gen dizilimi’ nin yapılma maliyetinin; 2007 yılında bir milyon dolar iken, 2014 yılında bin dolara kadar indirilmiş olması, biyoteknoloji kulvarındaki başdöndürücü gelişme ve kazanımlar kadar, önümüzdeki büyük potansiyele işaret ediyor. 

    Gen alanında, belirtilen öncü çalışmaların bir uzantısı olarak 2017 yılında, bir milyar dolar sermaye ile kurulan Grail isimli firmanın ticarileştirdiği  “kanser teşhisi için kan testi”, önde gelen bilimsel kuruluşlar ile ortaklaşa yürütülen çalışmalar sonucu ortaya çıktığını unutmayalım. Gerekli izin alımı sonrasında, 950 dolar civarında fiyatla piyasaya sunulması beklenen test’in; kısa bir zaman zarfında daha düşük fiyat düzeylerine çekilmesi öngörülüyor.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Salgın döneminin kısıtlayıcı ve bunaltıcı konjonktürü altında elde edilen bu iki önemli kazanım, bir kez daha,

    “ Yüksek Katma Değer Üretiminde; Biyoteknoloji ’nin Ağırlık ve Kritik Önemi ” ni ön plana taşımaktadır. Geleceğin dünyasında, rekabetçi avantaj sağlama mücadelesinin en önemli kaynakları arasında, Biyoteknoloji; hemen daima, ilk planda yer alacaktır. O halde, ülkemizin bu mecradaki durum ve gidişatına kayıtsız kalmak gibi bir lüksümüz olmamak gerekir. 

    Güncel istatistiklere göre ülkemizde, mal veya hizmetlerinde biyoteknoloji kullanan ve/veya AR-GE faaliyeti yürüten 499 adet girişim bulunmakta olup, bunlardan sadece, %5 nispetindeki 26 adedinin 250 veya daha fazla çalışana sahip olduğu anlaşılmaktadır. Zaten kısıtlı sayıdaki şirketlerin %75’inde; çalışan sayısı on kişinin altında olup, ülkemizde bu alanda çalışan toplam kişi sayısı ise, üçbin kişiye dahi ulaşamamaktadır. Biyoteknoloji şirketlerimizin üçte ikisi, insan sağlığı ’na; geri kalan üçte biri ise, tarım’a yönelik olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Piyasada biyoteknoloji ürünü bulunan, bir başka deyişle; Ticarileştirme işini başarmış şirket oranının %60 oranına ancak ulaşmış olması, bu kulvarda alınacak çok mesafe; yapılacak çok iş bulunduğuna sağlam bir delil teşkil etmektedir. 

    İhracat ürünlerimizde, birbuçuk doların altında sıkışmış ortalama kilogram fiyatımızın arttırılması; hızla yüksek katma değerli uluslararası platforma çıkılması ve rekabetçi avantajı geliştirme formülü’ nün  asıl bileşenleri arasında, Biyoteknoloji unsuruna mutlaka yer verilmeli; öncelik tanınmalıdır.